Bu emanetler her zaman açık

A -
A +

Ramazan-ı Şerif ayının ilk cumasında açılan Hırka-i Şerif'i ziyaret etmek isteyenler bütün bir ramazan boyunca adeta izdiham oluşturur. Fatih'teki Hırka-i Şerif Camii'ne adeta akın eden halkın büyük bir bölümü, bu mübârek emanetin dışında muhafaza edilen diğer emanetlerden bihaberdir. Peygamber Efendimizin Veysel Karani Hazretlerine hediye ettiği bu mübârek hırkanın muhafaza edildiği Hırka-i Şerif Camii'nin tam karşısında küçük bir oda yer alıyor. Emin olun ki burada yer alan eserler, cami içinde muhafaza edilen Hırka-i Şerif'ten daha az değerli değil. Veysel Karani Hırka-i Şerif Camii Hizmet Vakfı'nın bir odasındaki emanetler, Hırka-i Şerif'in gölgesinde kalsa da meraklıları Onları yalnız bırakmıyor. Burada yer alan emanetler arasında; Resûlullah efendimize ait iç gömlek, Nalın-ı Saadet (pabuçları), Sakal-ı Şerif, Efendimizin kabir toprağı, gömleğin içinde korunduğu tarihi bohçalar, Kâbe'nin temizliğinde kullanılan süpürge ve sünger, kabri başında yanan mum, Kâbe'nin 16. yüzyıla ait iç ve dış örtü parçaları muhafaza ediliyor. > Resûlullah'ın iç gömleği Bu emanetler içinde elbette en çok ilgi göreni Resûlullah efendimizin iç gömleği. Bej renkli pamuklu kumaştan dikilmiş bu gömlek, genel olarak iyi muhafaza edilse de bazı bölümleri tahribattan nasibini almış. Söz konusu emanetlerin asıl sahipleri ise dedeleri 19'uncu yüzyıl ortalarında Mekke ve Mısır kadılığı yapmış olan Tırnakçızade ailesi. Tırnakçızade Mustafa Beye görevi sırasında hediye edilen bu emanetler, daha sonra ailede elden ele dolaşarak en son Mualla Negiz'e kadar ulaşmış. ABD'de yaşayan Negiz, bütün bu emanetleri Hırka-i Şerif'in yanında muhafaza edilsin diye 1991 yılında vakfa hediye etmiş. Tırnakçızadeler tarafından Hırka-i Şerif Vakfı'na hediye edilen Gömlek-i Şerif ve diğer hatıralar günümüzde bir koleksiyon halinde Topkapı Sarayı'na kayıtlı olarak muhafaza ediliyor. Hırka-i Şerif Camii'nin tam karşısında yer alan bu küçük odada muhafaza edilen emanetler, Hırka-i Şerif gibi sadece ramazan-ı şerifte değil, her cuma ziyarete açılıyor. Eğer toplu ziyaret edilecekse hafta içi de güvenlik sebebiyle kapalı tutulan bölüm isteyen herkesi buyur ediyor. > Âyet-el kürsî'nin fazileti Hadîs-i şerîflerde buyuruldu ki: "Farz namazlarından sonra Âyet-el kürsî okuyan kimse ile Cennet arasında, ölümden başka mani yoktur." "Kim, Âyet-el kürsî'yi okursa, Allahü teâlâ, onun o saatten itibaren sabaha kadar, iyiliklerini yazacak, kötülüklerini silecek bir melek gönderir." "Bu âyet herhangi bir evde okunduğunda, şeytanlar mutlaka o evden otuz gün uzaklaşır. Yâ Ali! Bunu oğluna ve ev halkına öğret, komşularına hatırlat!" "Sıkıntı anlarında Âyet-el kürsî'yi okuyan kimseyi Allahü teâlâ sıkıntıdan kurtarır." "Hastalığında Âyet-el kürsî'yi okuyan kimsenin ölümünü Allahü teâlâ kolaylaştırır." "Yatarken Âyet-el kürsî'yi okuyanın yanında sabaha kadar Allah tarafından gönderilmiş bir muhafız bulunur. Bu müddet içinde ona şeytan yaklaşamaz." "Bir kimse, evinden çıkarken Âyet-el kürsî'yi okursa, Hak teâlâ, yetmiş meleğe emreder, o kimse evine gelinceye kadar, ona duâ ile istigfâr eder." "Âyet-el kürsî Kur'ân-ı kerîmin dörtte birine denktir." "Allahın kitabında nazar için sekiz âyet vardır. Bir evde bir kul onu okursa, o gün ona insan ve cin nazarı değmez. Sekiz âyet Fâtiha ve Âyet-el kürsî'dir." > Şam ya da Mısır'da dokunmuş 75 santimetre boyundaki bej gömlek, uzmanların ifadesine göre Şam ya da Mısır'da dokunmuş. Pamuklu ve ince bir dokuma türünde olan gömlek üç parçadan oluşuyor. Genel anlamda sıcak iklim şartlarına göre dokunan gömleğin sağ tarafında zaman içinde oluşan tahribat dolayısıyla farklı çapta delikler göze çarpıyor. Sol tarafta ise tahribat yok denecek kadar az. > Diğer eşi kayıp Kahverengi deriden yapılan Nalın-ı Saadet (pabuç), parmak ucu ve topuk kısımlarından yukarı doğru hafif bir biçimde kıvrılmış. Zaman içinde küçülen pabucun diğer eşinin ise nerede olduğu bilinmiyor. > Resûlullah'ın sana selamı var Borcunu ödeyemeyen bir fakir, Ravda-i Mutahhara'ya gelip: (Ya Resûlullah, şefaat buyur, borcum var ödeyemiyorum) diye hâlini arz etti. Az sonra uyku bastırdı, uyuyakaldı. Rüyasında Peygamber efendimizi gördü. Efendimiz aleyhisselam, "Falan yere git, orada şöyle bir zengin var, ona selamımı söyle, borcun kadar parayı iste. Doğru söylediğine delil isterse, her gün bana 100 salevat getirmeden yatmazdı, dün unuttu.. Onu hatırlat da bu akşam getirsin" buyurdu. Heyecanla uyanan adam, zengin adamı araya araya buldu. Adamın evine vardığında onu, samanlıkta saman elerken gördü. Adam samanın içine beş kuruş düşürmüş onu bulmak için bütün samanı elekten geçiriyordu. Onun bu hâlini görünce taaccüp etti ama, yine de ben vazifemi yapayım deyip, Resûlullah'ın selamını tebliğ etti: "Resûlullah'ın sana selamı var. Salevât getirmeyi dün akşam unutmuşsun, bu akşam söylesin buyurdu. Ben ise borçlu bir kimseyim, benim 300 dirhemlik borcumu ödemeniz için Peygamber efendimiz beni sana gönderdi" dedi. Peygamber efendimizden selam gelmesi, adamın çok hoşuna gitmişti. Ne dedi, ne dedi diye adama üç defa tekrarlattı. Adam benimle alay mı ediyorsun diyerek gerisin geriye döndü. Fakat zengin olan, hemen önünü kesti: "Ben senin ağzından Resûlullah'ın selamını daha fazla duymak için üç defa tekrarlattım. Her söylemene 300 dirhem veriyorum. Eğer daha fazla söyleseydin her biri için 300 dirhem verecektim" dedi ve adama 900 dirhem verip gönderdi. > Haram yemeyen ordu Osmanlı ordusunun, İslam'ı tek bir bayrak altında toplamak gayesiyle Mısır seferine giderken Gebze yakınlarındaki bağlık bahçelik bir arazide mola verdiğinde Yavuz Sultan Selim Han bütün askerlerin heybelerini arattırır ve hiçbirinde meyve cinsinden bir şey çıkmaması üzerine ellerini, "Allahım, sonsuz şükürler olsun. Bana haram yemeyen bir ordu lütfettin. Eğer askerimin içinde tek bir kişi sahibinden izinsiz bir meyve yeseydi ve ben bunu haber alsaydım Mısır seferinden vazgeçerdim" diyerek Rabbine sonsuz hamd-ü senâlarda bulunmuştu. > Hadis-i şerif * Ramazan ayında oruç tutmayı farz bilip, sevabını da Allahü teâlâdan bekleyerek oruç tutanın günahları affolur. [Buhârî] * Kalp göze tâbidir. Gözü harâmlara kapamayınca, dilin [gönülün] muhafazası zordur. Ve zîrâ kalp gördüğü harâma bağlı oldukça, fercin muhâfazası zordur. Çünkü, fercin korunması için, gözü harâmdan korumalıdır; kapamalıdır. [Se'âdet-i Ebediyye: 762.] > Patates saksı kebabı >> Malzemeler: 400 gram kuzu eti, 4 adet patates, 1 adet soğan, 1 adet domates, et suyu, salça, un ve 250 gram sıvı yağ >> Yapılışı: Patateslerin içi yuva şeklinde oyulur. Tuzlu suda 10 dakika haşlanır. Yağda kızartılır. Ayrı bir tencereye yağ konur, ardından soğanlar ilave edilir. Etler suyunu çekinceye kadar kavrulur. Daha sonra ince doğranmış domates, salça ve un ilave edilerek karıştırılır, ardından et suyu konur. Pişmesine yakın tuz ve karabiber ilave edilir. Pişince oyduğumuz patateslerin içine kebaplar susuz bir şekilde konur. Üzerine sosu ilave edilir ve fırında 15 dakika 180 derecede pişirilerek servis yapılır. Ezogelin Çorbası, Patates Saksı Kebabı, Sigara Böreği, Keşkül

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.