Yeni ilkokul arkadaşım

A -
A +
“Öyle ki Türkiye’nin hiçbir yerinde bizim çektiğimiz o sıkıntıları çeken öğrenci olabileceğini düşünemiyorum...”
 
Sınıfta bağrışmalar, çağrışmalar gırla gidiyor, her kafadan bir ses çıkıyordu... Sıranın dip tarafına çekildim, tek başıma kurbanlık koyun gibi oturuyordum. Dokunsalar ağlayacak hâle gelmiştim. Bir an evvel zil çalsa da teneffüse çıkıp Hasan’ı bulsam diyordum. Yanımdaki arkadaşın seslenmesiyle kendime gelmiştim:
-Hey arkadaş,  gel tanışalım senin adın ne?
Şaşkın şaşkın etrafıma baktım çekine çekine cevapladım:
-Benim adım Aslan Torun dedim. O da kendini tanıttı:
-Benim adım da Rahim Dede.
Tanışmıştık ve biraz kendime cesaret gelmişti. Bu defa ben sordum:
-Sen hangi köylüsün? Ben Çoraklı’danım ya sen?
-Ben de Akdamla’danım.
Köylerimizin yakın olması ikimizi de sevindirmişti. Sonra o yine devam etti:
-Senin köyde Hüseyin Torun var, bizim köyün eniştesi, eşi de benim akrabam olur, hatta kardeşi var Hasan Torun, onlar senin neyin olurlar?
-Onlar benim amcamın oğulları deyince birbirimize biraz daha yakınlaşmıştık.
En azından sıra arkadaşımla tanışmayı başarmıştım. Ama bendeki tedirginlik hâlâ devam ediyordu. Okulun ilk günü ve ilk dersi olduğu için sınıfa hocalardan kimse gelmedi ve biraz sonra teneffüse çıktık. Ben hemen koşarak Hasan’ı buldum. Sınıflarımız ayrıydı ama birbirine yakın ve karşılıklıydı.
Bizim sınıflarımıza herkes “baraka” diyordu. Öğrenci çok olduğu için üç katlı büyük ana bina yetmeyince yanına dört tane sınıflık yapılmıştı. Bunların duvar tavanları tamamen sacdı. Biz yani birinci sınıfların çoğu bu sınıflardaydık. Ancak bir üst sınıfa geçince ana binaya geçebilecektik. O gün birkaç saat derse girdikten sonra Hasan’la Kitapçı Yaşar’a gidip ihtiyaçlarımızı aldık. Bu arada önceki yıldan kalan ve işimizi görecek kitapları almadık. Zaten imkânlarımız kısıtlıydı. Ben zaten kolalı gömleği ve iskarpin ayakkabıyı ancak Van Sağlık Kolejine yatılı okula gidince giyebildim. Çok zor, sıkıntılı ve imkânsız şartlarda üç yıllık bir ortaokul hayatımız oldu. Türkiye’nin hiçbir yerinde bizim çektiğimiz o sıkıntıları çeken öğrenci olabileceğini düşünemiyorum...
Evimiz kasabaya bayağı uzaktı. Biz bu yolu yaz kış, sıcak soğuk kar yağmur demeden hep yürüyerek gider gelirdik. Sırtımızda pardösü kolumuzda çantamız şemsiyemiz hiçbir şeyimiz olmazdı. DEVAMI YARIN
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.