"İyilik dediğin de bu mu?"

A -
A +

“Benim bildiğim o teklif ettiğine göre ücret almadan ikram olarak götürmesi gerekir.”

 

 

 

Türkiye’den yurt dışına geçici görevle gidenler olur biliyorsunuz. Yıllar öncesinde bir tanıdığımız da Almanya’ya geçici görevle gitmiştir. Birçok anıları vardır ama bir tanesini bizimle paylaştı.

 

Oraya gittiğinde bir vatandaşın evinde kiracı olarak kalır. Bir bayanın kiraya verdiği müstakil evde kalır. Herhangi bir sıkıntı sorun aksaklık filan yoktur. Çünkü arkadaş da kurallara uygun yaşayan, ufak tefek mevzuları sorun etmeyen insanlara saygılı bir beyefendidir.

 

Ev sahibi hanımefendinin bir de oğlu vardır. Taksi şoförlüğü yapmaktadır. Her zaman eve gelmez. Her zaman da bu kiracısıyla karşılaşmaz.

 

Beyefendinin de taksiciyle oturup konuşacak vakti pek olmamıştır. Ama hani insanın insanla yıldızı barışmaz derler ya, bu taksici ile yıldızı barışmamıştır. Birbirini gördüklerinde merhabalaşırlar ama âdeta birbirini görmemek için zaman kollarlar...

 

Derken sayılı günler tez geçer... Bu görevli evden artık ayrılacağını belirtir. Kira ödemelerini üzerine düşen faturaları filan öder. Valizlerini hazırlar. Ev sahibi hanımefendiye teşekkür ederek ayrılacaktır.

 

Evin taksi şoförü oğlu da bu kiracılarını yolcu edecektir. Der ki bir jest olarak:

 

“Ne de olsa evimizde misafir sayılırsın. Haydi ver valizlerini de seni havaalanına kadar taşıyayım.”

 

Beyefendi, memnun olur, teşekkür ederek valizleri arabaya koyup yola çıkarlar... Yolda bakar ki şoför taksimetreyi çalıştırıyor.

 

Bizimki şaşırır. İçinden düşünür “Hani beni havalimanına götürecekti. Benim bildiğim, o teklif ettiğine göre ücret almadan ikram olarak götürmesi gerekir.”

 

Bir müddet gittiklerinde samimiyete binaen bu düşüncesini dayanamaz ve dile getirir:

 

“Dostum bir de beni havalimanına kadar bırakayım, dedin. Bak taksimetreyi açtın. Ne yani madem para ile gideceksem hangi taksi olsa çağırırdım. Şimdi sen bana jest mi yapmış oldun?”

 

Der ki taksici:

 

-Dostum, ben elbette seni ikram anlamında götürüyorum. Elbette para almayacağım senden. Ama bu sürede devlete ne kadar vergi borcum oluşacak ise onu ödeyebilmek için taksimetreyi çalıştırıyorum. Devletimin sana iyilik yapma mecburiyeti yoktur...

 

     Rumuz: İ.Ö.

 

 

 

Ünal Bolat'ın önceki yazıları...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.