“Bütün köy halkı her biri bir sepet meyve hazırlamışlar. Bize ikram etmek istiyordu...”
Gelibolu’daki hatırama devam ediyorum... Ben ailedeki hanımları sakinleştirmeye çalışıyor, onlara sabır ve metanet tavsiye ediyor, Kur’ân-ı kerim okumayı bilenlerin okumalarını anlatmaya çalışıyordum. Babam da aynı şekilde cemaate ve köylülere benzer nasihatlerde bulunmuş. Kolay değil, ateş düştüğü yeri yakıyor. Akşam ben de babam da Kur'ân-ı kerim okuduk. Dualar yaptık...
Sabah cenazeler geldi. Gözyaşları arasında cenazelerin yıkanması, kefenlenmesi, namazının kılınması, mezara defnini ve telkin duasını hep babam yaptı. Köylülerin bu konularda ehil bir kimse olan babama bakışları, sevgi, muhabbet ve hürmetleri arttı.
O gün gerek camide gerekse evlerde okumalar ve dualar yapıldı. Biz lojmandaki evden gelen gürültünün sebebini anlamak üzere kısa bir süre için gelmiştik ancak şimdi üçüncü gündeydik...
Ama böyle temiz böyle misafirperver köylüleri böyle acı yaşarken yalnız bırakamazdık. Babam Hacı Şevket Efendi Camii'nin imamına “Evladım bu köy halkı çok temiz. Ben İstanbul’a gidince sana bazı dinî kitaplar göndereceğim. Bu kitapları onlara teslim et ve aynı zamanda camide de onlara okur ve anlatırsan çok iyi olur” dedi.
Akşam olunca, Hacı Şevket Efendi cenazeevinde, astsubay olan şahsa ve oradakilere yarın gitmemiz gerektiğini, evimizde iki küçük çocuğun annesini beklediğini, kusura bakmamalarını dile getirdi. Onlar da “her şey için çok teşekkür ederiz, peki” dediler.
Sabah namazından sonra buruk duygularla bir kahvaltı yapıp yola koyulmak üzere dışarı çıktık.
Bir de ne görelim. Bütün köy halkı her biri birer sepet meyve hazırlamışlar. Bize vermek istiyorlar. Bunları götürecek bir kamyonet lazım. Babam onlara teşekkür etti.
“Kalbinizi kırmamak için boş bir sepete her birinizin meyvelerinden birkaç tane alayım. Allahü teâlâ hepinizden razı olsun” diyerek gönüllerini aldı.
Köylülerle vedalaşırken herkes ağlaşıyordu. Biz de gözyaşlarımızı tutamadık. “Lütfen bizi unutmayın, hakkınızı helâl edin, bizleri duadan unutmayın, sizleri tekrar köyümüze bekliyoruz” diyerek bizi arabaya bindirip yolcu ettiler...
Allahü teâlâ onlardan razı olsun ve vefat eden askerlere ve bütün geçmişlerimize de rahmet eylesin.
Adnan Eroğul
Ünal Bolat'ın önceki yazıları...