“Ana, sözümü tuttum...”

A -
A +

Azerbaycan, 27 Eylül 2020’de başlayan II. Karabağ Harbinde işgale son vermeye kararlıydı. Binbaşı Vusal’ın hususi tayinatlı (özel kuvvetler) timi, Cebrail şehrinde sayıca 3-4 kat fazla olan Ermenilerden iki kasabayı halas etmiş; on şehit vermişti. Vusal "Ah! Can balalar" diyerek onlara Fatiha okudu. Bir köyde Ermeni özel kuvvetlerinin muhasarasına (kuşatma) düşmüşlerdi. Vusal, Leytinant (teğmen) Nur Memmed’le vaziyeti mütalaa etti. Düşmanın 28 yıldır tahkimat, tuzak hazırladığı bölgede beklenen bir vaziyetti. Isparta’da, komando talimlerinde kazandıkları çeviklikle vuruşmuşlar; şaşıran düşmanı "Türk korkusu" sarmıştı. Bu iş, Hocalı'da silahsız Azerbaycanlıları katletmeye benzemiyordu. Mevzilendikleri duvardan üzerlerine gelen 3 tankı gördü. Zira düşman piyadesinde Türk’e taarruz edecek yürek yoktu. Vusal, telsizden "Uşaklar! Tuzağa düştüler. Ölürsek şehit, kalırsak gaziyiz" dedi. Gür sesle getirdikleri tekbirin yükselen sedasının titrettiği düşmanı hilal taktiğiyle yarım çembere aldılar. İki noktadan muhasarayı yardılar. Tanklar hedeflerini ararken, hücuma kalkan kahramanlar düşman siperlerine girip onları güvendikleri tahkimatlarda kahr u mahv ettiler. Muazzam bir patlamayla yer sarsıldı. Üç tank ve personeli havadaydı. Türk kardeşleri, Nuri Paşanın torunları da SİHA’larla gelmişlerdi.

 

Vusal, maziyi yâd etti. Karabağ’da, 1992’de, altı yaşındayken terk ettikleri köyünde öğlenleri, doyga ve qutab (gözleme) kokuları gelirdi. Şehit atasını, bombalanan köyünü, evlerini,  katledilen akrabalarını aç, susuz Azerbaycan içlerine hicretlerini unutmamıştı. Annesine: "Ahd olsun! Döneceğiz ocağımıza. Ezanlar yine okunacak" sözü vermişti. Türkiye'de, komando okulundaki talimlerde, akşamları dua ve zafer yemini ederdi.

 

Ermenilerden kurtarılan köyün mescidine asılan üç renkli bayrağını izleyen Vusal, minareden gözyaşlarıyla ilk ezan-ı Muhammedi’yi okudu "Ana! Sözümü tuttum" dedi.

 

(Hikâyemiz, Karabağ harbinde katledilen sivil soydaşlarımızın ve şehitlerimizin aziz ruhlarına ithaftır.)

 

          Hakan Karagöz-Rehber Öğretmen

 

 

 

ŞİİR

 

                      VEFA

 

Neylerim sevgiyi, saygıyı, vefa yok ise…

 

Umut, hasret özlemi bilen yok ise…

 

Neylerim gözyaşı hüznü gören yok ise…

 

Gönlüm virane, gözlerim yaşlı aşk yok ise…

 

 

 

Bilirim acıyı, derdi vefayı kıymeti var ise…

 

Düşünmem ilerisini, gerisini soran var ise…

 

Yüreğimi açarım sevgiye gelen var ise…

 

Gülmesini, sevmesini bilip koşan var ise…

 

 

 

                             Abdülkadir Yılmaz…

 

 

         Doyumsuzlar
 
Her şey benim olsun ister
Açgözlüler doyumsuzlar.
Ceplerimiz dolsun ister,
Açgözlüler doyumsuzlar.
 
İçimizi açmıyorlar,
Haramlardan kaçmıyorlar,
Bir helâl su içmiyorlar,
Açgözlüler doyumsuzlar
 
Tutulmayan sözü vardır,
Kızarmayan yüzü vardır,
Ekmeğinde gözü vardır,
Açgözlüler doyumsuzlar.
 
Nöbetçi der; cimridirler.
Dilleri çok sivridirler,
Geçmişleri kirlidirler,
Açgözlüler doyumsuzlar.
 
       Nöbetçi Şair (Şahin Ertürk)

DUYGU DAMLASI

 

 

 

BÜYÜK DEDEMİN NOT DEFTERİNDEN: Abanın kadri yağmurda belli olur? Aç tokun, yüzüne bakmakla doymaz. Dağ dağa kavuşmaz insan insana kavuşur. Hak, haklıya yardım eder. İnsan kalıp kıyafetle adam olmaz. Güvenme varlığa düşersin darlığa. Dökme suyla değirmen dönmez. Her koyun bacağından asılır. Hiddetle kalkan zararla oturur...

 

Bu sözler hiç yalan değildir. Atasözüdür. Dikkat ediniz.” [Oktay Artun-İzmir]

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.