Bir fincan kahve...

A -
A +
Osmanlıdan günümüze gelen kırk yıllık hatırı olan ikram içeceğimiz Türk kahvemizdir. Türk kahvemiz; yanında da lokum, tatlı çikolata gibi ikramla sunulur. Peki, bu kadar hatırı olan kahvemiz neden bazen tuzlu ikram edilir?
Kız isteme merasiminde tuzlu kahvenin hikâyesi: Tuzlu kahvenin birbirinden farklı birçok rivayeti olsa da, biz en akla yatkın olanları sizler için sıraladık. Tuzlu kahvenin hikâyesinin, eski zamanlarda yapılan görücü usulü evliliklere dayandığı söyleniyor. Görücü usulünde kız ve erkek tarafı bir araya gelir, birbirlerini ilk kez görürmüş. Bunun ardından gelin hemen damat adayının kahvesini hazırlarmış. Eğer damat adayını beğendiyse kahveyi şekerli hazırlar, yanında tatlı ikram edermiş. Bu da 'ben ve ailem seni istiyoruz' mesajı verirmiş.
Ancak kız, damat adayını beğenmezse kahvesine şeker yerine tuz koyarmış. Tuzlu kahveyi içen damat adayı, kızın kendisini istemediğini anlayıp anne ve babasını alarak kalkar ve bu işten vazgeçermiş.
Birbirini seven iki genç, kız isteme merasiminde bir araya gelirmiş. Gelin adayı damat adayının gerçekten sevip sevmediğini anlamak için, kahveyi tuzlu yapar ve ikram edermiş. Eğer damat adayı, kahvenin tuzlu olduğunu anladıktan sonra hiç içmezse, bu gelinin isteklerini karşılayamayacağı anlamına gelirmiş ve ayıp sayılırmış. Damat adayı, tuzlu kahveyi birden fazla yudumla alır ve tükürmezse, eşi için her şeyi yapacağı anlamına gelirmiş. Aynı zamanda tuzlu kahve, gelinin arkadaşlarının damat adayına yaptığı ilk şaka olarak nitelendirildiği biliniyor.
Günümüzde Tuzlu Kahve Geleneği
Gelin adaylarının en çok heyecan duyacağı; belki de ellerinin titreyeceği, ayaklarının birbirine dolaşacağı merasimlerden birisi kız isteme törenidir. Kahvenin bol köpüklü ve okkalı olması, tadının yerinde olması önemlidir. Bu önemli merasimde damat adayımızın da oldukça heyecanlı olacağını belirtebiliriz. Zira kendisine ikram edilecek tuzlu kahveyi âdeta bal şerbeti içer gibi içmesi gerekmektedir.
Şimdiden damat adaylarına afiyet olsun diyelim. Sevgi ve saygılarımla...
        Tuğba Özönal
 
 
 
ŞİİR
 
           Huzur
 
Huzur İslam'da
Kalır isen bir gün darda,
Gönlün kalır ah u zarda,
Vefa kalmayınca yârda…
 
Huzur İslam'da İslam'da,
Yorulursun koşa koşa.
Anlarsın ki hepsi boşa,
İmana gel coşa coşa…
 
Huzur İslam'da İslam'da,
Bu eziyet çile niçin?
Yanıyorsun için için,
Yapacaksın doğru seçim.
 
Huzur İslam'da İslam'da,
Görüyorsun dünya yalan,
Hayallerin olmuş talan,
Tevekkül et düşün her an.
Huzur İslam'da İslam'da
 
        Vedat Alacaoğlu
 
 
GÜZEL YURDUMUZ
 
ISPARTA’DA EL SANATLARI: Yurdumuzda birçok ilimiz gibi Isparta da el sanatları bakımından çok başarılı bir seviyeye gelmiştir. Halıcılık çok yaygın ve ileri seviyededir. Halıcılığa ilâveten kilim de dokunur. Eskiden heybe ve şalvar da dokunurdu. Urgancılık da ileridir. Kendirden urgan, yular, kınnap, sicim, çul, çuval ve heybe dokunur...
Tarih boyunca el sanatı olan saraçlık ve semercilikte Isparta çok ileri durumdaydı. Osmanlı, Kırım-Tatar ve Macar eyerleri ve diğer eyerlerin en güzeli bu ilde yapılırdı. Isparta gül şehri olduğu kadar asırlardır dericilikte de isim yapmıştır. Koyun ve keçi derisinden yapılan meşin ve sahtiyanlar ile sığır ve manda derisinden yapılan kösele, çizme, çetik (patiğin diğer adı) ve ayakkabılar Türkiye'nin iç pazarlarında aranan ürünlerdi...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.