Günümüzde "drone", artık neredeyse her gazetecinin yanında olması gereken bir cihaz hâlini aldı. Ancak tek başına haber yapmak için bu cihaz çoğu zaman yeterli değil. Cihazı kullanmak yapacağınız işe güç katan bir enstrüman gibidir. Bu enstrümanı ne kadar iyi kullanırsanız, yaptığınız işte de o kadar başarılı olabilirsiniz.
Gazeteci için bir akıllı telefon, kamera veya fotoğraf makinesi olmazsa olmaz iken artık drone da olmazsa olmaz bir konuma geldi. Birçok meslektaşım işlerinde drone’u gittikçe daha fazla kullanmaya başladı.
Bugün drone gazeteciliği ayrı bir gazetecilik türü olarak ortaya çıkmakta ve üniversitelerin programlarında bu derse de yer verilmekte. Nasıl bir foto muhabirliği varsa bu da öyle değerlendirilmelidir. Ancak gazetecilik için sadece drone, kesinlikle yeterli değildir. Bunu, önemi her geçen gün artan bir enstrüman olarak görebiliriz. Yaptığımız işin önemini yükseltmek için güçlü bir görsel araç kullanmak önemlidir. Ancak birçok kişi ve akademisyenin “drone uçan bir cihazdır” değerlendirmesini yanlış buluyorum. Aslında buna, insansız cihazlar ile görüntü çekimi diyebiliriz. Ben şu anda su altı drone’u kullanıyorum. Hatta araba şeklinde yönetilen bir drone’u kullanabilmek pek uzak bir gelecek gibi görünmüyor. Burada değerlendirmeye aldığımız konu, zaman geçtikçe daha farklı bir hâl alıyor. Örneğin sosyal medya, çektiğiniz her görüntüyü ücretsiz olarak ömrünüz boyunca sergileyebileceğiniz bir platform. Bu bakımdan drone kullanmayı, günümüz gazeteciliğinde oldukça önemli buluyorum. Türkiye’de drone kullanmak için öncelikle eğitim ve ehliyet almak gerekiyor. Ben önce bu eğitimi, ardından da “İHA-0 ve İHA-1” ehliyetimi aldım. Yani 25 kiloya kadar insansız hava araçlarını kullanma yetkisine sahibim. Sadece bu ehliyeti almak yetmiyor. Neredeyse her gün bol pratik yaparak, havacılık kurallarını ve terimlerini, hava aracının uçuş prensiplerini, hava durumunun takibini iyi bilmek ve takip etmek gerekiyor.
Ahmet Faruk Sarıkoç
ŞİİR
FAHRETTİN ABİ
-Pek kıymetli Fahrettin Tacar Ağabeyime-
Dünya gel dedikçe, hep ırak kaçtın,
O zulmet dağıttı, sen hikmet saçtın.
Takvada üstündün, başlara taçtın,
Sevgiden pınardın, Fahrettin Abi.
Orduda komutan, derlerdi sana,
Hiç meylin olmadı, mala unvana.
“Rabbimin rızası kâr” dedin bana,
Övseler kınardın, Fahrettin Abi.
Bizlere emeğin, katkın pek çoktu,
Faydasız boş geçen, bir ânın yoktu.
Ektiğin güllerin, misk gibi koktu,
Bir yüce çınardın, Fahrettin Abi.
Örnek bir Müslüman, gibi yaşardın,
Dünyaya düşküne, güler şaşardın.
Nefsine uymadın, yendin başardın,
Ömründen çıkardın, Fahrettin Abi.
Ömrünü cihada, hem hayra verdin,
‘Müslüman örnektir, çalışır’ derdin.
Şanlı bir komutan, hizmette erdin,
Hem edep hem ar’dın Fahrettin Abi.
Seneler tükenmiş, ömrün bitmişti,
Sevdiğin kıymetler, bir bir gitmişti.
Diktiğin fidanlar, bir hoş bitmişti,
Rabbine bak vardın, Fahrettin Abi.
Seyfettin Karamızrak
BİTKİLERİN DİLİ
REZENE: • Safra üretimine yardımcı olur • Toksinlerin atılmasını sağlar • Fazla suyun atılmasına yardımcı olur • Anne sütünü attırdığı söylenmektedir • Sindirimi düzenler • Diş ağrılarını hafifletir • Göz sağlığını geliştirir • Yüksek tansiyonu düşürür • Mide gazının atılmasını sağlar • Öksürüğe iyi gelir...