Önce insan, önce sağlık

A -
A +
Vücudun uç bölgeleri sağlam ise merkez de sağlamdır. Gözlerimiz, kulaklarımız, burnumuz, dilimiz, cildimiz, ellerimiz, ayaklarımız vb. vücudumuzun uç noktalarını oluşturmaktadır. Bu bölgeler kılcal damarlar vasıtasıyla beslenir. Kılcal damarlar olmadan veya sağlıklı olarak çalışmadan bu uç bölgelerimizin, organlarımızın beslenmesi tam anlamıyla gerçekleşmez.
Nasıl ki, parmak uçlarına büyük atardamarlar ile kan gönderilemezse, büyük sağlık kuruluşları, dev hastaneler, donanımlı merkezler, poliklinikler vb. ile de şehirlerde toplumun kılcal damarları olan mahallelere, kazalarda köylere, mezralara sağlık hizmeti merkezdeki gibi götürülemez.
Bu yerleşim yerlerinin kılcal damarları, o bölgenin doktorları, fizyoterapistleri, çevre sağlık teknisyenleri, ebeler, hemşireler, sağlık memurları; irtibat için öğretmenler, muhtarlar, din görevlileri ve istismar etmeden folklorik tıp ile uğraşan gönüllüler olmalıdır.
Siz bu elemanları konunun özünden uzak kurallar, mevzuatlar ve yasaklar ile şekillendirmeye çalışırsanız, bölgenin hareket ve dinamizm kabiliyetini de kaybetmiş olursunuz. Neticede kılcal damarlar randımanlı çalışamaz hâle gelir.
Dünyada en az yirmi bin çeşit tedavi yönteminin olduğu, binlerce sebze ve meyvenin, yüzlerce kaplıcaların; binlerce bitki çeşidinin olduğu, her ülkenin binlerce çeşit mutfak kültürünün bulunduğu bir gerçektir. O hâlde sağlık sistemine bu gözle de bakmalıyız, bakabilmeliyiz.
Sağlıkta ana hedef en iyi, en kolay, en pratik, en zararsız ve hasta için en faydalı yöntem hangisi ise yaklaşımımız da buna göre olmalıdır. Kurallar böyle, mevzuat şöyle, statü öyle diyorsak insan sağlığını değil o kuralları önemsiyoruz demektir. Oysa sağlık kuralları eğer insan sağlığına çözüm üretebiliyorsa önemlidir. Sağlığın vazgeçilmez iki kuralı vardır: Önce insan, önce sağlık... Bu iki unsuru devre dışı bırakan kurallar, kim uygularsa uygulasın sağlıksızdır.
         Dr. İsmail Maraş
 
 
ŞİİR
 
 
         Öldü mü sandın?
 
Bendeki zenginlik insan sevgisi,
Sen beni define buldu mu sandın?
İçimde ilkbahar binlerce çiçek,
Sen beni sararıp soldu mu sandın?
 
Merhamet kök attı her gün içimde.
Nezaket tavrımdır binbir biçimde,
Nice canlar saklı yağlı sicimde,
Sen beni nefretle doldu mu sandın?
 
Dürüstçe davranmak benim şiârım,
Gönüller kazanmak dünyada kârım.
Elbette son bulur bir gün efkârım
Sen beni dertlerden yıldı mı sandın?
 
Gökyüzü gibiydim her yer dar iken,
Sıcağı öğrendim yerde kar iken,
Garibin gözünde yaşlar var iken,
Sen beni neşeyle güldü mü sandın?
 
Kadir Fidan der ki işte örüntü!
Huzurun kaynağı güzel görüntü
Aklımda yer etmez türlü kuruntu
Sen beni kederden öldü mü sandın?
 
      Kadir Fidan-"Dağların Şairi"
 
 
KELAMI KİBAR KİBAR-I KELAMEST
(Büyüklerin sözü sözlerin büyüğüdür)
 
 
“Kişinin dini, arkadaşının dini gibidir... İyi arkadaş seçmeli, unutmayalım ki, dünyada kimi seçiyorsak, ahirette onunla beraber haşr olacağız. Dünyada kimi sevmişsek, ahirette onunla beraber haşr olacağız. Hazret-i Peygamber "aleyhissalatü vesselam" böyle buyuruyor çünkü. "El mer'ü mea men ehabbe" "Dünyada kim kimi severse ahirette onunla beraber olacak."
O hâlde akıllı insan; iyi insanı seçendir, iyi insanı sevendir. Bu, vefat etmiş olabilir, hayatta olabilir. İşte Evliyalar Ansiklopedisi, İslam Âlimleri Ansiklopedisi, o büyüklerin hayatlarını anlatan kitaplarımız. İmâm-ı Rabbânî hazretleri, Abdülhakîm Arvasi hazretleri... Aklına ne gelirse. Eğer bunlarla bir irtibat kurulabilirse, bunların verdiği tavsiyelere uyularak yaşanırsa, elbette ki insan onlarla beraber olacaktır.”
       Enver Ören (rahmetullahi aleyh)
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.