Toplumun bireye etkisi -1

A -
A +
Toplumun değer yargıları insana önemli ölçüde etki etmektedir. Daha doğrusu toplumun bir ferdi bir bireyi olan insan, kendini bulunduğu sosyal ortamın gerçeğinde bulmaktadır. Herkesin şöhret olana değer verdiği bir toplumda, gençlerin ilim adamı olmaya özenmesini bekleyemezsiniz.
 
Ekranlarda oynatılan tarihî dizilerle kitaplarda yazan tarihî bilgileri kıyasladığınızda birbiriyle alakası bile olmayan bölümler vardır. Ama milyonlar kitaplarda yazanı değil ekranlarda izlediğini hafızaya alacaktır.
 
Toplum kolektif yönlendirmelerden etkilenmeye açık bir yapıdır. Bireysel olarak tek tek tepki göstereceğiniz konularda kolektif olarak sessiz kalmak zorunda olabilirsiniz. Veya sizin kabul etmek istemediğiniz birçok prensibiniz toplumun kolektif algısıyla yok edilebilmektedir.
 
Bu nasıl bir duygudur biliyor musunuz?
 
Topluma sunulan kültürel akımlar çok şubeli alışveriş merkezlerine A’dan Z’ye istif edilmiş her konudaki ürünler gibidir. Böylesi yerlerde en iyi ve en hesaplı alışveriş önceden ne alacağını tespit ederek mağazaya giden kimsenin yaptığı alışveriştir. Aksi durumda bir araba dolusu ürünle kasaya gelir, çıkışta birçok ürünü ne için aldığınızı bile bilemezsiniz... O kadar ürünü üstelik çoğu kez kredi kartından ödeyip çıkarsınız. Eve gittiğinizde kendiniz bile şaşırırsınız:
 
“Ben bunu niye almışım ki?”
 
Ve tabii aldıklarının yarısı çöpe gitmektedir. Kredi kartına da aybaşında bu çöpe attıklarının borcunu ödemektedir. Kayıp, sadece o bireyin kesesinden değildir, bir millî servettir.
 
Bu örnekte olduğu gibi bireyin kültür ve ahlakı da topluma sunulan yazılı ve görsel enformasyon bilgilerle bu şekilde tarumar edilebilmektedir.
 
İnsan eğer bu sel gibi akan çağın yaşayış şekline bireysel olarak karşı durabilirse ki selin önünden kurtuluş mümkün müdür, o da ayrı bir gerçek... En azından dört bir yandan gözüne kulağına, beynine sokulanları değil kendine lazım olan hayat şeklini doğru kaynaklardan doğru beslenerek elde edebilirse önceden alışveriş listesi yapan şuurlu müşteri gibi olabilir...
 
     Betül Tuğcu
 
 
 
ŞİİR
 
     FETİH GÜNÜ
 
Dedemiz de gemiler yürütmüştü karadan,
Konstantin'i İstanbul lütfeyledi Yaratan,
Çağ açıp çağ kapatmak ruhumuzda var bizim,
Hedefte Kızılelma, yürekte yâr var bizim.
 
Kuşları kıskandırır gökyüzünde SİHA'lar,
Dağdaki çakalları bekler sarı torbalar,
Yerle bir oldu artık o kocaman duvarlar,
Ülkümüz medeniyet, insanımız hür bizim.
 
Milleti temsil nedir, ülke yönetmek ne ki,
Süper güçlere karşı, emir eriydik sanki,
İki büklüm el pençe, ürkek bir tavşan gibi,
Şimdi bütün dünyada avazımız gür bizim.
 
Fetih olsun yeniden, sona ersin ağıtlar,
Asırlara mührünü vursun yine yiğitler,
Mazlumların umudu olsun güzel vatanım,
Fikrimiz ayrılsa da dinimiz birdir bizim.
     Mustafa Özkahraman
 
 
KELAM-I KİBAR KİBAR-I KELAMEST
(Büyüklerin sözü, sözlerin büyüğüdür)
 
Hüseyin Hilmi Işık "kuddîse sirrûh" buyurdu ki: “Tarih boyunca milletler, devletler, cemiyetler içeriden çökmüştür. Dışarıdan değil, içeriden. Eğer arkadaşların arasına gıybet, dedikodu, fitne girerse istikbalimiz hakkında yeise düşerim. Araya fitne girmezse, dedikodu girmezse, gıybet girmezse hiç korkmayın. Onun için böyle zayıf insanlar olursa hemen onları tecrit edin, ayırın, çünkü o bir çürük üzüm tanesi bir sepet sağlam üzümü de bozar. Bir arkadaş size gelip de bir arkadaşı fitnelerse, gıybet ederse ve kim ona sus, o benim din kardeşim derse, ona yüz şehit sevabı vardır ve büyük bir emr-i maruf yapmış olur. Onu da kendini de haramdan kurtarmış olur.”
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.