Ülkemizin kıymetini bilmek

A -
A +

Başkaları Dünya Çevre Günü kutluyor diye yazmıyorum bunları. İçinde yaşadığımız güzel ülkemizde içimi acıtan konularla ilgili üzüntülerimi dile getirmek için yazıyorum. Tamam, teknoloji birçok güzellik getirdi ama bizden ve çevre güzelliğimizden daha fazlasını götürdü. Sadece bir örnek verecek olursak ilk yapıldığı andan günümüze 8 milyar ton naylonun yarısından fazlası denizlere atılmış. Balık ve deniz ürünleri bitme noktasına geldi. Üç taraflı denizlerle çevrili güzelim ülkemizin denizlerini bitirme noktasına geldik. Başta Marmara Denizi haliç ve İzmit körfezi olmak üzere Ege Karadeniz ve Akdeniz’e atılan fabrika atıkları, lağım suları ve naylon plastik sayesinde kirlilikten geçilmez oldu. Sadece Marmara’da 20-30 yıl önce 50’ye yakın balık cinsi şimdilerde kirlilik yüzünden 10-15’e inmiş olup şimdi onlar da bitme tehlikesiyle karşı karşıyadır.

 

Yıllar önce başlayan maden ve altın arama sevdası yüzünden ülkemizin birçok yerinde binlerce ağaç kesildi, doğa katledildi. Bergama’da, Kazdağılarında, Artvin Cerettepe’de maden araması yüzünden yeşil alanlar katledildi. Acımasız kullanma yüzünden akarsularımız kuruma noktasına, göllerimiz bitme noktasına geldi. Yer altı sularını hoyratça kullandığımız için Konya da obruklar meydana geldi.

 

Ülkemizin birçok yerinde barajlar HES’ler ve rüzgâr gülleri yapılıyor, ihtiyaç için elbette gerekli ama tedbir alınmadığı için doğa tahrip edildi. Bizim Artvin’den örnek verirsem artık neredeyse kar, yağmur yağmayıp kuraklık görülmeye başlayan Artvin’de bizim çocukluğumuzda 2-3 metre kar yağar damlardan atlardık. Geçtiğimiz yıl doğru dürüst bir kar bile yağmadı, yağsa da çabucak eridi gitti. Yine bilinçsiz kesim yüzünden bizim Rusya sınırındaki ormanlarımız fırtınaya rüzgâra dayanmayıp kökünden yıkılarak yok olma tehlikesiyle karşı karşıyadır ki gerçekten güzel ülkemize yazık oluyor... Saygılarımla...

 

     Aslan Torun

 
 
ŞİİR
 

     Nefsime nefeslerim

 
Melamet dervişin kıyafetidir,
Empati kuşağı belinde olsun.
Toprak her canlının nihayetidir,
Tebessüm şerbeti dilinde olsun.
 
İncitmekten çekin cümle varlığı,
Yaradan yaratmış ister dirliği,
Gönüller tamirle bulur erliği,
Edep dahi kemâl, hâlinde olsun.
 
Eskiler eskimez, yeniler eskir,
Yeniler eskide görür hep kusur,
Kıymeti tükenmez geçse de asır,
Tecrübe elması elinde olsun.
 
Bir bardak çayın olsun dostuna,
Muhabbeti inşa edin üstüne,
Hep iyi ol kötülerin kastına,
Bırak herkes kendi yolunda olsun.
 
Gıyabî dokunma dönsün şu dünya,
Kimine bir serap kimine rüya,
Herkes sanki melek, en iyi güya,
Gör ki her şey filmin sonunda olsun.
 
          Mustafa Özkahraman
 
 

ESKİMEZ KELİMELER

 

 

İLTİSAK: 1. Bitişme, kavuşma, yapışma, birleşme. 2. İki organın birbirine yapışması.

 

İLTİMAS: 1. Kayırma. 2. Arka, kayırıcı. 3. Yapılmasını isteme, [asıl manası "tutunma, tutma"dır].

 

İLTİZAM: 1. Kendi için lüzumlu sayma. 2. Birinin tarafını tutma. 3. İcap ettirme, gerektirme.

 

İLMİHAL: 1. Din kurallarını öğretmek üzere yazılmış kitap.

 

İLMUHABER: İlm ü haber. Resmî daireye (kuruma) verilmek üzere muhtarlık veya bir daire (kurum) tarafından birinin durumunu belirtmek için hazırlanmış tasdikli (onaylı) vesika (belge)

 

İSTİMLAK: 1. Mülk alma, bir yeri satın alma. 2. Umumun (genel halkın) yararına olarak bir şeyi sahibinden satın alma; kamulaştırma.

 

İSTİNAD: 1. Dayanma. 2. Güvenme. 3. Senet, delil, hüccet sayma. 4. Askeriyede avcı zinciri gerisinde arka olmak üzere toplu bir hâlde bulundurulan asker.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.