Mutluluğa duyulan özlem çok büyüktür. İnsanoğlunun ulaşmak istediği doruk noktalardan birisidir. İnsanlar genelde mutluluğu zengin olmakta, makam mevki sahibi olmakta arar. Oysa atalarımız ne güzel söylemiş “Paran mı var derdin var” diye.
Para ve makam arttıkça sorumluluk da uğraş ve sorunlar da artıyor. Her arzusunu yerine getirmiş olanlar hedef kalmayınca bazen mutsuzluk atmosferine giriveriyor. İnsanın yaşama gayesinin ve hedeflerinin bitmesi hayatı zindan edebiliyor. Kısacası parayı da makamı da kullanmasını bilmek ve bunların esiri olmamak gerekiyor. Yani para ve makam sizi değil siz onları yönetebilmelisiniz.
Mutluluğun yolunun; bencilliği bırakmaktan, “ben” değil “biz” olarak olaylara bakabilmekten, nefsimize hâkim olabilmekten başkalarına empati yapabilmekten geçtiğini bilmek gerekiyor.
Nefsi terk edersen huzura erersin. Bencilce istemek mutluluğu yitirmektir. Bencillik ahengin bozulmasıdır. Bencillik düzene uyumsuz olmak demektir. Bencillik ruh ve beden düzenini bozduğu gibi sağlığı da olumsuz olarak etkiler.
Özünüzden vermenin, aklınızdan vermenin, içinizde büyüyen sevgiden vermenin güzelliğini kavrayacaksınız. Vermenin almaktan daha kutsal bir şey olduğunu anlayacaksınız. Ama verme kalpten olmalı, nefsin etkisiyle, karşılık bekleyerek olmamalıdır. Saf sevginin hediyesi daima mutlulukla birlikte gelir. Verdikten sonra teşekkür veya övgü almadığınız ya da isminiz yazılmadığı için yaralandıysanız, hediyenizi sevgiyle değil gösteriş amacıyla verdiğinizi ve sadece almak için verdiğinizi bilin. Aslında vermiyor alıyorsunuz.
Kendinizi başkalarının refahına adayın; yaptığınız işlerde kendinizi kaybedin, sonsuz mutluluğun sırrı budur. Bencilliğe karşı daima tetikte olun ve fedakârlık derslerini inanarak öğrenin; böylelikle mutluluğun zirvesinde dolaşırsınız.
Nurettin Bozan-Eskişehir
İçtiğim kahvede,
Aldığım tat noksan,
Çünkü,
Fotoğrafını çekeceğim derken
Her zaman soğuk fincan.
Tadım yok ama "adım var"
Bir yere gezmeye gitsem,
Önce resmini çekerim,
Ben temaşa etmem,
Ancak "short" çekerim.
Tadım yok ama "adım var"
Çocuğumun her anını
Fotoğraflarım,
Çünkü,
Paylaşmasam sanki,
O anı yaşayamam...
Tadım yok ama "adım var"
Dünya düzeni bu,
Bu gemiler beğeni ile yürüyor,
Egomu tatmin etmezsem
Bana gün yüzü göstermiyor,
Bu derdimin ilacını bulsam,
Önce kendi kelime sürerim,
Tadım yok ama "adım var"
Bu dünya düzenini
Havsalam almıyor,
Fırlatın beni ekransız zamanlara,
Gözlerim kan ağlıyor.
Üzüntüden değil,
Ekran esiri olmaktan.
Zihinler uyuşuk,
Gözler kan çanağı olmuş,
Geçmiş olsun bize,
Hayatımız bize unutturulmuş.
Kendi saatlerimizi
Seve seve savurmuşuz
Biz ekrana esir olmuşuz
Tadımız yok ama adımız var,
Etiketli toplumuz
Ama ruhumuz viran...
Amine Kübra Salar
Yetenekli Kalemler'de önceki yazılar...