Yüz, insanın vitrinidir...
Bir iş yerinin nereye ait olduğunu vitrininden anlarız. İnsanın da içindeki duygular yüzünden anlaşılmaktadır. Yüz de insanın vitrinidir. Yüzün asık olanın yüzü güleç olanın, yüzü ciddi olanın, yüzü şen şakrak olanın iç dünyası da ona göredir. İnsanlar birbirini sözlerinden çok yüzlerinden çözerler… İnsan insana yüzüyle hitap eder. O sebeple birbirinin ardından değil yüzüne konuşmak önemlidir. İkili ilişkilerde tutum ve davranışlarına dikkat etmeyen ağır konuşan kimseye ihtar anlamında “böyle konuşma yarın yüz yüze bakacaksın” denir. “Hangi yüzle bakacaksın?” derler. Ardından konuşanlara meydan okumak anlamında “gelsin yüzüme konuşsun” denir. Çünkü yüz yüze konuşurken birinin gözünün içine baka baka onun hakkında özellikle de yanlışı konuşmak kolay değildir.
Yine birbirimize başarı dilerken “yüzün ak olsun” deriz. Moral verirken “yüzün gülsün” deriz. Bir kimsenin utanmazlığını ifade etmek için “yüzüne tükürseler yağmur yağıyor, zanneder”, deriz. Nankörlük yapan birisi için “yüzüne gözüne dursun” derler… Dua ederken “yüzün ak olsun" deriz. Güvendiği birine bir iş ısmarladığınızda “haydi göreyim seni, yüzümü kara çıkarma” denir. Başarısızlığından çok üzüntüye sebep olacak, hayal kırıklığı yaşatacak durumla karşılaşınca “yüzümü kara çıkardın” denir. Neşet Ertaş’ın bozlaklarında “Tatlı dillim güler yüzlüm ey ceylan gözlüm/Gönlüm hep seni arıyor neredesin sen” veya bir başka bozlakta “Tatlı dile güler yüze/Doyulur mu doyulur mu?” demektedir…
İnsanın üzüntüsü de sevinci de, korkusu da kaygısı da yüzünden anlaşılır. … Yüz insanın sayısız duygusunu belirten adına mimik dediğimiz otomatik sensörler yumağıdır aynı zamanda… Korkan bir insanın yüzü, tiksinen bir insanın yüzü, sevinen bir insanın yüzü; sevdiğini görenin yüzü, sevmediğinin görenin yüzü, umut edenin yüzü, çaresizin yüzü; yetimin yüzü, öksüzün yüzü, say sayabildiğin kadar… Yüzünüz her daim ak olsun efendim… Rabbim hiçbir yerde yüzünüzü kara çıkarmasın…
Halid Yazıcı
ŞİİR
YAŞANACAK
Tunç pençeler sıkılacak, demir dağlar yıkılacak,
Ergenekon çıkılacak, Türk’ün asrı yaşanacak.
Yüzyıllık fetret bitecek, mâziye nefret gidecek,
Harsımız avdet edecek, Türk’ün asrı yaşanacak.
Doru atlar kişneyecek, yine zulmü çiğneyecek,
Yay hedefe esneyecek, Türk’ün asrı yaşanacak.
Kızılelma görülecek, Medeniyet örülecek,
Yalan tarih dürülecek, Türk’ün asrı yaşanacak.
Milletimiz atlanacak, adalet kanatlanacak,
Şanlı günler kutlanacak, Türk’ün asrı yaşanacak,
Mehteran nevbet vuracak, Nizamı devlet kuracak,
Bu, ebet müddet duracak, Türk’ün asrı yaşanacak.
Namertlik geri kalacak, yerini mertlik alacak,
Koçyiğitler nam salacak, Türk’ün asrı yaşanacak.
İstiklâl bizim olacak, istikbâl bizim olacak,
Gök hilâl bizim olacak, Türk’ün asrı yaşanacak.
Mefkûreye varılacak, açlara aş karılacak,
Yetim, öksüz sarılacak, Türk’ün asrı yaşanacak.
Göklerden rahmet yağacak, gün yine şarktan doğacak,
Garbın zulmünü boğacak, Türk’ün asrı yaşanacak.
Yüzler yine ağ olacak, vatan bahçe, bağ olacak,
Heybetimiz dağ olacak, Türk’ün asrı yaşanacak.
Türkiye’m ulu olacak, gönüller dolu olacak,
Huzurun yolu olacak, Türk’ün asrı yaşanacak.
Celaleddin Küpeli
GÜZEL YURDUMUZ
BİTLİS-TATVAN: Merkez bucağa bağlı 9, Küçüksu bucağına bağlı 10, Reşadiye bucağına bağlı 23 köyü vardır. İlçe toprakları genelde dağlıktır. Dağlardan kaynaklanan suların bir kısmı Van Gölü'ne dökülür, bir kısmı ise Botan Çayı'na karışır. Ekonomisi ticaret, sanayi ve tarıma dayalıdır. Tarıma elverişli toprakları azdır. Başlıca tarım ürünleri şeker pancarı ve buğday olup az miktarda sebze yetiştirilir. Yem fabrikası, et kombinası ve Türkiye Gemi Sanayi AŞ'ye ait atölyeler gibi sanayi kuruluşları vardır. İlçe topraklarında sünger taşı ve perlit yatakları vardır.
İlçe merkezi Van Gölü'nün güneybatı kıyısında tabii bir limanın kenarında kurulmuştur. 1936'da ilçe olan Tatvan hızla gelişmektedir. Demir yolu, deniz yolu (Van Gölü) ve kara yolu bakımından bir kavşak noktasıdır. Tatvan-Van arasında feribotlarla ulaşım sağlanır. İl merkezine 25 km mesafededir...