İnsan, aşkı önce bir kıpırtıyla tanır. Kalpte beliren hafif bir sızı, gönülde anlamını bilmediği bir çağrıdır bu. Henüz bir yüz, bir kelime, bir bağ yoktur. Sadece hissedilir.
Bu, "Aşkın A Hâli"dir. Temiz, hesapsız, ilahi bir uyanıştır.
Zamanla hayat devreye girer. Aşkın içine şüphe, şaşkınlık ve sarsıntı karışır. İnsan hem kendini hem sevdiğini sorgular. Kalp karışır, yönünü yitirir. Bu da aşkın bir hâlidir; çünkü aşk sadece huzur değil, sınanmadır da.
Sonra kayıplar gelir. Kimi kendi içinden geçip kaybolur, kimi sevdiğinde yok olur. Zannedilir ki aşk tükenmiştir. Oysa aşk, en çok burada konuşur. Sessizlikte, kayıpta, yıkımda… Çünkü hakikatin kapısı tam da orada açılır.
Ve insan, en başa döner. İlk nefesin alındığı yere, ruhun üflendiği o ana… Dünya kalabalığından sıyrılmış hâliyle, kendine değil, Yaratan’ına yönelir. Hatırladığı aşk artık bir kişiye değil, Allahü teâlâyadır.
Her dönüş, bir hatırlayıştır. Her secde, bir itiraftır: Kalp aslında hep onu aramıştı. Gönül, ona ait olduğunu unutmuştu sadece. Aşk sandığımız şeyler bizi aşkın aslına hazırladı. Sevilmek, terk edilmek, beklemek… Hepsi tek bir yöne çağırıyordu: Allahü teâlâya.
Ve sonunda insan anlar: Ben aramadım, çağrıldım. Ben sevmedim, sevdirildim. Ben düşmedim, tutulup kaldırıldım.
Çünkü aşk, Allahü teâlâda tamamlanır. Kalıcı olan, sevgilerin menzili değil, membaıdır.
Ve o memba, insanı her zaman ilk kaynağa geri götürür: Allahü teâlâya.
Safiyet
ŞİİR
Bir avuç
Bir avuç topraktan gayri yaş kaldı,
Bir avuç dertten gayrı kabrim kaldı,
Bir avuç menfaatten gayri yalnızlık kaldı,
Bir avuç nefisten gayri bir ben kaldım.
Talha Yaşar
KELAMI KİBAR KİBARI KELAMEST
Büyükler buyurdular ki;
Gençlerin Allahü teâlâya dönmesi, Allahü teâlâya ibadet etmesi çok kıymetli. Şâh-ı Nakşibend hazretlerine "kuddise sirruh", bir gencin ibadet etmesiyle, yaşlının ibadet etmesi arasındaki fark nedir, diye sormuşlar. Bir gencin ayağındaki bir kıl kadar olsam, Rabbime hamdederim, buyurmuş. Değer itibarıyla! Onların ayaklarında bir kıl, çok değerlidir. Arş, Cennetin tavanıdır. Büyüklüğüne akıl sır ermez. İnsanoğlu bunu hayal edemez. İşte mahşer günü herkes güneşin altında yanarken, genç yaşta namaz kılanlar, genç yaşta Allah diyenler, bu Arşın altında bir araya geleceklerdir.
Yetenekli Kalemlerde önceki yazılar...