Geleceğin bilimi “bilim kurgu”

A -
A +

Bilim kurgu “bilim” ve “kurgu” kelimelerinden oluşmuş. Bilimsel ve kurgusal... Gelecekteki bilimin ve teknolojinin habercisi aynı zamanda. Bunun için bilimden anlayan ve kurgu yeteneği olan kişiler “bilim kurgu” romanı yazabilir.

 

Öykü ve romanda “yaşanabilecek gerçek” olaylar anlatılır. Bilim kurguda ileride yaşanabilecek olaylar öne çıkar. Bilim kurgu sanatçısı; günümüzde geçerli olan fizik, kimya, matematik, geometri, felsefe, astronomi… gibi pozitif bilimleri düşünerek bir “teori” oluşturur. Bunun resmini çıkarır, maketini yapar. Romanını yazar. Senaryosu yapılarak sinemaya aktarılır. Böylece “bilim kurgusal sanat” oluşur.

 

Bu sanat; resimde, mimaride, romanda, heykelcilikte, müzikte vb. hemen bütün sanat dallarında kullanılır. Böylece “bilim kurgusal sanat” oluşur.

 

Bilim insanları, “bilimsel kurguyu” uygulamaya geçirir. Bilim ve teknoloji alanında bir “buluş” yapmış olur. Yani “bilimin ilk işaret fişeğini” ateşlemiş olur.

 

“Bilim kurgu” ile “geleceğin biliminin oluşturmak” olumlu algıdır. Gelecekte “buluş yapılacak bilim ve teknolojinin” kapısı bilim kurgu ile aralanmış olur. Bu, “buluşu” yapanlara katma değer sağlar. Tüm insanlığın daha rahat yaşamasına neden olur. “Bilim kurgu” ile toplumun yaşayış şekli güncellenir. Toplumsal gelişime katkıda bulunur.

 

İnsanın, -özellikle çocukların- “hayal dünyasını” geliştirir. “Ergenlik çağındakilerin duyusal dünyasını” düzenler. Ülkesinin kalkınmasına katkıda bulunur. Biz düşünüyoruz ki: Savaşta şehit olmak kutsaldır. Barışta da ülkesi için çalışmak kutsaldır.

 

Türk edebiyatında, “bilim kurgu” ile ilgili Osmanlıdan beri birçok eser verilmiştir. Evliya Çelebi'nin Seyahatnamesi’nde “Viyanalı Robotlar”, Hezarfen Ahmet Çelebi'nin “Galata Kulesi’nden uçuşu”, Sultan III. Ahmet'in sünnet düğününde “Haliç'teki Denizaltı” ilk bilim kurgu türü kabul edilebilir.

 

Ali İhsan Tosun

 

 

 

 

 

 

 

ŞİİR

 

 

 

 

Akçay kordonda

                       

 

Sahiller boyunca her yer bahardı

 

Bir ufuk çizerdik Akçay kordonda,

 

Diz dize kalırdık zaman akardı,

 

Göz göze süzerdik Akçay kordonda.

 

 

 

Bazen otururduk kuytu bir yerde,

 

Başlardı çılgınca duygular serde,

 

İşveli bakışlar dermandı derde,

 

Şiirler yazardık Akçay kordonda.

 

 

 

Sevgiyle bakınca dururdu zaman,

 

Dolup boşalırdı kıyıda liman,

 

Kaz Dağı’nda güneş batacağı an,

 

İnciler dizerdik Akçay kordonda.

 

 

 

Denizde martılar beklerdi bizi,

 

Ayrılık vaktinde artardı sızı,

 

Böyle yazılmıştı alında yazı,

 

Her derdi çözerdik Akçay kordonda.

 

 

 

Gelmedin bir daha olanlar oldu,

 

Mevsim kışa döndü çiçekler soldu,

 

Şarkılar türküler hep yarım kaldı,

 

Kuşlarla gezerdik Akçay kordonda.

 

 

 

Gidince başladı hicran günleri,

 

Seni kaybettiğim o günden beri,

 

Şirin Mecnun Kerem âşıklar gibi,

 

Ağıtlar dizerdik Akçay kordonda.

 

 

 

Aslan Torun

 

 

 

 

 

 

TARİHTEN BİR YAPRAK

 

 

Mehterin Avrupa’ya etkisi: Avrupalılarca, on sekizinci asırdan itibaren “Yeniçeri müziği” diye adlandırılan müzik; evvela, benimsenmiş, bilâhare Polonya, sonra Avusturya ve daha sonraları bütün Avrupa’da onların söylemiyle Yeniçeri bandoları kurulmuştur.

 

Bestekâr Mozart ve Hayd da, mehter musikisinin etkisinde kalarak, meşhur bestelerini meydana getirmişlerdir. Alman besteci Beethoven Büyük Senfonisinin son bölümünü, mehterin kös, davul ve zurnasıyla seslendirmiştir. Beethoven “Türk Marşı”nı mehterin bir cenk havasından adapte etti. Avusturyalı bestekâr Mozart’ın “Türk Marşı”, Türk askerlerinin “Allah Allah” nidâlarının, nakarat olarak tekrarından oluşmuştur. Viyana Kraliyet orkestra Şefi Gluck bu yıllarda, sarayda verdiği konserlerinde, repertuvarına mehter bestelerini almış ve orkestrasında çaldırmıştır. Alman bestekâr Wagner, bir mehter konserini dinlerken heyecanlanmış, kendini tutamayarak “İşte musiki buna derler!” demiştir.

 

 

 

Yetenekli Kalemler'de önceki yazılar...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.