Salih Uyan, bir kitabında "Çocuk eğitiminin temelinde onlara davranış kazandırmaktan öte, irade kazandırmak amacı olmalıdır ama herhangi bir konuda çocuklara irade kazandırabilmek için önce kural koymak ve uygulamak gerekir. Kuralların ne için uygulandığı çocuğa uygun bir dille anlatılırsa, irade temelli bir davranış değişikliği de kazandırılmış olur. Yani kurallar, irade sahibi olmanın ön şartıdır" diyor.
Şimdi izninizle size bir örnek vereceğim: Bir öğrenci olsun. Bu öğrencinin notlarının çok düşük olduğunu varsayalım. Aslında zeki bir çocuk ama notları neden düşük? Biraz baktığınızda öğrencinin evde bütüne yakın zamanını oyunla geçirdiğini ve bu oyunların da çoğunun ekranda olduğunu görürüz. Bunun önüne geçmek için güzel bir kural koyalım.
Eline verilen telefonun bir sınırı olmalı ama bu sınır günlük 1 saat, 2 saat gibi değil... Öğrenci bir matematik sınavından 50 aldıysa, örneğin pazartesi günü bunun iki katı olan 100 dakika süresi olmalı. Fen'den 60 aldıysa salı günü 120 dakika... Günü ve dersleri istediğiniz gibi eşleştirebilirsiniz.
Bu kuralı koyarken de çocuğu karşınıza alıp konuşmalısınız: "Bu kural, sen daha faydalı şeylerle meşgul ol diye koyuldu. Bu faydalı iş, ders çalışmak olabileceği gibi spor yapmak, Kur'ân-ı kerim okumak ya da Elif ba cüzü çalışmak, kitap okumak...” olabilir. Amacımız vaktimizi kıymetlendirmek. Bu oyunun sana bir faydası var mı?" Ve benzeri konuşmalar. Kısacası onlara bir birey gibi yaklaşıp ebeveyni olarak onun iyiliğini istediğinizi güzel bir dille anlatmak.
Peki süreyi nasıl takip edeceğiz? Burada da imdadımıza "Digitox" diye bir uygulama yetişiyor. Bu uygulama, hangi uygulamayı ne kadar kullandığınızı size gösteren bir uygulama. Bu ve benzeri uygulamalar çoktur diye düşünüyorum. Bu uygulamayla irade temelli bir davranış değişikliği gerçekleştirebilirsek ne mutlu bana...
İrem Seyis - instagram: @irfamat
Kaynak: Salih Uyan-Yeni Nesil Veliler İçin Hayatta Kalma Rehberi (İrade gelişimi, 138)
ŞİİR
SEN FARKLISIN
Kendi başınasın bildiğim kadar
Etrafa şöyle bir bakınmaz mısın?
Çok fazla yemezsin bu nasıl karar?
Doyuncaya kadar tıkınmaz mısın?
Daima sağduyu görürüm sende,
En güzel hayaller sağlıklı tende.
Sevinçli olduğun bu güzel günde
Eziyet edenden yakınmaz mısın?
Her türlü insana bir değer verdin
Bilirim ömründe sen neler gördün
Sabırdan merhemi gönlüne sürdün
Elinle gönlüme dokunmaz mısın?
Güzellik yaparsın güzellik bilmez
Derdine çare ol hiç yüzü gülmez
Sen ona üzülsen kendi üzülmez
Nanköre bir tavır takınmaz mısın?
Kadir Fidan der ki: Nezaket sende.
Hiçbir zarar görmez emanet sende.
Korkuyu bilmezsin cesaret sende.
Gözünü budaktan sakınmaz mısın?
Kadir Fidan-Dağların Şairi
****************
KELAM-I KİBAR KİBAR-I KELAMEST
Büyükler buyurdular ki: Ehlisünnet itikadını anlatan kitapları yaymak, anlatmak için gidenlerin ayaklarının altına melekler kanatlarını döşerler. Peygamberimiz "sallallahü aleyhi ve sellem" buyuruyor ki; Bir talebe, dinine ait bir mesele öğrenmek için evinden çıksa, hocasının evine kadar yürüse, bu şerefli kul benim üzerime bassın diye, melekler kanatlarını bunun ayaklarının altına döşer. Havadaki bütün kuşlar, karadaki bütün hayvanlar, denizdeki bütün balıklar bu kul için istiğfar ederler, bunu affet diye dua ederler. Bu, öğrenmek için gidene verilen ecirdir... Ya öğretmek için giderse! Bir kişiye bir kitap vermek için yola çıkanın yol boyunca alacağı ecir ve sevap, öğrenmek için gidenden daha fazladır.”