Dijitalleşen dünyada depresyon patlaması: “Çevrim içi yalnızlık” yaşıyoruz

Kaynak: Türkiye Gazetesi
- Güncelleme:
Dijitalleşen dünyada depresyon patlaması: “Çevrim içi yalnızlık” yaşıyoruz
Sağlık Haberleri  / Türkiye Gazetesi

Pandemi döneminde eve kapanan çocukların büyük bir bölümünün doğal iletişime geçemediğini söyleyen psikiyatrist Prof. Dr. Oğuz Karamustafalıoğlu “Hiç gerçek arkadaşı olmayan çocuklar bile var” değerlendirmesini yaptı.

ZİYNETİ KOCABIYIK - Pandemiyle hızlanan dijitalleşme süreci, görünürde insanları birbirine bağlarken, depresyon oranlarını da artırdı. Teknoloji çağında “her an çevrim içi” olmanın, ruhsal anlamda “hiçbir yere ait olamama” hâlini de beraberinde getirdiğini söyleyen Psikiyatri Bilimleri ve Araştırmaları Derneği (PiBAD) Başkanı Prof. Dr. Oğuz Karamustafalıoğlu “Pandemi ile genç çocuklar içe kapanmak zorunda kaldı. Onların büyük bir bölümü tekrar doğal iletişime geçemedi. Hâlâ dijital dünyada yaşayan, hiç gerçekten doğal sosyal iletişime gençler var” dedi.

GENÇLERDE İKİ KAT ARTTI

Dünya Sağlık Örgütüne göre depresyon dünya genelinde 280 milyon kişiyi etkiliyor. Türkiye’de 2024 yılında yapılan ulusal araştırma ise kişilerin 27,3’ünün depresif belirtiler gösterdiğini, kadınlarda bu oranın erkeklere kıyasla yüzde 50 daha yüksek olduğunu ortaya koydu. Yani neredeyse her beş kişiden bir ikisi depresyonda.

Özellikle doğum sonrası depresyon ciddi bir sorun teşkil ediyor; annelerin yaklaşık dörtte biri (yüzde 23) bu tabloyla karşılaşıyor. Dünyaya baktığımıza gençlerde ve ergenlerde ise tablo çok daha karanlık: Son 10 yılda 15-24 yaş grubunda depresyon oranı neredeyse iki katına çıktı.

ABD’de yapılan bir araştırmaya göre, günde 5 saatten fazla sosyal medya kullanan gençlerin depresyon riski 2,8 kat daha fazla. Bir başka araştırma ise 9-10 yaş arası çocuklarda sosyal medya süresi arttıkça depresyon belirtilerinin yüzde 35 oranında yükseldiğini ortaya koyuyor.

FARKINDA DEĞİLİZ

Depresyonun, uyku ve beslenmeden ilişkiler ve iş hayatına kadar hayatın bütün alanlarını etkileyebilen ciddi bir ruh sağlığı problemi olduğunu ifade eden Dr. Karamustafalıoğlu “Tedavi edilebilen bir durumdur ancak farkında olmak gerekir. Birçok kişi kendisinde bir şeylerin yolunda gitmediğini fark eder ancak adını koyamaz; harekete geçemez. Çünkü depresyon kendimizi, çevremizi ve geleceği karanlık gösterir ve inisiyatif kullanma noktasında bizi zora sokar” dedi.

Dünya Sağlık Örgütünün verilerine göre düşük ve orta gelirli ülkelerde yaşayan depresyon hastalarının yüzde 75’i hiçbir tedavi görmüyor.

ÇOK ARKADAŞ HİÇ ARKADAŞ

Sosyal medya dopamin sistemiyle oynayarak bağımlılık benzeri bir döngüye sebep oluyor. “Beğeni” beklentisi uzun vadede öz-değer duygusunu zayıflatıyor. Uzmanlar, özellikle genç yaş grubunda “dijital yalnızlık” kavramının altını çiziyor: Ekranda binlerce arkadaşın olabilir, ama ruhsal anlamda tamamen yalnızsındır.

Dijitalleşen dünyada depresyon patlaması: “Çevrim içi yalnızlık” yaşıyoruz - 1. Resim

DEPRESYON BELİRTİLERİ

Depresyondaki kişinin en önemli iki tane ana şikâyeti olduğunu belirten Prof. Dr. Oğuz Karamustafalıoğlu, bunların hayattan eskisi gibi zevk almamak diğerinin kendini mutsuz hissetmek olduğunu söyledi. Bunun dışında iştahta artma ya da azalma; uykuda artma yada azalma, hayata karşı isteksizlik, konsantrasyon azalması, yaşama zevkinin azalması, sabır ve tahammülün azalması ve hayatın yaşamaya değer bir olgu olmadığını düşünmeye başlamak olduğunu ifade etti.

HAYATA VAR MISINIZ?

Viatris Türkiye’nin koşulsuz desteği ve Psikiyatri Bilimleri ve Araştırmaları Derneğinin (PiBAD) katkılarıyla geçen yıl başlatılan “Hayata Varım” farkındalık kampanyası, bu yıl da yeni YouTube film serisi ile devam ediyor. Nergis Kumbasar, Doğa Rutkay, Bekir Aksoy ve Alper Saylık, gerçek hayat hikâyelerinden ve uzman görüşlerinden esinlenen senaryolarla izleyici karşısına çıkıyor. Doğum sonrası depresyon, gelecek kaygısı, orta yaş krizi ve ilişki sorunları konularında hazırlanan bu videolar, depresyon yaşayanların duygusal süreçlerine ayna tutarken profesyonel destek almanın hayat kurtarıcı önemini de vurguluyor.

ÇOK HAREKET EDEN DAHA AZ DEPRESYONA GİRİYOR

Sosyal medya ve dijital dünyanın tek başına “kötü” değil ama bazı şartlarda risk taşıyan mecralar olduğunu söyleyen Prof. Dr. Oğuz Karamustafalıoğlu, dijital çağda ruh sağlığını korumak ve beynin kimyasını yeniden dengeleyebilmek için “dijital detoks” uygulanmasını öneriyor.

İşte yapılması gerekenler listesi:

  • Günlük teknoloji kullanımını sınırlamak,
  • Sosyal medya ve ekran kullanımına sınır koyan, özellikle uyku öncesi ekran zamanını kısıtlayan rutinler oluşturmak
  • Uyumadan bir saat önce telefonu kapatmak
  • Gerçek sosyal etkileşimlere zaman ayırmak
  • Yeterli uyku uyumak
  • Düzenli fiziki aktivite yapmak ve doğayla temas etmek. Bilimsel çalışmalar hareket eden kişilerin daha az depresyona girdiği ve daha kolay iyileştiğini ortaya koyuyor.
Kaynak: Türkiye Gazetesi

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...