Ahmet Demirbaş

Şah-ı Nakşibend hazretleri buyurdu ki: "Allahü tealanın rızasına kavuşmak için, genç yaşta tövbe eden, namaz kılan bir gencin ayağında bir kıl olmayı isterdim."

Güzel huylu insan su gibidir. Herkesin bu suya ihtiyacı vardır. Su tatlıysa onu herkes ister. Eğer o acı ise onu kim ister! İşte güzel huylu olmak ile güzel huylu olmamak arasındaki fark!..

"Ey oğul! Helal kazanarak fakirlikten korun! Ben nice ağır yükler taşıdım. Kötü komşudan ağırını görmedim. Nice acılar tattım, fakat fakirlik gibi acı tatmadım..."

Resûlullah efendimiz bir gün şöyle buyurdu: "Sadece bir selâm ile de olsa, sıla-i rahim yapınız. Akrabânızı, yakınlarınızı ziyâret ediniz."

"Dünyadaki bayramlar hakiki bayram değildir! Müslüman için hakiki bayram Cennete girdiği zamandır. Buradaki bayramlar aynada görülen görüntü gibidir."

Orucun insan sağlığına tesirleri, sayılamayacak kadar çoktur. Bunların içinden en önemlileri, karaciğer ve damarlar üzerindeki tesirleridir...

Misafire yedirmekle, sadaka vermekle, insanın eli daralmaz. Cimrilik çok kötüdür. Misafir kabul edip cimrilikten kurtulmaya çalışmalıdır!..

Resûlullah efendimiz bir hadis-i şerifinde şöyle buyurdu: (Ramazan ayı gelince, "Ey hayır ehli, hayra koş! Şer ehli, sen de kötülüklerden el çek" denir.)

Şefkatli kimse, başkalarına dert, felaket gelmesinden dolayı üzülür. Allahü teâlâ Eshab-ı kiramı, "Birbirine merhametli, şefkatli" diye övüyor...

Danışmamanın temelinde kibir vardır. Kendini üstün gören insan başkasına danışamaz. Kendini beğenmenin en kötüsü, nefsinin arzularını beğenmektir...

Allahü teâlâ, ezelde, hiçbir şey yaratmadan önce, her şeyi takdîr etti, diledi. Bunlardan, bir yıl içinde olacak her şeyi, Berât gecesinde meleklere bildirir...

Kurallar insanlar içindir; ancak günümüz insanı, "özgür yaşam" (o ne demekse!) için kural mural tanımıyor! Havalar iyice ısındı, artık yaz geldi ya; etrafımıza baktığımızda, bilhassa kadınların giyim kuşamında, kılık kıyafetinde bir curcuna yaşandığına şahit oluyoruz...

Şa'bân-ı şerîfte, gücü yetenlerin oruç tutmasının çok sevap olduğu bildirilmiştir. Yalnız bu oruçları tutarken, harâmlardan, günah işlemekten de çok sakınmalıdır

Mekke ahâlîsî îmân etmiyor, Müslümanlara çok sıkıntı veriyordu. İşkenceye başlamış, işi azdırmışlardı. Resûlullah Efendimiz, çok üzgündü!..

Din büyüklerimiz, Ehl-i beyt sevgisini, son nefeste iman ile gitmek için şart görmüşlerdir. O mübarek insanları sevmek her mümine farzdır...

"Ben Sultan Mehmed! Bütün ahâliye söylüyorum ki, bugünden îtibâren ne hayâtınız ve ne de hürriyetiniz husûsunda benim gazabımdan korkmayınız!.."

"Receb tohum ekme, şaban sulama, ramazan ise, hasat ayıdır. Yani ekip suladığını biçip toplayacak bir aydır. Herkes ektiğini biçer. Amelinin, ibadetinin karşılığını alır..."

"Kalbi zikir temizler. Zikir, Kur'ân-ı kerîm okuyarak, namâz kılarak, fıkıh öğrenerek olur. Çok lüzumlu varken, az lüzumluyu okumak, dünyâ ile meşgûl olmaktır..."

Eshab-ı kirâmdan sonra gelen müctehidlerin en büyüğü, İmâm-ı a'zâm Ebu Hanife'dir. Öyle yüksek bir dereceye ulaşmıştı ki, buraya kimse varamadı...

1481 senesi ilkbaharında Fâtih Sultan Mehmed Han, ordusuyla sefere çıktı. 27 Nisan 1481 Cumâ günü askerleriyle Üsküdar'a geçti. Ancak!..