Rahim Er

Eyüp Belediye Başkanı Ahmet Genç, geçen hafta sonu hizmette 10 yılını anlattı. Ahmet Genç'in misafirlerini kabul ettiği mekân, Eyüp Sultan semtinin zirve noktası Gümüşsuyu Tepesi'ndeki külliye idi.

Finans uzmanları sabahtan akşama konuşmaktalar.

Muhafazakâr bir iktidarın Türkiye'yi AB'ye sokmak için bu denli köklü çalışmalarda bulunacağı tahmin edilemezdi. Hem Türkiye'dekiler hem dışarıdakiler hayrette.

Türk-Alman San. ve Tic Odası'nın açılması dolayısıyla yapılan açıklamadan anlıyoruz ki Almanya'daki Türk iş adamlarının cirosu 40 milyar euroya ulaşmıştır.

Türkiye, "Denktaş istifa etmeli" meselesine odaklanmışken Brüksel'den farklı bir ses yükseldi.

İki "evet" çıkıp kuzey ve güney birlikte AB'ye girmedi ama en iyi netice alındı. Türkiye ve KKTC'nin hiçbir kaybı yok.

Türkiye'de ilk anayasa/kanunu esasi ilanı 1876 tarihini taşır. Böylece icra/hükümet ve teşrii/yasama faaliyeti birbirinden ayrılır. 1876 gelişmesi birden bire ortaya çıkmamıştır. 1808 Senedi İttifakı ile hükümdarın yetkilerine ilk sınırlamalar geldi.

Eminiz ki bir çok kişi AKEL dolayısıyla irkilmiştir. "Komünist parti", "polit büro" gibi tabirler neredeyse unutulmuştu.

Ona herkes yaşına göre "Zülkifil ağabey", "Zülkifil amca", "Zülkifil dede" derdi. Tanıştığımızda orta son veya lise bire gidiyorduk.

Erdoğan, sağ ve solun yeniden tarifinin yapılması gerektiğini hatırlatmakta. Zira artık ne o eski "kahrolsun komünistler" diyen sağ vardır ne de "kahrolsun Amerika" diyen sol.

İsrail-Arap kavgası, 20. asrın ikinci yarısının tamamına yayıldı. 5 bin yıl sonra Filistin topraklarında "İsrail" diye bir devletin ortaya çıkması hazmedilememişti.

KKTC'de maaşlı halk durumuna düşmüş, yarınları belirsiz insanların "evet" diyeceği çok net şekilde ortada.

Kimse "bu millet, iyilikten anlamaz..." gibi sözler etmesin. Kimsenin böyle bir hükme hakkı yok. Kimsenin böyle bir hükme hakkının olmadığının en son delili, Sakıp Sabancı'nın cenaze namazıyla defin merasimi oldu.

Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök, beklenen basın toplantısını yaptı.

Yunus Emre, "Sevelim, sevilelim dünya kimseye kalmaz" diyor, "demiş" değil "diyor". Çünkü asırlar öncesinde gök kubbeye bir pırlanta gerdanlık gibi asılan bu muhteşem cümle, bütün güzelliği ile bugün de yaşamakta. Dünya durdukça da yaşayacak.

Bir ömür, kendine has samimi üslubu, tabiî şivesiyle neş'elendirdiği milletini apansız ölümüyle üzüntüye boğup gitti...

İnsan ağlar. Göz yaşı, insan olmanın en tabii hallerinden biri. Hele, insan, orta doğulu ve üstelik Akdenizliyse bu hal daha bir kendini gösterir.

Yine çok kolayca hain üretilecek. Birileri, birilerine gözünü kırpmadan kurşun sıkar gibi gözünü kırpmadan "vatan haini" diyecek "Kıbrıs'ı sattı" diyecek vs...

Kıbrıs bütün ufkumuzu kapladı, fakat yakınımızda daha başka gelişmeler de olmakta. Irak'ta Şii lider Mukteda el Sadr, milislerini harekete geçirdi.

Kıbrıs konusunda hem Türkiye hem de KKTC kamuoyu ikiye ayrılmış durumda. Çoğunluk çözümden yana.