Rahim Er

Selçuklu Türklerinde de Osmanlı Türklerinde de cami, mektep, hastane, aşevi, su hizmetleri fakir-fukara evlendirilmelerine kadar nice faaliyet, hep vakıf hizmetleriyle gerçekleştirilmiştir.

KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, dün, Ankara'da bir hitabet şaheseri ortaya koydu, engin tecrübesiyle geniş bir ufuk turu çizdi.

Polemik, kelimesini Türkçe'de "ağız dalaşı" diye tarif edebiliriz. 20. Asırda hayli polemik ustalarımız vardı.

Tam da Büyük Orta Doğu diye bir büyük bilmece üzerine konuşulurken.

Bilmece gibi bir kavram. Son zamanlarda tırmanışa geçti. Ama mahiyeti nedir, nerede başlar nerede biter?

Bir kısım Iraklı Türkmen, geçen hafta sonu eski başkanlık binası önünde kendilerini bahçe demirlerine zincirleyerek eyleme başladılar.

Sayın başbakan sözünü tavzih etme, açıklığa kavuşturma ihtiyacı duydu.

Hemen kestirmeden söyleyelim, imparatorluğu kaybetmemizde en önemli amillerden biri Almanya'dır.

Eğitimin 5, 8, 11 veya 12 yıl değil kaliteli olması çok daha değerli.

Partiler belediye başkan adaylarını ilân ettiler. Diğerlerinin nasıl duyurulduğu pek fark edilmedi. Olanca ilgi iktidar partisi üzerinde AK Parti adayları bizzat genel başkan Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklandı.

Kıbrıs'ta görüşmeler başladı ve devam ediyor. Takvim belli, yol haritası belli, tarafların istekleri farklı. İsteklerin farklılığı haliyle çetin bir pazarlığı masaya getiriyor. Zaten ilk günden meselenin bu tarafına dikkat çekilmişti.

Demokrasi bir hükümet etme şeklidir. Tek partili demokrasi olmaz. Serbest seçim, çok partili sistem ve bütün kurumlarıyla demokratik hayat gereklidir. Uzunca bir süre tek partiyle yönetildik. Cumhuriyet var, demokrasi yoktu.

Türk ve Yunan hükümet sözcüleri, dışişleri bakanları ve konuyla alakalı konuşan herkes, aynı müşterek dili kullanıyor.

Lozan'ın zafer mi hezimet mi olduğu Cumhuriyet tarihi boyunca münakaşa edildi. İsviçre'nin Lozan şehrinde yapılan konferansta imparatorluk bakiyesinin âzâmisini kurtarma mücadelesi veriliyordu.

İnsanda bir de sahip olma duygusu vardır. Kontrol edilmediğinde kişiyi bencilleştirir.

Kıbrıs kördüğümünün muhakkak çözülmesi lazım.

Kültür erozyonundaki kayıplarımızdan biri de değerlerin gördüğü tahribat. Tabiî ki bir kasıt yok ama, bilgisizliğin yol açtığı aşınma var.

Evet, o da geçti gitti... ama, çok şeyleri arkada kaldı. Evi, gezip dolaştığı muhitler, eşyaları, fotoğrafları ve en şaşılacak olanı sesi burada kaldı. O halde insanın oraya kendisiyle götürdüğü ne?

Kıbrıs'a dair her yazarın düşüncelerini kaleme aldığı yazılar, birkaç cildlik kitap tutar. Yazarların yazdıklarının tamamıysa birkaç TIR doldurur.

Konya'da çöken bina ders olmalıdır. Türkiye'deki bütün binaların elden geçmesi gerekiyor. Hangi binada oturulup oturulmayacağı tespiti edilmeli.