Kimseyi beğenmeyen adam!..

A -
A +
 “Müşterisi de belli kişiler olurdu. Kahvehane bir bakıma onun podyumu gibi bir yerdi...”
 
 
Memlekette eskiden bir çay ocağımız vardı. Şehrin merkezî yerinde sayılırdı. Gerçi çok sonra bıraktık o işi ama aradan yıllar geçtiği hâlde o küçücük iş yerimizde yaşadığımız hatıralar hâlen hatırımda taptaze durmaktadır...
Çay ocağımıza gelenler, eşiyle dostuyla şöyle birer bardak çay içip sohbet eder, kimi askerlik hatıralarından, kimi kız alıp vermeden kimi bilmem daha nelerden bahsederek vakit geçirirlerdi...
Bu küçük kahvemizin müşterisi olan Aslan Amca isminde bir esnaf vardı… Aslan Amca aslında oldukça bencil bir adamdı. İnat mı inattı. Dediğinden asla vazgeçmeyen, üç kuruş için hatır dahi kırabilecek tıynette biriydi... Üstelik kimseleri beğenmez herkese tepeden bakar bir tarzı vardı…
Kafasındaki eski fötrünü hiç mi hiç çıkarmaz, kir bağlayan kısımlarıyla, o fötr yaz kış kafasından hiç inmezdi... Üstüne üstlük Aslan Amca, kendisinin bu pasaklı hâlini asla kabul etmez, kendini beğenir hep “ben bilirim” havasında gezerdi...
Yaşı 65’e ulaştığı hâlde tamahkârlığı hiç eksilmemişti. Hoş doğru dürüst bir tüccar falan olsa, neyse? Aslında züğürdün tekiydi... 
Çay ocağımızın hemen yanında eski elbise alıp satardı. Eskiden buna müstamel deniliyordu şimdi ikinci el deniliyor. Bu bakımdan müşterisi de belli kişiler olurdu. Kahvehane bir bakıma onun podyumu gibi bir yerdi. Babam sağ olsun komşu diye bir şey demiyor o da satışa sunacağı üst baş esvapları kahvede sergiliyordu…
Yeni satışa sunacağı elbiseyi sırtına giyip kahvede şöyle bir dolaştı mı, hemen alıcılar etrafını çevirirdi. Ayaküstü pazarlıklar bile yapılırdı…
Yine böyle bir gün, takım elbise giyinmiş olarak kahveye geldi. Müşterileri çıkınca, takım elbiseye hayli yüksek fiyat istedi. Yeni bir takım elbise fiyatıydı. Müşterilerden en kabadayısı ise onun dediğinin yarısını teklif ediyordu. Aslan Amca, bir dediğinden vazgeçmediği için anlaşma olmayınca “satmam” deyip çıkıp gitmişti.
Günlerden cuma olduğu için, pazar kurulmuş ve cadde baştan sona insan dolmuştu. Aslan Amca dışarıdaki sergisini açmış satışa devam ederken söylemesi ayıp tuvalet için kahveye gelmişti. Helâ, kahvenin içindeki kömürlükle bitişikti. O gün için de, kahvenin tahta döşemelerini ziftlemek için kara yağ dediğimiz ziftten getirmiş ve tuvaletin giriş kısmında bir köşeye, teneke içinde bırakmıştık. DEVAMI YARIN
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.