Böyle demek sana yakışmıyor?

A -
A +

“Abi gel vazgeç bu kötü ve sevimsiz, insanı incitici lakabı kelimeyi kullanmaktan!.."

 

 

 

Oldukça şık giyinen giyimi kuşamı, duruşu yürüyüşü; bakışı konuşması ile son derece karizmatik birisiydi. Onu takım elbisesiz kravatsız gören olmamıştır. Kış gününde bile gözünden gözlüğünü çıkarmaz, el çantasız sokağa çıkmazdı.

 

İlkokul diploması bile olmamasına rağmen her konuda bilgi sahibiydi. Kendini öyle yetiştirmişti ki ayaklı kütüphane deseniz yeriydi... Onu tanımayanlar sokakta görenler profesör hatta mebus yani milletvekili sananlar vardı. O gerçekten de sınava girse hemen her derecede diploma alabilecek hatta okullarda ders verecek her türlü bilgi ve donanıma sahip birisiydi.

 

Ama sıra dışı bir yaklaşımı vardı. İnsanlara karşı konuşurken hakaret anlamına bile gelebilecek şekilde yunmadık diye hitap ediyordu. Tek kusuru buydu. Öyle ki kendini tanısın tanımasın, o birisini ilk kez görse bile hemen herkese "yunmadık" diye hitap ediyor olmasıydı.

 

Çoğu zaman bu kelime yüzünden başı derde girmiş hatta dayak yediği bile olmuştu. Ben birçok kere kendisini uyarmama lakap takmanın günah olduğunu söylememe rağmen bu huyundan vazgeçmemiş en sonunda bu söz dönüp dolaşıp kendisine ad olarak yamanıp kalmıştı. Artık ondan söz ederlerken "Yunmadık Abdullah" olarak anılmaya başlamıştı.

 

Bir gün kendisine: “Abdullah Abi gel vazgeç bu kötü ve sevimsiz, insanı incitici lakabı kelimeyi kullanmaktan. Böyle demekle toplum içinde saygını sevgini kaybediyorsun. Kendine de yazık ediyorsun. Bak kimse seni ciddiye almıyor. Hatta dalga geçenler bile var. Senin bu görünüşün bilgi birikimin ile inan bana daha fazlasını hak ediyorsun” dediğimde;

 

“Aldırış etme be Yunmadık. Daha fazlası ile ne olacağız... Kefenin cebi var da biz mi bilmiyoruz? Ahirete yatlar katlar ile mi gideceğiz? Sultan Süleyman'a kalmayan bu dünya bize mi kalacak? Nice zenginleri, kralları, güzelleri, âlimleri evliyaları yutan kara toprak bizi mi yutmayacak?” diyordu gamsız ve pervasız bir şekilde...

 

Sözünü keserek;

 

“Abdullah Abi bak yine bana Yunmadık dedin. Bunu ben kaldırabilirim ama kaldıramayanlar oluyor. Sana diş bileyenler oluyor. Gel vazgeç bu kötü huyundan. Ben ne diyorum sen ne anlıyor nelerden bahsediyorsun. Neler anlatıyorsun. Yine tutup ders vermeye başladın?”

 

     DEVAMI YARIN

 

 

 

Ünal Bolat'ın önceki yazıları...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.