“Böyle park mı edilir kardeşim?”

A -
A +
“Normal zamanda affedebileceğimiz birçok hareketi şoförken hazmedemiyoruz…”   Bir gün okulda oldukça stresli bir hâldeyim… Bir şeylere canım sıkkın. Çözüm arıyorum bulamıyorum… Çaresizliğin zirvesini yaşadığım bir an… Odamda duramıyorum… “Bari eve döneyim” dedim. Otoparka gitmek üzere dışarı çıktım. Baktım ki dışarıda bir yağmur var sicim gibi… Şemsiye de yok… Islanmamak için paldır küldür koşarak arabama bindim. Arabayla otoparktan çıkacakken bir baktım aracın biri otomobilini hayli açığa park etmiş. Oradan geçebilmem zor… Sağlı sollu araçlar var bir de ortada park var… Bu şoför arabayı sanki yolun ortasına bırakmış. Canım sıkkın hâlde: “Böyle araba mı bırakılır kardeşim!” diyerek indim arabamdan… Öfkeli bir şekilde ortada duran sahipsiz araca yöneldim. Ne yapacağım? Sıradan şoför tepkisi… Nizami park etmeyen arabanın sürücüsüne öfkelenerek aracını cezalandıracağım. Sileceğini yukarıya kaldıracağım. O da geldiğinde görecek ve hatasını anlayacak… Bir daha dikkatli olacak! Sanki bu usul kime ne zaman yarar sağlamışsa… Ama nedense trafik durumunda hepimiz öfkeden deliye dönüyoruz… Normal zamanda kabul edebileceğimiz, affedebileceğimiz birçok hareketin en sıradanını bile şoförken hazmedemiyoruz… O öfkeyle aracın sileceğini kaldırırken sen tut sileceğin lastiği fırlayıp iki üç metre öteye düş… O an saniyeler içinde gittim geldim… Ben sileceği yukarı kaldırıp gidecektim. Şimdi adamın aracına zarar verdim. O hâlde ne yapmalıydım? Bu sileceğin lastiğini ben düşürdüysem alıp yerine takmam gerekmez miydi? Yağmur sicim gibi yağıyordu… Aracım çalışır vaziyetteydi… Bu otomobil ise açığa park edilmiş ve yolu kapatmıştı. Kararsızlığım saliselerle de olsa epey beynimi meşgul etti… Sileceğin lastiğini alıp yerine taksa mıydım? Bu sürücüye ikaz ederken çıkan lastiği öyle bıraksa mıydım? Yağmurun yağması, stresli olmam ve aracın sahibine öfkem ağır basmış olacak ki lastiği alıp takmadan bindim aracıma… Arabayı birkaç manevra yaparak öbür tarafı dolanıp üniversiteden ayrıldım. Nasıl yağmur yağıyor ama… Silecekler en hızlı konumda çalışmasına rağmen neredeyse yağmura yetmiyor… 15 Temmuz Köprüsü'ne yollandığımda hâlen içimde bir sızı… “O silecek lastiğini alsa mıydım almasa mıydım?” Bu sızı vicdanımı kemirip duruyor… Tam Boğaz Köprüsü'nün ortasındayken ne oldu biliyor musunuz? DEVAMI YARIN
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.