Vehbi Tülek

''Tövbe-i nasûh, kulun geçmişte işlediği günaha pişman olması ve bundan sonra da o günaha dönmemeye kati olarak karar vermesidir.''

Allahü teâlânın, bir şeyin nasıl olacağını, olmadan evvel bilmesi ve o bilgisine göre takdîr ve irâde buyurması, insanlara cebretmek olmaz.

Allahü teâlânın açık olarak bildirdiği emirlerine (Farz) denir. Açık olmayıp, zan ederek anlaşılan emirlerine (Vâcib) denir.

"Allahü teâlânın emrettiği, beğendiği iyi şeyleri yaparak onun merhametini kazanmaz isen, rahmetine kavuşamazsın."

Resûlullah efendimiz buyurdu ki: "İslâmda ilk sevaba kavuşan, Ebû Bekr ile Ömer'dir. Onların sevaplarını anlatmakla bitiremem."

Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyuruldu ki: "Biz onlara [Mekke halkına], gerek âfâkta gerek kendi nefslerinde âyetlerimizi göstereceğiz."

Zümer sûresinin onuncu âyetinde meâlen buyuruldu ki: "Sabreden müminler [kıyâmet gününde] hesapsız mükâfâtlara kavuşurlar."

Beyzâde Efendi, hacca gitmeye karar vermişti. Ancak arkadaşlarına hacca gitmekten vazgeçtiğini söyledi. Sebebini de söylemiyordu!..

"Şüphesiz cömertlik, Allahü teâlânın cûd (cömertlik) sıfatındandır. O hâlde cömert olunuz. O zaman Allahü teâlâ size cömertlik eder."

Müslümanın her şeyden evvel kalbini temizlemesi lâzımdır. Çünkü, kalp, bütün bedenin reîsidir. Bütün uzuvlar kalbin emrindedir.

Resullulah efendimiz buyurdu ki: "Ey Abdurrahman, idareciliği isteme çünkü şu var ki bu görev sana sen istemeden verilirse sana yardım edilir!.."

Namaz kılmak, Allahü teâlânın büyüklüğünü düşünerek, Onun karşısında kendi küçüklüğünü anlamaktır. Bunu anlayan kimse hep iyilik yapar...

Bid'at sahibini gördüğünüz zaman, ona karşı sert davranın! Allahü teâlâ, bid'at sahiplerinin hepsine düşmandır!..

Peygamber efendimize, son derece dürüstlüğü ve sadâkati sebebi ile, en büyük düşmanları dahî "Muhammed-ül-emîn" derlerdi.

Tövbe, insanların kurtuluşudur. Gönlün hayatı ve canın gıdasıdır. Âhıretin meyvesidir. Mü'minin sürûrudur. Günahlar demetinin şifâsıdır...

Peygamber efendimizin Allahü teâlâdan korkması, O'na itaat ve ibâdet etmesi o kadar çoktu ki, O'nun bu hâline hiç kimse takat getiremezdi...

Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) efendimiz, dünyaya ve menfaatlerine hiç kıymet vermezler, az ile yetinirlerdi.

Ahmed Sârbân Efendinin çok huysuz ve geçimsiz bir hanımı vardı. Şeyhin talebeleri bu duruma çok üzülüyorlardı...

Tefsîr, hadîs ve kelâm ilimlerinden sonra, en şerefli ilim fıkıh ilmidir. Fıkıh bilgisi okumak, geceleri nâfile namaz kılmaktan daha sevaptır.

Duâyı yalnız namazlardan sonra veya belli zamanlarda yapmak ve belli şeyleri ezberleyip, şiir okur gibi duâ etmek mekruhtur.