Şamlı Âlim İbn-i Âbidînzâde Alâüddîn Muhammed

A -
A +
"Birinin ayağı kayıp da düşerek başkasının malını telef etse öder. Birinin binasını yıksa, sahibi dilerse, enkazı ona bırakıp binanın kıymetini alır."

İbn-i Âbidînzâde Alâüddîn Muhammed Efendi, Hanefî fıkıh âlimi İbn-i Âbidîn hazretlerinin oğludur. 1244 (m. 1828)'de Şam'da doğdu. Baba­sından ve Şam ulemâsından ilim öğrenerek icazet aldı. İstanbul'­a davet edilerek Mecelle Cemiyeti âzâlığına getirildi. Sonra Suriye vilâyeti Maarif Meclisi Başkanlığına tayin edildi. 1306 (m. 1889)'da Şam'da vefat etti. Hazırlanmasına iştirak ettiği Mecelle'nin bazı maddeleri:

Birinin ayağı kayıp da düşerek başkasının malını telef etse öder. Birinin binasını yıksa, sahibi dilerse, enkazı ona bırakıp binanın kıymetini alır. Yahut enkazı ve değer farkını birlikte alır.

Ağaçlarını kesmek de böyledir. Yangını durdurmak için bir evi, hükûmetin emri ile yıkan ödemez. Kendiliğinden yıkan öder.

Mazlum olanın, başkasına zulmetmeye hakkı yoktur. Her ikisi de öder. Mesela sahte para alan, bunu başkasına veremez. Hükûmetin izni olmadan yolda oturup satış yapılamaz. Başıboş bırakılmamış bir hayvanın kendiliğinden yaptığı zararı sahibi ödemez. Sahibi görüp, menetmezse veya 'hayvanın tehlikelidir çaresine bak' denilmiş ise, öder. Yolda hayvanı bağlamaya, arabasını park yapmaya kimsenin hakkı yoktur. Park yerlerinde durdurabilirler.

Bir binaya ortak olarak mâlik olan kimselere, Hisse-i şâyı'a sâhibi denir. Bir binanın yarısı Ahmed'in, üçte biri Ömer'in, altıda biri Alî'nin olsa, Ahmed hisse-i şâyı'asını satsa, Ömer ve Alî almak isteseler, yarısını Ömer, yarısını da Alî alır. Ömer, hissesine göre iki misli alamaz. Şüf'a hakkı bulunan kimsenin, satış yapıldığını işitince, hemen hakkını istemesi, iki şâhit yanında tekrâr söylemesi ve bir ay içinde mahkemeye başvurması lazımdır. Komşusuna Zarar-ı fâhiş yapamaz. Demirci dükkânı, değirmen, bitişik binayı sallarsa veya fırın dumanı, yağhanenin pis kokusu, harman tozları, bitişik evde oturulamayacak kadar sıkıntı verirse, değirmenin, bostanın su yolu, evin temelini, duvarını gevşetirse, çöplük bitişik evin duvarını çürütürse, harman yerine bitişik yapılan yüksek bina, harmanın rüzgârını keserse, manifaturacı dükkânı yanında yapılan aşçı dükkânının dumanları kumaşlara zarar verirse, lağım, kanalizasyon yollarının sızıntılarından komşu duvarı zarar görürse, sonra yapılanlar zarar-ı fâhiş olup, menedilirler.

Dağlardaki ağaçlar ve otlar herkese mübahtır. Ağaçları kesen, mâlik olur.