"Seni Cennet ehlinden yapan; hiçbir Müslümanı aldatmayı düşünmemen ve Allahü teâlânın kendisine verdiği bir maldan dolayı kimseye haset etmemendir."
Ali bin Hasen (İbn-i Asâkir) hazretleri Şafiî fıkıh ve hadis âlimidir. 550 (m. 1155)'de Şam'da doğdu. Zamanın büyük âlimlerinden hadis ilmi tahsil etti. Kutbüddin Nîşâbûrî'den Şâfiî fıkhını öğrendi ve onun kızıyla evlendi. Hocası Nîşâbûrî'nin vefatından sonra Şam'da Cârûhiyye Medresesi'nde onun yerine müderris olan İbn-i Asâkir 620 (m. 1223)'de Şam'da vefat etti.
Şöyle nakleder:
Enes bin Mâlik (radıyallahü anh) anlatıyor "Resûl-i ekrem efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) ile beraber oturuyorduk.'Şimdi buraya Cennetlik bir kişi gelecek' buyurdular. Bir süre sonra ayakkabıları elinde, abdest suyu sakalından damlayan Ensârdan bir zât girdi... Ertesi gün aynı şey yine tekrarlandı. Üçüncü gün Resûl-i ekrem efendimiz, 'Yanınıza Cennet ehlinden olan bir kişi gelecek' buyurdular. Baktık ki, gelen kişi, iki gündür gelen zâttı. Resûlullah efendimiz oradan ayrılınca, Abdullah bin Amr bin As (radıyallahü anhüma), o zâtı takip etti ve ona, 'Babamla münâkaşa ederek, üç gün eve gitmemeye yemîn ettim. Acaba bu süre içinde sizde misâfir kalabilir miyim?' dedi. O zât da kabul etti...
Abdullah bin Amr, adamın evinde kaldığı zaman zarfında, kendisinden fazla bir ibâdet yaptığını görmemiş. Sâdece gece yatınca, sabah namazına kadar sağa sola dönerken Allahü teâlâyı zikrediyormuş. Abdullah bin Amr bu üç günü şöyle anlatır:
-Bu zaman zarfında neredeyse adamın yaptıklarını küçük görecektim. Sonra dayanamayarak, 'Ey Allahü teâlânın kulu! Ben ne babamla kavga ettim, ne de üç gün eve gitmemek için yemîn ettim. Resûl-i ekrem efendimiz üç gün arka arkaya, 'Yanınıza şimdi Cennetlik bir kişi gelecek' dedi. Üçünde de siz geldiniz. Sizin ne yapıp da bu mertebeye eriştiğinizi öğrenmek ve aynı şeyleri yapmak için bu plânı yapmıştım. Fakat seni, öyle fazla bir ibâdet yaparken görmedim. Seni bu dereceye ulaştıran nedir?' dedim. O zât;
-Gördüklerinden başka bir şey yapmıyorum, dedi. Sonra ben giderken, beni geri çağırıp: 'Gördüklerinden başka bir şey yapmıyorum ama, ben, hiçbir Müslümanı aldatmayı düşünmem. Allahü teâlânın kendisine verdiği bir maldan dolayı kimseye haset etmem' dedi. Ben de;
-Tamam, seni Cennet ehlinden yapan budur, dedim."