Vehbi Tülek

İbn-ül-Furâdî'nin zamanında iç çatışmalar meydana geldi. Kurtuba isyâncıların elinden kurtarıldığı gün, evinde bir Berberî tarafından şehîd edildi...

Hasan-ı Basrî hazretleri, bir vezirin oğluna "Ey vezir oğlu! Sana şu iki sözü satmak istiyorum, alır mısın?" diye sorar. O da kabul eder!..

Talha bin Ubeydullah, aşere-i mübeşşereden, yani dünyada iken cennetle müjdelenen on kişiden biridir. Onun Uhud'daki kahramanlığı dillere destandır...

Ali Şîr Nevaî, Doğu Türkçesinin güzelliklerini kendi sanatında toplayarak, Orta Asya Türk edebiyatını, en yüksek noktasına ulaştıran şair ve ediptir...

Peygamber Efendimize ezâ ve cefâ eden en azgın müşriklerden birisi de Nadr bin Hâris idi. Bu adam hakkında ayet-i kerîme inmiştir...

Yavuz Sultan Selim Hân'ın, Molla Şemseddîn isminde bir saray hocası vardı. Son derece sür'atli yazı yazardı. Padişah ona yeni bir iş verdi...

Sûmâme bin Üsâl, Peygamber efendimizi öldürme teşebbüsünde bulunmuştu. Bir gün, onu yakalayıp, Resulullah efendimizin huzuruna getirdiler...

Selçuklu Sultanı I. İzzeddin Keykavus, ordusu ile Haleb önlerine gelmişti... Türk Eyyubi devletinin hükümdarı Melik Eşref, ona bir harp hilesi hazırladı!..

Şehidlerin ölmediği, kabirlerinde diri olduğunu Allahü teâlâ Kur'ân-ı kerimde bildiriyor. Buna dair birçok menkıbe anlatılagelmiştir. İşte bunlardan ikisi...

Münafıklar toplanmış İslâmiyeti kötülüyor; türlü türlü tasarılar yapıyorlardı. Bunların arasında Resûlullahın daha önce affettiği Ebû Azze el Cumehi de vardı...

Şamlı âlim Abdurrahmân İmâdî, Tefsîr ilminde ihtisas sâhibi idi. Uzun yıllar müderrislik yaptı. Asrındaki âlimler onun üstünlüğünü kabûl ettiler...

Mevlânâ Murtaza'nın babası şöyle vasiyet eder: "Vefât edince, cenâzemi hocan İmâm-ı Rabbânî'ye götürüp, beni de talebeleri arasına almasını iste!"

Yemenli büyük velî Muhammed el-Eşhâr buyurdu ki: "Eğer îmânın kâmil olmasını istersen, kendini Müslümanlardan yüksek görme!.."

Fıkıh âlimi Burhâneddîn Zernücî hazretlerinin "Ta'lîm-ül-müteallim" adlı eserinde bildirdiği bazı hususlara bugün de devam ediyoruz...

Buyurdu ki: "İslâm âlimlerinden birisi şöyle buyurmuştur: Yüzüne bakarak Kur'ân-ı kerîmi okumaktan daha çok hâfızayı güçlendiren bir şey yoktur."

Azgın Belka ahalisi kadınlı erkekli toplandılar. Bel'am bin Baura'nın peşine düşüp, her zaman onun dua ettiği tepeye doğru hareket ettiler...

Bel'am bin Baura büyük bir velî idi. Belka'nın zalim hükümdarı Belak, Yuşa aleyhisselamı yenemeyince, ondan, Hazreti Yuşa'ya beddua etmesini istedi...

Ebü'l-Fadl Defterî, meşhûr âlim Molla İdrîs-i Bitlisî'nin oğludur. Sultan Bâyezîd-i Velî'nin hayır duâlarına, ihsân, ikrâm ve iltifâtlarına kavuşmuş bir zattır...

Abdullah Efendi, çeşitli medrese-lerde müderrislik yaptı. Anadolu kadıaskerliğine tayin edildi. 1130 (m. 1718) senesinde şeyhülislâmlık yüksek makâmına getirildi...

Hemden Paşa, Yavuz Sultan Selim'in en yakın nedîmi idi. Her husûsta Pâdişâh ile konuşabiliyordu. Ancak İran Seferinde söylediği bir söz onun sonu olmuştur!..