Vehbi Tülek

Kümeyl bin Ziyâd 624 senesinde Yemen'de doğmuştur. Hazreti Ali, nasıl ki "İlm-i Hakikat"te Resul-i Ekremin sırdaşı ise Kumeyl bin Ziyad da Hazreti Ali'nin sırdaşı idi...

Ali bin Heytî hazretlerinin Abdüsselâm isminde salih bir arkadaşı vardı. Hristiyan bir kadına gönlünü kaptırdı. O da "Hristiyan olursan seninle evlenirim" dedi. Ve bu şartı kabul ederek o kadınla evlendi...

Hûd aleyhisselâma inanmayan Şeddâd bin Âd "Yâ Hûd! Senin ilahın Cennetiyle öğünürse, ben de bu dünyada bir cennet yapayım ki, onun Cennetinden daha şâhâne olsun!" diyerek "İrem" adını verdiği bağları yaptırmıştı...

Yezid-i Rekkaşi, Tabiinden, meşhur hadis âlimidir. En çok hadis-i şerif rivayet eden Enes bin Malik (radıyallahü anh) başta olmak üzere Eshâb-ı kiramdan bazıları ile görüştü ve onlardan hadis-i şerifler rivayet etti...

Musa aleyhisselam zamanında, herkesin günahkâr bildiği bir kimse vefat etmişti. Ancak Allahü teâlâ, Musa aleyhisselâma şöyle vahyetti: "Yâ Musa! Filân mahallede, bizim dostlarımızdan biri vefât etti. Git onun işini gör!"

Mecnun'un arkadaşı Zeyd rüyasında, cennette mutlu iki sevgili görür oradakilere "Bunlar kimdir?" diye sorar. Şöyle cevap alır: "Bunlar aşklarını dünya hevesleriyle kirletmedikleri için burada buluşan Leyla ile Mecnun'dur..."

Ebû Saîd el-Hudrî radıyallahü anh, Resûlullah efendimizden ibretlerle dolu bir hadis-i şerif nakletmektedir. Önceki asırlarda yaşayan ve yüz kişiyi öldüren bir adamın nasıl tövbe ettiği anlatılıyor...

Midyen bin Ahmed el-Eşmûnî, Mısır'ın Eşmûn beldesinde yetişen evliyânın büyüklerindendir. Nesebi, Ebû Midyen Magribî hazretlerine dayanmaktadır. 1457 (H.862) senesinde vefât etti...

Ebû Türab Nahşebi, Horasan bölgesinin büyük velîlerinden ve Şâfiî mezhebi fıkıh âlimidir. İsmi, Asker bin Hüseyin'dir. Ebû Türâb künyesiyle ve Nahşebî nisbesiyle meşhur olmuştur. 859 (H.245) senesinde Basra'da vefât etti...

Hazreti Zülkarneyn, Nûh aleyhisselâmın oğlu Yâfes'in soyundandır. Zalimleri cezalandırır, ahiret gününe imân eden, ona göre hareket eden ve iyi ahlâklı toplumları himâye ederdi...

İshak Çelebi, Yavuz Sultan Selim ve Kanuni Sultan Süleyman Han zamanlarında yaşayan Osmanlı âlim ve şairlerindendir. Üsküp'te dünyaya geldi. Babası, kılıç yapmakla meşhur bir demirci olan İbrahim Efendidir...

Büyük kurra ve muhaddis Ebu'l-Aliyye hastalanmıştı. Tabipler, kangren olan bacağının kesilmesine karar verdiler. Ona uyuşturucu ilaç vermek istediklerinde kabul etmedi ve "Bana Kur'an-ı kerim okuyun" dedi. Doktor şaşırmıştı!..

İmam-ı Rabbânî hazretlerinin torunlarından olan Ebû Said Fârûkî, Abdullah-ı Dehlevi hazretlerin talebesidir. Hocasının vefatından sonra yerine geçerek çok talebe yetiştirmiştir...

İbn-i Receb hazretleri, yüz bin hadis-i şerifi ravileriyle birlikte ezberleyen ve "Hafız" unvanı alan âlimlerdendir. Aynı zamanda Hanbeli mezhebinde söz sahibi olan fakihlerdendir...

Zühd ve takvada zamanının en meşhurlarından olan Amir bin Abdikays hazretleri buyurdu ki: "Evliyâlık derecelerine, ancak doğrulukla ulaşılır. Her hâlükârda doğruluktan başkası bâtıldır, boştur."

Evliyanın büyüklerinden olan Mansûr bin Ammâr, aslen Mervli olup, Basra'da yaşamıştır. 839 (H.225) senesinde Basra'da vefat etti. Iraklılar ve Horasanlılar tarafından sevilen bir zâttı...

Osmanlı tarihinin son sadrâzamı Ahmed Tevfik Paşa tecrübeli ve muktedir bir diplomat idi. Sultan Abdülhamid, Sultan Reşad ve Sultan Vahideddin devirlerinde dört defa sadâret makamına getirilmiştir...

Cüneyd-i Bağdâdî hazretlerinin devrinde yaşayan Rüveym bin Ahmed buyurdu ki: "Bir kimse âlimler ile oturup, onların bildiği bir şeye muhâlefet etse, Allahü teâlâ o kimsenin kalbinden îmân nûrunu alır."

Kerâmetler menbaı Ebû Abdullah Nibacî hazretleri buyurdu ki: "Allahü teâlâyı unutmak, O'ndan gâfil olmak, Cehennem'e girmekten daha şiddetli bir haldir!.."

Celâleddîn Tebrîzî son anlarını yaşıyordu. Talebelerine şöyle vasiyet etti: "Benim size nasîhatim, Allahü teâlâdan korkarak, O'nun emir ve yasaklarına riâyet etmenizdir..."