Gerekçeli karar: Ergenekon silahlı terör örgütüdür

/ Kaynak: AA
- Güncelleme:
Gerekçeli karar: Ergenekon silahlı terör örgütüdür

GÜNDEM Haberleri  / AA

Ergenekon Davası'nın yaklaşık 16 bin 600 sayfalık gerekçeli kararın "önsöz" bölümünde, kararın sistematiğine ilişkin açıklamalar yer aldı.

Ergenekon nbsp;Duruşmaların 20 Ekim 2008'de başlayıp 5 Agˆustos 2013'te sona erdiği ifade edilen kararda, şunlar kaydedildi:
"Bu yargılama sonunda, Ergenekon diye bir o¨rgu¨t oldugˆu, bu o¨rgu¨tu¨n yapısı, eylemleri ve belgeleri dikkate alındıgˆında mevcut yasalara go¨re silahlı bir tero¨r o¨rgu¨tu¨ o¨zelligˆi tas¸ıdıgˆı, bu silahlı tero¨r o¨rgu¨tu¨nu¨n bir derin devlet yani Gladyo/Kontrgerilla yapılanmasına kars¸ılık geldigˆi ve esas olarak Tu¨rk Silahlı Kuvvetleri ic¸inde yasadıs¸ı olarak olus¸turulup faaliyet go¨sterdigˆi, mensupları arasında asker-sivil toplumun her kesim ve statu¨su¨nden insanların bulundugˆu sonucuna varılmıs¸tır. Toplumda gec¸mis¸ten bu yana Ergenekon ismi dahil degˆis¸ik isimlerle bilinen, kabul edilen ve eylemleri s¸ikayet edilen 'derin devlet yapılanması' hakkında ilk kez bir yargı kararı verilmis¸tir. Yapılan yargılamada sanıklar hakkında, gerek Ergenekon Tero¨r O¨rgu¨tu¨ u¨yeligˆi gerekse is¸ledikleri sair suc¸ları nedeniyle cezalandırılmalarına karar verilmis¸tir. Sanıkların is¸ledigˆi sabit go¨ru¨len sair suc¸ların en o¨nemlisi, 'cebir ve s¸iddet kullanarak Tu¨rkiye Cumhuriyeti Hu¨ku¨meti'ni ortadan kaldırmaya veya go¨revlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye tes¸ebbu¨s etme (hu¨ku¨meti cebren ıskat veya vazife go¨rmekten cebren men etme)' suc¸udur."


Kararda, askeri darbelerin öncesinde toplumun buna hazırlandığı ve büyük mağduriyetler yaşanmasına neden olduğu aktarıldı. nbsp;


Yapılan savunmalarda, Ergenekon Tero¨r O¨rgu¨tu¨'nün faaliyetlerinden dolayı sanıkların suc¸landıkları hususu go¨rmezden gelinerek, "Tu¨rk ordusuna bu¨yu¨k bir buhtan yapıldıgˆı"nın iddia edildiği kaydedilerek, "Sanki Tu¨rkiye'de hic¸ darbe olmamıs¸ ve hu¨ku¨metlerin go¨revi sekteye ugˆratılmamıs¸ gibi bir yaklas¸ım sergilenmis¸tir" denildi. nbsp;


Ülkeyi darbeye go¨tu¨ren su¨rec¸te gelis¸en acılarla dolu olaylar ve bu olayların ardından gerc¸ekles¸en mu¨dahalelerin izleri hala tam olarak silinemediği kaydedilen gerekçeli kararda, şöyle devam edildi: nbsp;


"Bu gerc¸ekligˆi kim go¨rmezden gelebilir? Buna kars¸ın sanıkların o¨zellikle belli bir kısmının gerek telefon konus¸malarında, gerek yazılarında ve gerekse savunmalarında 1960 askeri darbesini, bir devrim olarak degˆerlendirdikleri, bu tu¨r bir mu¨dahalenin gerc¸ekles¸mesini ac¸ıkc¸a ifade ettikleri, ordu millet el ele biraraya gelmesiyle ordunun gidis¸ata dur demesi gerektigˆinden bahsettikleri go¨ru¨lmu¨s¸tu¨r. Bunun yanında Ergenekon Tero¨r O¨rgu¨tu¨'nu¨n gerek yo¨netici ve gerekse u¨ye konumundaki hemen hemen tu¨m mensupları u¨lkede bir askeri mu¨dahale veya darbe ortamının olus¸masını istemekte, hatta memleketin kurtulus¸u ic¸in bunun olmazsa olmaz oldugˆunu du¨s¸u¨nmekte ve yaptıklarını bir Kuva-yı Milliye Harekatı olarak degˆerlendirmektedirler. Dosyada bu tu¨r yu¨zlerce delil mevcuttur. Sanıklar bu kastlarını, hem nefret ve s¸iddet ic¸eren so¨ylemleri hem de eylemleriyle ac¸ıkc¸a ortaya koymaktadırlar. Hatta bazı sanıklar so¨zkonusu bu yo¨ndeki istegˆin 'du¨s¸u¨nce ve ifade o¨zgu¨rlu¨gˆu¨' kapsamında degˆerlendirilmesi gerektigˆini belirtmis¸lerdir. Oysa Avrupa I·nsan Hakları Mahkemesi, ifade ve o¨rgu¨tlenme o¨zgu¨rlu¨gˆu¨nu¨n s¸iddete ve nefrete c¸agˆrı olarak kullanılması durumunu korumamıs¸ ve hatta degˆil s¸iddete c¸agˆrıyı, ifadeler s¸iddete c¸agˆrı ic¸ermese dahi, yapılmıs¸ bir tero¨r eylemini dogˆru bulmayı ifade etmenin de ifade o¨zgu¨rlu¨gˆu¨ kapsamında degˆerlendirilemeyecegˆini belirtmis¸tir."


Kararın önsöz bölümü


Tu¨rk yargı tarihinde "Ergenekon silahlı tero¨r örgu¨tu¨" davasının birc¸ok bakımdan c¸ok o¨nemli bir yeri olduğu belirtilen kararda, bunlar 11 başlık altında şöyle sıralandı:


"1 - Derin Devlet/Kontrgerilla/Gladyo/Su¨per NATO isimleriyle anılan 'derin yapı' ilk kez yargı o¨nu¨ne c¸ıkarılmıs¸tır. Bu fırsat hakkıyla degˆerlendirilebilirse u¨lkenin demokratikles¸me seru¨venine bu¨yu¨k katkısı olacaktır. Hic¸ kimsenin bugu¨ne kadar varlıgˆından s¸u¨phe duymadıgˆı, hatta bu o¨rgu¨tu¨n Tu¨rkiye'deki isminin Ergenekon oldugˆu belirttilen fakat hic¸bir zaman yargılanamayan bu o¨rgu¨t, ilk kez yargı o¨nu¨ne getirilmis¸tir. O¨rgu¨te bugu¨ne kadar hesap sorulamaması bile bu o¨rgu¨tu¨n gu¨cu¨nu¨ ortaya koymaktadır.


Susurluk Davası'nda bir hu¨cresine ulas¸ılabilen, ancak o zamanki s¸artlar ve delil durumu geregˆi ancak 14 kis¸inin, sadece c¸ıkar amac¸lı suc¸ o¨rgu¨tu¨ kapsamında yargılanabildigˆi derin yapı, 2008'de bas¸layan yargılamayla daha bu¨tu¨ncu¨l ele alınarak yargılanmıs¸tır. Ergenekon Tero¨r O¨rgu¨tu¨ davasında, aynı zamanda Susurluk Davası'nın da hu¨ku¨mlu¨su¨ olan dosyamız sanıklarının, dosyamızın digˆer sanıklarıyla girift irtibatı Susurluk Kazası ve sonrası su¨recinin anlatıldıgˆı bo¨lu¨mde ayrıntılı olarak ele alınmıs¸tır.


2 - Bu yapının tespit edilebilen o¨rgu¨tsel yapısı ve belli bir du¨zende hazırlanmıs¸ o¨rgu¨t belgeleri ilk kez resmi olarak ortaya konmus¸ ve yargılamaya konu edilmis¸tir.


O¨rgu¨t belgeleri ac¸ısından 'Ergenekon Tero¨r O¨rgu¨tu¨', en fazla belgesinin ele gec¸irilip, yargılamaya konu edildigˆi bir o¨rgu¨ttu¨r. Gerekc¸eli kararımızda bu o¨rgu¨t belgelerinin hangi sanıklardan c¸ıktıgˆı, ic¸erdigˆi yasadıs¸ı unsurlar, hazırlanıs¸ su¨rec¸leri, aralarındaki ilis¸ki, kimler tarafından nasıl hazırlandıkları gibi hususlar, örgu¨t belgelerinin anlatıldıgˆı mu¨stakil bo¨lu¨mde yer almıs¸tır.


3 - Sadece tetikc¸iler veya alt tabaka o¨rgu¨t u¨yeleri degˆil, onları yo¨nlendiren ve yo¨netenler de yargılanmıs¸ ve cezalandırılmıs¸lardır.


Her kesimden kimsenin dile getirdigˆi 'yargılamalarda nic¸in kullanılanlara ulas¸ılıyor, kullananlara ulas¸ılamıyor' haklı itirazı bu yargılamada bu¨yu¨k o¨lc¸u¨de giderilmis¸tir. O¨yle ki mahkememiz uygulamaları ve ara kararları ile o¨zellikle bu konuya yogˆunlas¸mıs¸ ve takdir ettigˆi cezalarda bu hususu o¨zellikle dikkate almıs¸tır."


nbsp;"Gerekçeli karar yazılırken zorluklarla karşılaşılmıştır"


Gerekçeli kararın yazım aşamasına yer verilen 9. madde de ise şu ifadeler yer aldı: nbsp;


"Bu bu¨yu¨klu¨kteki bir dosyanın gerekc¸esi yazılırken bir taraftan bu¨tu¨nu¨n anlas¸ılması ve kavranılabilmesi bakımından tu¨m delillerin insicamlı olarak ortaya konması, bir taraftan tekrardan kac¸ınılması, bir taraftan bireysel hukuki durumlar ile genel degˆerlendirmeler arasında makul ve net bir ko¨pru¨ kurulabilmesi gibi zorluklarla kars¸ılas¸ılmıs¸tır. Dosyanın bu¨yu¨k hacmi kars¸ısında savunmanın ve iddia makamının dosyadaki tu¨m delillere ulas¸abilmesi ve denetim mercilerinin sagˆlıklı bir inceleme yapabilmesi bakımından dava delil klaso¨rleri ve sonradan dosyaya giren tu¨m evrak titizlikle okunabilir/taranablir PDF formatında dijital ortama aktarılmıs¸tır. Gerek yazılı ve gerekse dijital olan bu¨tu¨n dosyalar isim ve numara verilerek kolayca ulas¸ılabilir bir s¸ekilde ars¸ivlenmis¸tir. Dosya ars¸iv sistematigˆini go¨steren ayrıntılı ac¸ıklama taraflara bildirilmis¸tir. Gerekc¸eli kararımızda da bu konuya ayrı bir bo¨lu¨mde yer verilmis¸tir.


Gerekc¸eli kararımız, s¸imdiye kadar yargılama mercilerinin yaygın olarak kullanmadıgˆı 'dipnot' sistemine o¨zel bir o¨nem verilerek kaleme alınmıs¸tır. Bununla taraflara ve denetim merciine gerekc¸ede dayanılan degˆerlendirmelerin kaynagˆını rahatc¸a go¨rmeleri imkanı sunulmus¸tur.


Dava sürecinin anlatıldığı 10. maddede sanıklardan ele geçen tüm dijital aygıt ve materyallerinin, emanet memurlugˆundan getirtilerek naip hakim incelemesi yapıldığı ve belge içeriklerine dogˆrudan vakıf olunduğu belirtilerek, "21 ayrı iddianame ile açılan davaların birles¸tirilmesiyle görülen 275 sanıgˆın yargılandıgˆı yaklas¸ık 5 yıl süren bu dava zorunlu nedenler dıs¸ında kural olarak kesintisiz devam etmis¸, tam 620 durus¸ma yapılmıs¸, sadece durus¸ma zabıtları yaklas¸ık 42 bin sayfa tutmus¸, 157 tanık dinlenilmis¸tir" bilgilerine yer verildi.


Kararın önsöz bölümünde, yazım sürecindeki "dosyaları yeniden inceleme ve degˆerlendirme" as¸amasında, verilen hükümlerin ne kadar isabetli oldugˆunun bir kez daha görüldüğü belirtilerek, "Sonuçta mahkememiz kararını bagˆımsız ve tarafsız olarak, tam bir vicdani kanaatle vermis¸tir. Ergenekon terör örgütünün hedefledigˆi amacın tam olarak gerçekles¸mesi durumunda milyonlarca insanın ve bunların ailelerin yas¸ayacagˆı acı düs¸ünüldügˆünde, millet adına karar veren mahkememizin aldıgˆı kararla milletin vicdanına ne kadar degˆer verdigˆi açıktır.


Mahkememiz 30 yılda bitmez denilen davayı gece gündüz, hiçbir mesai gözetmeksizin, senelik resmi izinlerinin çok az bir kısmını kullanıp geri kalanında yine yargılama faaliyetine devam ederek, hafta içi ve hafta sonu geç vakitlere kadar çalıs¸arak bitirmis¸, bu çok karmas¸ık davada verdigˆi kararın gerekçesini de büyük bir gayretle tamamlamıs¸tır. Gösterilen tüm olumsuz tavır ve tepkiler, sarf edilen kem sözler büyük bir sabırla ve hakimlik meslegˆinin vakar ve haysiyetine uyar s¸ekilde kars¸ılanmıs¸tır" denildi.


"Ecevit'i bas¸bakanlık go¨revinden el c¸ekmeye zorlama teşebbüsü"


Önsöz bölümünde, "Bas¸bakan Bu¨lent Ecevit'i bas¸bakanlık go¨revinden el c¸ekmeye zorlama ve AKP Hu¨ku¨metine kars¸ı Jandarma Genel Komutanlıgˆı bu¨nyesinde yasadıs¸ı olarak olus¸turuldugˆu anlas¸ılan Cumhuriyet C¸alıs¸ma Grubu'nun faaliyetleri ve planlanıp yu¨ru¨rlu¨gˆe konulan Sarıkız, Ayıs¸ıgˆı, Yakamoz, Eldiven darbe planları c¸erc¸evesinde hu¨ku¨meti cebren ıskata veya vazife go¨rmekten cebren men etmeye tes¸ebbu¨s edildigˆi go¨ru¨lmu¨s¸tu¨r" denildi. nbsp;


"AKP'nin kapatılması sürecinde deliller üretilmiştir"


AK Partili bir kişinin cumhurbas¸kanı seçtirilmemesinin de hedeflendiği kaydedilen önsözde, şöyle devam edildi: nbsp;


"Yine Genelkurmay Bas¸kanlıgˆı Bilgi Destek Dairesi'nde yogˆunlas¸an muvazzaf personel ve silsiledeki üstleri tarafından hükümet aleyhine yasadıs¸ı planlar hazırlanmıs¸, sahte isimlerle internet siteleri kurdurularak buralarda hükümeti yıpratıcı psikolojik propaganda içerikli yayınlar yapılmıs¸, bunlarla hem toplumun tahrik olması hedeflenmis¸, hem de AKP'nin kapatılması sürecinde deliller üretilmis¸tir. AKP kapatma davası sürecinde de bir kısım sanıkların aktif faaliyetleri olmus¸tur. Gölcük Donanma Komutanlıgˆı I·stihbarat S¸ubesi gizli bölmelerinden ele geçirilen deliller arasında dosyamızdaki iddiaları dogˆrulayan önemli delillere ulas¸ılmıs¸tır. Bu deliller arasında özellikle 'I·rtica I·le Mücadele Eylem Planı' denilen AKP Hükümeti'ne kars¸ı hazırlanan 'Proje'nin taslak çalıs¸ması, aralarında bazı dosya sanıklarının da bulundugˆu ordudan emekli olanlar ve bazı digˆer sivil s¸ahıslardan olus¸an gruplar ve görevlerini düzenleyen 'Kitles¸im' isimli belge önem arz etmektedir. Yine Genelkurmay Bas¸kanlıgˆı Bilgi Destek Bas¸kanlıgˆı'na ait mahkememizce getirtilip incelen bilgisayarlar içinde de AKP Hükümeti aleyhine ve Ergenekon terör örgütünü destekler mahiyetinde çok sayıda belgeler elde edilmis¸tir. Bu belgeler incelendigˆinde, 'I·rtica I·le Mücadele Eylem Planı' içerigˆi ile birebir örtüs¸en birçok çalıs¸malara ulas¸ılmıs¸tır. Tüm bu süreçte Ergenekon terör örgütüne ait muhtelif yerlere gizlenmis¸ nitelik ve nicelik olarak vahamet arz eden silah, bomba, mühimmat ele geçirilmis¸, Örgütün 'Karargah Evleri' ismi altında Türk Silahlı Kuvvetleri içinde örgütlendigˆi anlas¸ılmıs¸, bazı sivil sanıkların Harp Okulu'nda okuyan askeri ögˆrencileri buralardaki örgüt mensubu ögˆrenciler aracılıgˆıyla kazanma amaçlı çalıs¸malar yaptıkları ve bu ögˆrencileri üstlerine hatta o tarihteki mevcut Genelkurmay Bas¸kanı aleyhine kıs¸kırttıkları görülmüs¸tür."


Genelkurmay Başkanlığının Ergenekon veya derin devlet konusunda hiçbir işlem yapmadığı öne sürülürken, "Kurum ve mensuplarıyla alakalı en küçük isnatları dahi aras¸tıran ve sorus¸turan, yapısı geregˆi buna yapması da gayet dogˆal olan Türk Silahlı Kuvvetleri'nin, üst düzey generallerin agˆzından anlatılan ve ordu içindeki hiyerars¸ik yapı dıs¸ında illegal olarak örgütlenip, birçok yasadıs¸ı icraatlar yaptıgˆı belirtilen bir yapı hakkında herhangi bir is¸lem yap(a)mamasının bir izahı olamaz" denildi.


Kararda, "Farklı zaman ve yerlerden ele gec¸en, dosya kapsamında bulunan, birbirlerini bu¨yu¨k oranda teyit eden kanuni delillere go¨re, 'Ergenekon isimli bir terör örgütünün varlığının sabit olduğu' kanaatine varılmıs¸tır.


Ergenekon' isimli yapılanmanın, belirlenen amac¸lar etrafında insan sayısı olarak u¨c¸ten fazla kis¸inin bir araya geldigˆi, hiyerars¸ik, go¨rev dagˆılımının yapıldıgˆı, gizliligˆin esas alındıgˆı, is¸ bo¨lu¨mu¨nu¨n, faaliyet alanlarının sorumlulukların o¨nceden tespit edildigˆi, eleman ve finansal kaynak temini, u¨yelerinin egˆitimi gibi hususların ac¸ıkc¸a ortaya konuldugˆu, yapılan is¸ bo¨lu¨mu¨ c¸erc¸evesinde go¨revli grupların faaliyet alanlarına ilis¸kin raporlar sunarak yapının hayata gec¸irildigˆi, profesyonel bir o¨rgu¨tlenme oldugˆu degˆerlendirilmektedir.


Ergenekon tero¨r örgu¨tu¨'nu¨n, u¨lkemizde bilinen digˆer tero¨r örgu¨tlerinin belirginles¸mis¸ kalıplarında olmadıgˆı, amac¸ları dogˆrultusunda dogˆrudan ya da paravan ve tas¸eron yapılarla faaliyetlerine devam ettigˆi, varlıgˆının fark edildigˆi durumlarda da her tu¨rlu¨ dezenformasyon yo¨ntemlerini kullanarak gizlendigˆi anlas¸ılmaktadır." denildi.


"Fişlemeler yapıldı, kişisel veriler kaydedildi"


Gerekçeli kararın, sanıkların bireysel değerlendirmesinin yapıldığı 3. Kitap'ta sanık Prof. Dr. Mehmet Haberal'ın, Yalçın Küçük ile irtibatının çok eski yıllarda başladığı ve birbirlerini çok iyi tanıdıkları anlatıldı. nbsp;


Kararda, Haberal'ın "örgüt faaliyetlerinin düzenlenmesinde ve örgüt kararlarının alınmasında, uygulanmasında emir ve talimat verme yetkisine sahip olması" nedeniyle örgütün yöneticisi oldugˆu, merhum Bas¸bakanlardan Bülent Ecevit'e bir takım tıbbi müdahalelerde bulunmak suretiyle görevini kısmen de olsa engellemeye tes¸ebbüs ettigˆinin sabit olduğunun kabul edildiği anlatıldı.


Gerekçeli kararda, sanık Mustafa Balbay'ın Cumhuriyet Çalışma Grubu (CÇG) üyeleri başta olmak üzere çok sayıda Ergenekon terör örgütü yönetici ve üyesiyle irtibatlı olduğunun anlaşıldığı, CÇG faaliyeti kapsamında medya alanında faaliyet gösterdiği, psikolojik harekat ve propaganda yapmak suretiyle darbe çalışmalarına aktif olarak katıldığının anlaşıldığı kaydedildi.


CÇG tarafından medya ile ilgili ayrıntılı raporlar hazırlandıgˆı, bu raporlarda yürütme organının medyanın destegˆi olmadan ortadan kaldırılamayacagˆının belirtilen kararda, özellikle Aydınlık dergisi ve Cumhuriyet gazetesinin 2003 ve 2004 yıllarındaki yayınlarında, darbe planları çerçevesinde üst seviyede psikolojik harekat ve propaganda yapıldıgˆının belirlendigˆi ifade edildi.


Sanık Balbay'da ele geçirilen belgelerin bir kısmında AK Parti'nin, bu partinin kurucuları, milletvekilleri, belediyeleri hakkında ayrıntılı çalıs¸maların, analizlerin yapıldıgˆı, güçlü, zayıf, hassas yönlerinin analiz edildigˆi, irtica ile mücadele adı altında iktidardan düs¸ürülmesi için stratejiler belirlendigˆi, bunların uygulamaya geçirildigˆi, hedefe ulas¸makta araç olarak kullanılmak üzere psikolojik harekat amaçlı bilgi toplandıgˆı, fis¸leme yapıldıgˆı, kis¸isel verilerin kaydedildigˆi, bir kısmında ise belgeyi düzenleyenlerin kis¸isel degˆerlendirmelerinin yer aldıgˆı anlatıldı.


Kararda, Türkiye'deki askeri müdahaleler öncesinde büyük çaplı ögˆrenci ve is¸çi hareketleri, sagˆ ve sol ideolojiye sahip olanların birbirlerine kars¸ı giris¸tikleri s¸iddet eylemleri, mezhep ve etnik köken kıs¸kırtmaları, faili meçhul veya sansasyonel siyasi cinayetler gibi olaylarla kamuoyunun yönlendirildiği belirtildi.


Danıştay saldırısı öncesinde de Türkiye'de Umut Kitabevi'nin bombalanması, Danıştay'ın türban kararı, rahip Andrea Santore'nın öldürülmesi, Danimarka'da Hz. Muhammed'e yönelik hakaret nitelikli karikatür yayımlanması ile Cumhuriyet gazesinin bombalanması gibi olayların yaşandığı kaydedildi.


Kararda, Alparslan Arslan'ın tahrik ediciligˆi açık ve somut olan Cumhuriyet gazetesine insanlara zarar vermeyecek s¸ekilde bir eylem gerçekles¸tirdiği, karikatürü çizen kis¸iye herhangi bir zarar vermemis¸ken, daha önceki bir tarihte türban kararını veren hakimlere neden zarar verdigˆini izah edemediği vurgulandı.


Başbuğ vurgusu


Gerekçeli kararda, dava kapsamında müebbet hapis cezasına çarptırılan eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ'un, görev yaptığı dönemde Ergenekon soruşturmalarına ilişkin yaptığı basın açıklamaları ve verdiği ropörtajlarla, soruşturmaları itibarsızlaştırmayı ve bu yönde kamuoyu oluşturmayı amaçladığının anlaşıldığı belirtildi.


Başbuğ'un Poyrazköy'de bulunan mühimmat, amirallere suikast ve Koç Müzesi'nde patlayıcı bulunmasına yönelik soruşturmalarla ilgili yaptığı basın açıklamalarına değinilen kararda, bu açıklamalara karşın soruşturmalarla ilgili İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamedeki iddia ve tespitlere yer verildi


Kararda, İlker Başbuğ'un "kağıt parçası" ve "boru" tabirlerine vurgu yapılırken, sanıklardan Hıfzı Çubuklu'nun duruşmada, Başbuğ'un kullandığı "kağıt parçası" tanımını talihsizlik olarak gördüğü yönünde beyanda bulunduğu ifade edildi.


Müdahale etti


Kararda şöyle denildi:


"Sanık İlker Başbuğ'un cumhurbaşkanlığı seçimi sürecinde, TBMM'de bulunan siyasi partilere müdahale edip, onları yönlendirmek suretiyle cumhurbaşkanlığı seçimi sonrası çıkacak sonuca göre, AK Parti'ye ve Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ne müdahale edilip, AK Parti'nin ve hükümetin dağılması yönünde çalışmalar yaptığı, ayrıca Anayasa Mahkemesi üyeleri ile görüşüp, yine AK Parti'nin kapatılması ve hükümetin dağılması yönünde çalışmalar yaptığı, bu çalışmaların sanığın konumu ve göreviyle bir ilgisinin bulunmadığı, bu nedenle Başbuğ'un bu çalışmaları, mensubu bulunduğu ve amacı Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ni cebren devirmek olan Ergenekon silahlı terör örgütünün faaliyetleri kapsamında yaptığı anlaşılmıştır."


Susurluk süreci


Kararda, "Ergenekon silahlı terör örgütünün anlaşılması bakımından, Susurluk davası büyük bir öneme sahiptir" denilerek şu tespitlere yer verildi:


"Mahkememizin, kamuoyunun ve hatta dosya sanıklarından bir kısmının Türkiye'deki derin yapılanma/gladyo örgütlenmesinin bir birimi olarak kabul ettiği Susurluk Örgütü'nün, dosyamız içeriğiyle ilişkisi ve dosyamız sanıklarıyla yakın, organik ve örgütsel irtibatı olduğu görülmektedir.


Sanıkların olabildiğince gündeme getirmekten kaçındıkları, gündeme geldiğinde de eskiden yaptıkları değerlendirmeleri adeta unuttukları Susurluk olayı, bu davanın anlaşılması bakımından önemli bir işaret taşıdır.


Susurluk Çetesi, Ergenekon terör örgütünün bir hücresidir. Bu çete ile ilgili olarak yapılan yargılama ve hazırlanan resmi raporlarda ulaşılan birçok sonuç doğrudan Ergenekon terör örgütünü göstermektedir."


Eylem Planı


Kararda, "Dursun Çiçek, 2004'te atandığı Psikolojik Harekat Başkanlığı'nda ve sonraki adı ile Bilgi Destek Daire Başkanlığı'nda görevli iken, çalışmakta olduğu kurumun imkanlarını da kullanarak,
Ergenekon silahlı terör örgütünün amaçları doğrultusunda, sanıklar İlker Başbuğ ve Hasan Iğsız'ın emir ve talimatıyla 'İrticayla Mücadele Eylem Planı' isimli planı hazırlamıştır" denildi.


Danıştay saldırısı


Kararda, Danıştay saldırısının faili Alparslan Arslan'ın Ergenekon silahlı terör örgütünün amaçları doğrultusunda, ülkede kaos ve kargaşa ortamı oluşturup, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ni cebir ve şiddetle ortadan kaldırmak veya görevlerini yapmasını engellemek için Cumhuriyet gazetesine el bombası atılması, Danıştay 2. Dairesi'ne silahlı saldırı düzenleyerek, 1 kişiyi öldürme ve 4 kişiyi öldürmeye teşebbüs suçlarını işlediğinin sabit kabul edildiği belirtildi.

GÜNDEM
Kaynak: AA
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...