İbrahim Aybar: Elektrikli otomobil üreterek dünyayla rekabet edebiliriz

İbrahim Aybar: Elektrikli otomobil üreterek dünyayla rekabet edebiliriz

YAŞAM Haberleri

Türkiye, dünya pazarı ve teknolojisiyle rekabet edebilecek elektrikli bir otomobil üretmeli. Satabileceğimiz ve iyi pazarlayacağımız bir otomobil olmalı bu

BURCU ÇETİNKAYA
İbrahim Bey otomotiv sektörünün hem istikrarlı hem de renkli simalarından. Uçak mühendisliği, havacılık-uzay mühendisliği gibi eğitimlerinin yanı sıra çok dikkat çekici ve farklı bir kariyeri var. Bir diğer ilginç özelliği aynı yumurta ikizinin olması. İkizi de gemi mühendisliği okur ve ABD'de kilometrelerce uzakta otomotiv işiyle uğraşmaktadır. Kilometrelerce uzaktaki benzer kariyerlerini ilk duyduğumda oldukça şaşırmıştım. Şanlıurfa'da misafir ettiğimiz İbrahim Aybar ile hem başarılı bir iş adamı olmanın sırlarını, hem otomotiv sektörünü, hem de geleceğin otomobillerini konuştuk. Elektrikli Twizy ile Urfa'nın dar tarihi sokaklarında yaptığımız gezintide otomobillerin UFO'su oldukça ilgi çekti. nbsp;
Otomotiv sektörü sizce nereye doğru gidiyor?
İnsanlar artık hareket halindeyken de güvenli sürüşü engellemeyecek tarzda otomobilin teknolojisini çevrimiçi olarak kullanmak istiyorlar. Otomobillerinden çevreci çözümler bekliyorlar. Enerjiyi az harcayan belki de hiç harcamayan ekonomik araçlar istiyorlar. Yollarda fiziksel bir rahatsızlık oluşturmayacak bir tasarım istiyorlar. Bu arada iç hacim de rahat olsun istiyorlar. nbsp;
Geleceğin otomobilleri daha büyük mü olacak daha küçük mü sizce?
Bence daha kompakt olacak. Yani iç hacmi büyük ama dışarısı küçük. Bir de insanlar otomobilde hayattan kopmak istemiyorlar. Otomobili bir yerde geçici ofis olarak kullanmak istiyorlar. Bu da otonom sürüş yani insanın kullanma kontrolünde olmadığı çeşitli kamera ve sensörlerle otomatik giden bir araçlar demek. nbsp;
Renault'nun otonom sürüşteki durumu nedir?
Zoe üzerinde önemli gelişmeler var ve beklenti böyle bir aracı 2020'den önce ticarileştirmek. Bu konuda yapılacak idari düzenlemelerin de aynı paralelde gitmesi lazım, netice alınan ülkeler de var. Örneğin Hollanda ve Danimarka gibi.
Sektörün önemi nerede sizce?
Geçen yıl 90 milyon motorlu taşıt üretimi oldu dünyada. Bunun 80 milyondan fazlası satıldı. 2020'de 110-118 milyonlara çıkacağını tahmin ediyoruz. Otomotiv sektörünün dünyada cazibesi devam edecek ama otonom sürüş ve alternatif yakıtlar ile farklı bir yola sapmış bulunmaktayız.
Yerli otomobille ilgili düşünceleriniz neler?
Biz üretim üssüyüz. Hazır teknolojileri üretebilen merkeziz yani üretimin değeri kadar bizim menfaatimiz olur. Biz oysa artık araştırma, geliştirme ve bilgi üssü olmak durumundayız. Yeni teknolojiler oluşturan olmalıyız o zaman katma değer fazla olur. Fosil yakıt teknolojileri ile ilgili ise bizim dünyadaki rekabete dahil olmamız zor ve o çabaya değmez bence. nbsp;
Sadece Türkiye için vergi indirimli çok ucuz satılacak bir araç üretilse olmaz mı?
Bir örnek vereyim, geçen yıl en çok satan araç bizim Fluence ve 32.000 sattı. Bu ölçek bir otomobili üretip, geliştirmek ve satmak için yeterli değil maalesef. Bence elektrikli bir otomobil üretebilmeliyiz, dünya pazarı ve teknolojisiyle rekabet edebilecek. Satabileceğimiz ve iyi pazarlayacağımız bir otomobil üretmeliyiz.
Otomobil satışlarında bayilerin rolü nasıl?
İnsanlar yüzde 80 internetten aldıkları bilgilerle alacakları aracın kararını veriyorlar. Ama asıl etkileşim ondan sonra bayilerde oluyor. Yani rolleri çok yüksek. nbsp;
Kariyer hedefleyen gençlere ne tavsiye edersiniz, 15 yıllık bir yönetici olarak?
O işi yapmakta kararlı olmak, o işin tutkusuna sahip olmak, her türlü bilgiyi edinmek ve başkalarından daha bilgili olabilmek. Sürekli araştırmak ve dünya gelişimini takip etmek. Ne iş yaparsanız yapın bunu tavsiye ediyorum. nbsp;
Ya otomobil tutkunları, sadece otomotiv sektörü hedefleyenler ne yapsın ?
Otomobilin içinde olduğu bir işe nereden başlarlarsa başlasınlar, ama başlasınlar. Özellikle de alt kademelerden başlasınlar. Ama sonra farklarını ortaya koymaları lazım. Tanıdıkla veya torpille değil kendi oluşturdukları değerle. Çünkü farklı insan herkese farklı bir avantaj sağlıyor. Bulunduğu kuruma, yaptığı işe, topluma…
İbrahim Aybar: Elektrikli otomobil üreterek dünyayla rekabet edebiliriz

Fransızlarla çalışmak nasıl? nbsp;
Fransızlar olarak ayırmayayım. Tüm AB için konuşursam, planlı çalışmak çok önemli. Onlarla hep konuşmamda söyledikleri 'Planda sıkıntınız var.' Dolayısıyla hemen gaza gelmememiz lazım. Planlı hareket etmeliyiz.
Fransız bir firmayla çalışırken Fransızca konuşmanın veya Alman bir markayla Almanca konuşmanın etkisi var mı iş hayatında başarılı olmakta?
Hayır. Artık hepimiz küresel markaların temsilcisi haline geldik. Ortak dil İngilizce bilmeniz yeterli. Eskiden belgeler Fransızcaydı belki o zaman gerekliydi ama şimdi gerekli değil. Ben göreve başladığımda Fransızca bilmediğim halde 3 yıl yoğun Fransızca dersi aldım ve kendimi bir seviyeye getirdim ama İngilizce varken Fransızcayı kullanmak ihtiyacım olmuyor.
Duygusal bağınız olan bir otomobil var mı?
1986 yılında ilk aldığım ve kullanmaya başladığım Renault GTS otomobil. nbsp;Kestane renkli otomobili çok sevdim. Sonra bir Renault 9'um oldu. Bu ikisini de çok sevdim.
Aynı zamanda Fahri trafik müfettişisiniz, tanıdığınız birisine hiç ceza kestiniz mi?
nbsp;Kuralı ihlal eden kim varsa ceza kesiyorum. Tanıdık olup olmadığına bakmam. Ama artık biz görevimizi yapamıyoruz çünkü kestiğimiz ceza makbuzları çalışmıyor. Artık sistem değişmeli, cep telefonları var fotoğraf çekilip yollanılmalı ve ceza bu şekilde kanıtla kesilmeli.
En sevdiğiniz sanatçı?
Erol Evgin
En sevdiğiniz yemek?
Zeytinyağlı, ağırlıklı olarak da bamya
En sevdiğiniz tatlı?
Çok tatlı yemiyorum ama, ben Aydın, Nazilli doğumluyum, bizim oraların kabak tatlısını çok seviyorum.
En sevdiğiniz şehir?
İzmir
En sevdiğiniz şarkı?
Ben imkansız aşklar için yaratılmışım .
Sporla aranız nasıl?
Haftanın iki günü pilates yapıyorum, sitede komşularla hocamız geliyor. Akşamları haftanın üç günü 4-5 km yürüyorum. nbsp;
Son olarak iş dünyasında hatıralarınızda kalan bir anıyı paylaşır mısınız?
Türkiye'deki bir Japon şirketinin Türkiye'deki genel müdüründen duymuştum. 2011 yılında yaşadıkları deprem ve tsunamiden sonraki haftalarda gündeme geldi. O zaman binlerce km ötede dünyanın çeşitli ülkelerinde otomotiv üretimlerinde aksamalar meydana geldi. Depremden sonra bir nükleer santral devre dışı kaldı. O bölgede elektrik enerjisi yetersiz hale geldi. Bunun üzerine sosyal bir dayanışma ile Japonlar fabrikalar sağlam da olsa enerji tüketmemeleri için üretimi durdurarak sosyal yaşama, hastanelere, evlere enerji sevk etmişler. Çalışamayan fabrikalar arasında otomotiv sektörüne sensör üreten fabrikalar da varmış. Bu sebeple tek noktadan bu parçayı alan otomotiv nbsp;sektörünün dünyadaki üretimi aksamış. Ama bu hem bir dayanışma dersi hem de küreselleşmenin kanıtı.
Pazar sohbetine veda ederken İbrahim Bey'in paylaştığı ve çok beğendiğim bir sözü paylaşıyorum…
"Paylaşamazsan paylaşılırsın… "
İbrahim Aybar: Elektrikli otomobil üreterek dünyayla rekabet edebiliriz

İBRAHİM AYBAR KİMDİR?
İbrahim Aybar, 15 yıldır Renault Mais A.Ş. Genel Müdürlük görevini sürdürüyor. İstanbul Teknik Üniversitesi Makine Fakültesi Uçak Mühendisliği bölümünde lisans, Havacılık-Uzay Mühendisliği bölümünde yüksek lisans eğitimininin ardından ABD Oklahoma Üniversitesi FAA doktora eğitimini tamamlayan Aybar, Renault Mais'ten önce, merhum Turgut Özal zamanında T.C. Başbakanlık / Başbakan Danışmanlığı ve son 1 yıl Başbakan Müsteşar Yardımcılığı, Sümerbank Yönetim Kurulu Üyesi - Başkan Vekili, Varan Genel Müdürlüğü, UYTAD Yönetim Kurulu Başkanlığı, ODD Başkanlığı ve Uluslararası Yatırımcılar Derneği (YASED) yönetim kurulu üyeliği görevlerinde bulundu. İbrahim Aybar, TOBB Otomotiv Ticaret Meclisi yönetim kurulu üyesidir.






UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...