ABD'nin sorgulanamayan ölüm makineleri

ABD güvenlik birimlerinin ulusal çıkarları söz konusu olduğunda neler yapabildiğini yayımlanan birçok rapor sayesinde artık yakından biliyoruz. Tereddütsüz savaş başlatabiliyorlar. Siber casusluk yapıyorlar. Gizli anlaşmalara imza atıyorlar. İstedikleri ülkeyi veya grubu silahlandırıyorlar. Dahası kendi vatandaşlarını bile hiç düşünmeden öldürebiliyorlar. Washington Post'un raporuna göre ABD polisi bu yılın ilk 5 ayında 385 kişiyi öldürdü. Günde ortalama 2.6 ABD vatandaşı, polis tarafından öldürülüyor yani. New York Times ise ABD özel timleri hakkında geniş bir haber yaptı. SEAL Team 6 olarak anılan oluşumun, yurtdışı operasyonlarında nasıl hedef gözetmeden suikastlar işlediği tüm detaylarıyla aktarıldı. nbsp;
1800 KİŞİ VAR nbsp;
Habere kaynak olarak SEAL Team 6'nın eski üyeleri gösterildi. Aslında dünya, SEAL Team 6 ismini El Kaide lideri Usame Bin Ladin'in öldürüldüğü operasyonla duydu. ABD basını o dönem özel tim ekibini göklere çıkardı. Ancak New York Times'taki habere göre 11 Eylül 2001'deki İkiz Kule saldırılarının ardından SEAL Team 6 tam bir "canavar ekibe" veya "insan avı makinesine" dönüştü. Yaklaşık bin 800 kişiden oluşuyorlar. 300'ü hücum kıtası. Ön cephede yer alıyorlar. Suikastları onlar yürütüyor. Bin 500'ü destek takımı. Saldırı belgelerini, teçhizatları, istihbarat bilgilerini, bağlantıları sağlıyorlar. Her bir SEAL Team 6 üyesinin yetiştirilmesi 1 milyon dolara mal oluyor. Üsleri Virginia'da. Aileleriyle birlikte burada yaşıyorlar. Günlük hayatlarında üsten neredeyse hiç ayrılmıyorlar. Operasyon yaptıkları ülkeler; Somali, Yemen, Afganistan, Pakistan, Irak ve şimdilerde Suriye olarak biliniyor. Ama yapılan yorumlara göre aslında daha birçok ülkede aktifler. nbsp;
GECEDE 25 KİŞİ nbsp;
Operasyon yapacakları ülkeye genelde diplomatik belgelerle gidiyorlar. Zaman zaman kılık değiştiriyorlar. Bazı durumlarda karı-koca oluyorlar. Veya bir yatırımcı. Gizli kimlik gerektiren operasyonlarda özel timi kamufle etmek diplomatik birimlere düşüyor. Böyle durumlarda ticari gemileri kullanıyorlar. Bin Ladin operasyonundaysa adeta çıkarma yaptılar. Türlerinin ilk örneği olan 4 helikopterle gittiler Ladin'in kaldığı eve. Yeni nesil teknoloji ile donatılmış teçhizatlara sahipler. Ama bazıları Kızılderili'nin kullandığı baltaları yanından ayırmıyor. Afganistan'daki eylemlerinde bazen köylü, korucu veya militan kılığına giriyorlar. İstedikleri evi rahatlıkla dinliyorlar. Habere göre 2006-2008 arasında Afganistan'da gecede en az 10 ile 15 kişiyi öldürdüler. Bazı geceler bu sayı 25 kişiye çıktı. Köylere yaptıkları baskınlarda Taliban veya El Kaide komutanlarının yanı sıra sokak çetelerini de hedef aldılar. Kişiler arasında okul çağındaki çocuklar ve siviller de vardı. nbsp;
SORUŞTURMA YOK nbsp;
İlk olarak 1980'de kurulmasına karar verildi ekibin. O dönem İran'da 53 Amerikalı rehin düşmüştü. Kurtarma operasyonu için ekip gönderildi. Ancak özel tim İran'da çöle inemedi. Bu fiyaskonun ardından kollar sıvandı. "Sea: Deniz, Air: Hava ve Land: Yer" birleştirilerek SEAL ismi verildi. Kurulduğunda sadece iki SEAL timi vardı. Soğuk Savaş nedeniyle Sovyetler'deki güvenlik birimlerinin kafası karıştırılmak istendi. O yüzden SEAL 2 yerine SEAL 6 şeklinde isim son şeklini aldı. Vietnam Savaşı döneminde uygulanan sorgulama ve suikast teknikleri geliştirildi. Son teknoloji ekibe adapte edildi. 2001'den sonra ise SEAL Team 6, ülkenin yeni savaş stratejisine dönüştü: Sahada kazan veya kaybet fark etmez. Önemli olan tüm şüphelilerin ölmesi. New York Times'taki habere göre; SEAL Team 6'te görevli askerlerin neredeyse hiç sorgulanmıyor. Birçok operasyonlarının çok gizli yürütülmesi nedeniyle suikastları hiç gündeme gelmiyor. Ekibin öldürdüğü siviller bile hiç soruşturulmuyor. SEAL timlerine yönelik soruşturmayı Birleşik Özel Harekat Kumandanlığı adlı bir kurum yürütüyor. Bu kurumu denetleyecek bir mekanizmaysa yok. Bundan dolayı SEAL operasyonlarında meydana gelen suçların hasıraltı edildiğine yönelik eleştiriler yapılıyor. nbsp;
BİN LADİN OPERASYONU DÜZMECE
ABD'nin en çok aradığı isimdi Usame Bin Ladin. 11 Eylül saldırılarının arkasındaydı. 2 Mayıs 2011'de Pakistan'ın Abbottabad şehrinde kaldığı evinde öldürüldü. Cesedine dair herhangi bir fotoğraf yayımlanmadı. Filmleri aratmayan operasyon hakkında kafalarda hep soru işaretleri kaldı. ABD'nin Ladin operasyonunda doğruyu söylemediğine dair en önemli iddia ABD'li Pulitzer ödüllü gazeteci Seymour Hersh'ten geldi. Hersh'e göre Ladin aslında Pakistan istihbaratının koruması altındaydı. ABD de Ladin'in yerini 25 milyon dolar karşılığında öğrendi. Para da Pakistanlı bir istihbaratçıya verildi. SEAL Team 6 olay yerine gittiğinde Ladin zaten korumaları tarafından terk edilmişti. ABD basını Bin Ladin'i öldüren askerin kimliğini ise Robert O'Neill olarak açıkladı. ABD'de muhafazakar bir kurum olan ForAmerica da mevcut görevinden ayrılan Robert O'Neill ile atış yapmak isteyenler için bir organizasyon düzenledi. Bin Ladin'i öldüren asker ile poligona çıkmanın bedeli 50 bin dolar olarak açıklandı. Diğer taraftan Pakistanlı yetkililer Bin Ladin'i yaşadığı evi "kutsal mekan" haline dönüşmemesi için operasyondan kısa bir süre sonra yıkmıştı.
KAYNAK: SABAH