Akşam Namazı (ezanı) Kaçta Okunuyor (22 Mart Perşembe Akşam Ezanı Saati kaçta) İstanbul Ezan vakti

Düzenleyen:
Akşam Namazı (ezanı) Kaçta Okunuyor (22 Mart Perşembe Akşam Ezanı Saati kaçta) İstanbul Ezan vakti

SPOR Haberleri

Akşam namazı saat kaçta okunuyor? 22 Mart Perşembe günü akşam ezanı, namaz vakti, ezan vakitler, İstanbul namaz saatleri ile il il ezan vakitleri haberimizde yer alıyor. Mübarek üç aylara girmemizle birlikte bugün Regaib Kandiline kavuşmuş bulunuyoruz. Regaib Kandilinde oruç tutanlar, akşam namazı saat kaçta okunuyor, akşam ezanı, namaz vakti, ezan vakitler, İstanbul namaz saatleri ile il il ezan vakitlerini merak içerisinde arıyor. İşte detaylar...

22 Mart Perşembe akşam namazı saat kaçta okunuyor? akşam ezanı, namaz vakti, ezan vakitler, İstanbul namaz saatleri ile il il ezan vakitleri ile ilgili aradıklarınız burada. Regaib kandilinde oruç tutan Müslümanlar, akşam namazı saat kaçta okunuyor, akşam ezanı, namaz vakti, ezan vakitler, İstanbul namaz saatleri ile il il ezan vakitlerini merak içerisinde arıyor. Üç aylarla beraber en hayırlı günlerden olan Regaib kandilinde çeşitli ibadetler yapılır, dualar okunur, Müslümanlar birbirlerini hatırlamak üzere tebrik mesajları gönderir, bazıları da Regaib kandilini oruç tutarak geçirir. Bugün oruç tutan, 1 yıl oruç tutmuş sevabına kavuşur. Bunu bilen Müslüman alemi ise Regaib Kandilini oruç tutarak geçirir. Oruçlu olan Müslümanlar ise akşam namazı saat kaçta okunuyor, akşam ezanı, namaz vakti, ezan vakitler, İstanbul namaz saatleri ile il il ezan vakitlerini merak içerisinde arar. İşte Akşam namazı saat kaçta okunuyor, akşam ezanı, namaz vakti, ezan vakitler, İstanbul namaz saatleri ile il il ezan vakitleri ile ilgili detaylar...

Akşam namazı saatleri için tıklayın

Namazı vaktinde kılmak

Sual: S. Ebediyye’de, (Vaktin içinde olduğunu bilerek, vaktin farzı diyerek başladığı namazı kılarken, vakit çıksa ve çıktığını bilmese, sahih olmaz. Bu günün farzı deseydi, sahih olup kaza olurdu) deniyor. Kitabın namaz vakitleri kısmında ise, (Vakit çıkmadan, Hanefi’de iftitah tekbiri alınca, Mâlikî’de ve Şâfiî'de ise, bir rekât kılınca, namazı vaktinde kılmış olur) deniyor. İftitah tekbiri alınca namaz sahih olduğuna göre, vakit çıkınca niye namaz sahih olmuyor? Bugünün farzı ile vaktin farzı demek arasında ne fark vardır?
CEVAP
Vaktin farzı denince, sabah, öğle, ikindi, akşam ve yatsı vaktinde, hangi vakit farz kılınıyorsa kılınan o farz kast ediliyor, bugünün farzı denince de, gün içinde kılınması gereken farz anlaşılıyor. Mesela öğlenin farzını, öğle vaktinde kılmak gerekir. Öğle vaktinden çıkınca, ifa edilmesi gereken günün farzı oluyor. Günün farzı, ikindi vakti girince kılınırsa kaza edilmiş olur. Vaktin farzı demekle günün farzı demek bu bakımdan önemlidir. Günün farzı denirse, vakti içinde kılınırsa eda olur, vakit çıkmışsa kaza olur.

Birinci ifadede, vaktin çıktığını bilmediği için namaz sahih olmuyor. Çünkü namazın şartlarından biri de, eda olması için, vaktinde kıldığını bilmektir. İkincisinde ise, vaktin çıktığını biliyor. Yani Allahü ekber dedikten sonra vaktin çıkacağını biliyor. Bilince, vakit çıkmadan iftitah tekbiri aldığı için namazı sahih oluyor.

Akşam Namazı (ezanı) Kaçta Okunuyor (22 Mart Perşembe Akşam Ezanı Saati kaçta) İstanbul Ezan vakti

Vaktin çıkmasına çok az kaldığını bilerek, (Bugünün öğle namazını eda etmeye) diye niyet eden kimse, vakit çıkmışsa, öğleyi kaza etmiş olur. Eğer öğle vakti çıkmadığı hâlde, çıktı sanarak, (Bugünkü öğleyi kaza etmeye) diye niyet ederek kılsa, vakit çıkmadığı anlaşılınca, öğleyi eda etmiş olur. Her ikisinde de aynı namaza niyet etmiş, yalnız vaktin çıkmasında yanılmıştır.

Fakat geçmiş öğle namazını kaza etmeye diye niyet ederek kıldığı namaz, o günün öğle namazının yerine geçmez. Çünkü bugünün namazına diye niyet etmemiştir. Böylece, eda niyeti ile kılınan öğle namazı geçmişte kılınmamış bir öğle namazının yerine geçmez.

Bunun gibi, bir kimse, hazır olan imam için Ali hocaya uymaya niyet etse, imam başka biriyse, mesela Veli hocaysa, Veli hocayla kıldığı namaz sahih olmaz. Onun için hocanın ismini söylemeyip uydum hazır olan imama demelidir.

Bir kimse, yıllarca, öğleyi vaktinden önce kılmış olsa ve hepsine (Üzerime farz olan öğleyi kılmaya) diye niyet etse, o günkü öğleyi düşünmese, her gün bir evvelki öğleyi kaza etmiş olur. Yalnız son öğleyi ayrıca kaza etmesi lazım olur. (Bugünkü öğle namazına) diye niyet etse, eda dese de, demese de, her gün o günkü öğleyi eda etmiş olup, vaktinden önce oldukları için, hiçbiri öğlenin farzı olmaz, nafile olur. Hepsini kaza etmesi lazım olur. Görülüyor ki, namazların vakitlerini bilmek gerektiği gibi, vaktin içinde kılmış olduğunu da bilmek gerekir.

Vakit çıkarsa
Sual: Öğle namazını cemaatle kılarken ikindi ezanı okunsa, yani ikindi vakti girse, öğleyi kılmamış olanlar, gelip bu cemaate uyarak o günkü öğleyi kılsalar, kıldıkları namaz kaza mı, yoksa eda mı olur?
CEVAP
Vakit çıkmadan cemaate uyanlarınki eda, vakit çıktıktan sonra uyanlarınki kaza olur. Çünkü Tam İlmihal’de deniyor ki:
(Bugünkü öğle namazını eda etmeye) diye niyet eden, vakti çıkmışsa öğleyi kaza etmiş olur. Öğle vakti çıktı zannederek, (Bugünkü öğleyi kaza etmeye) diye niyet ederek kılarsa, vakit çıkmadığı anlaşılınca, öğleyi eda etmiş olur. (S. Ebediyye)

Sonradan gelenler, İmam-ı a'zamın kavline uyarlarsa, öğleyi asr-ı evvelde eda etmiş olurlar. O zaman da, ikindiyi asr-ı sanide kılmak gerekir.

Vakit çıkmadan önce
Sual: Bir namaz, vakti çıkmadan ne kadar önce kılınırsa, o namaz vaktinde kılınmış olur?
CEVAP
Sabah namazında, güneş doğmadan önce selam vermiş olmak gerekir. Diğer vakitlerde ise, vakit çıkmadan, Hanefî ve Hanbelî'de iftitah tekbiri alınca, Malikî ve Şafiî'de ise, bir rekât kılınca, namazı vaktinde kılmış olur. Hanefî'de namazın hepsi vakit içinde tamam olmazsa, küçük günah olur. (Redd-ül-muhtar, Tahtavi, M. Erbaa)

Sabah namazı kılarken, güneş doğmaya başlarsa, bu namaz sahih olmaz. İkindiyi kılarken güneş batarsa, bu namaz sahih olur.

Kerahat vakti
Sual: İslam Ahlakı kitabında, öğleye 20 dakika kala, akşama ise, ortalama 40 dakika kala kerahat vaktinin başladığı bildiriliyor. Ama takvimde biraz farklılık gösteriyor. Hangisine uymak uygun olur?
CEVAP
İslam Ahlakı kitabında ortalama deniyor. Hem bu ifadede, İstanbul için olduğu bildiriliyor. Türkiye Takvimi’ne uymalıdır. Çünkü bu takvimde, her şehrin namaz vakitleri de, mekruh vakitler de, net olarak hesap edilmiştir.

Asr-ı sani
Sual: Öğle namazı, bir mazeretle vaktinde kılınamazsa, asr-ı sanide mi kılınıyor?
CEVAP
Hayır, asr-ı evvelde kılınır. Asr-ı sani, ikinci ikindi demektir. Bir mazeretle öğle namazı, öğle vaktinde kılınamazsa, asr-ı evvelde kılınır. Öğle, o vakte geciktirilerek kılınmışsa, o günkü ikindi de asr-ı sanide kılınır.

İkindiyi kılarken güneş batsa
Sual: Bir kimse ikindinin farzının iki rekâtını kıldıktan sonra güneş batsa, yani ikindi namazının vakti çıksa, üçüncü rekâtta seferî veya mukim ona uysa caiz olur mu?
CEVAP
Mukimin uyması caiz olur. İmam selam verince, mukim olan kimse, kalkıp iki rekât daha kılar. Başka bir mukimin de, ikindi namazı kazaya kalsa, ikindiyi kılan bu imama kaza niyetiyle uysa yine sahih olur. (İbni Âbidin)

Mukim ikindi namazının iki rekâtını kılınca güneş batsa ve bu sırada seferî bir kimse gelip ona uysa, seferînin, o mukime uyması sahih olmaz. (Hindiyye)

Çünkü seferî olanın ikindinin namazını iki rekât kaza etmesi farzdır. Seferî olana ikindinin son iki rekâtı nâfile olur, farz kılan nâfile kılana uyamadığı için namazı sahih olmaz. Şâfiî mezhebinde ise caiz olur.

Güneş batarsa
Sual: Bir kimse, akşam namazını kıldıktan sonra, dünyanın dönmesinden daha hızlı giden bir uçakla, doğudan batıya gitse, indiği şehirde henüz güneş batmamış olsa, güneş batınca yeniden akşamı kılması lazım olur mu?
CEVAP
Bu hususta iki ayrı kavil vardır:
1- Vakit namazın şartı olduğu için, güneş battıktan sonra tekrar görünürse, akşamı tekrar kılması gerekir. (Dürr-ül muhtar)

2- Akşam namazını kıldığı için tekrar kılması gerekmez. Evliya zatlar, kerametle az zamanda uzak yerlere gidebilir. Bu konuda Şâfiî ve Hanefî mezheplerinde, fıkıh meseleleri de yapılmıştır. İbni Hacer-i Hiytemi’nin fetvalarında, (Velî bir zat, akşam namazını kıldıktan sonra, batıya doğru gitse, gittiği yerde güneş batmamış olsa, burada güneş batınca, akşam namazını tekrar kılması lazım olmadığını söyleyenler çoktur) deniyor. (Kıyamet ve Âhiret)

Gerçekten böyle bir uçak yapılırsa, ihtiyaten kılmak iyi olur. Bazı kimseler, özellikle ateistler, kasten, Müslümanları zor durumda bırakmak için, cevap veremezler diye, böyle şeyler soruyorlar. Hâlbuki dinimizde İslam âlimlerinin cevap veremediği mesele yoktur.

Öğle ve akşam namazı
Sual: Mâlikî’yi taklit eden, İmam-ı a’zam hazretlerinin kavline uyarak, öğleyi asr-ı evvelde, akşamı da işa-i evvelde kılabilir mi?
CEVAP
İhtiyaç varsa kılabilir. Mâlikî'yi taklit etmeyen de, ihtiyaç olmadan kılamaz. Asr-ı sani, İmam-ı a’zam hazretlerine göre, ikindi namazının giriş vaktidir. İşa-i sani de, İmam-ı a’zam hazretlerine göre, yatsı namazının giriş vaktidir. Fakat bu iki vakitte fetva, İmameyn’in [İmam-ı Muhammed ile İmam-ı Ebu Yusuf’un] kavline, yani asr-ı evvele ve işa-i evvele göredir. Her Müslümanın ibadet ederken, kendi mezhebindeki tercih edilen fetvaya uyması, yani öğleyi ve akşamı, Türkiye Takvimi’ndeki ikindi ve yatsı vaktinden önce kılması gerekir.

Sabahı geciktirmemeli
Sual: Bazı arkadaşlar, birbirine mail gönderip, (Sabah namazını Güneş doğmasına yirmi dakika kala kılmak efdaldir) diyorlar. Hâlbuki S. Ebediyye’de, (Sabah namazını her mevsimde ortalık aydınlanınca kılmak müstehabdır. Bu geciktirmeler, hep cemaatle kılanlar içindir. Evinde yalnız kılan, her namazı vakti girer girmez kılmalıdır) deniyor. Sabahı neden geç kıldırıyorlar?
CEVAP
Belki sabah namazını cemaatle kılanları kast etmiş olabilirler. Yalnız kılan, her namazı erken vaktinde kılmalıdır.

Sabah namazının vakti
Sual: Sabah namazı, niye imsak vaktinden 15-20 dakika sonra kılınıyor?
CEVAP
Sabah namazının vakti, dört mezhepte de, şer’î gecenin sonunda yani imsak vaktinde başlar. Oruç da bu vakitte başlar. İmsak vaktinin, beyazlık, ufuk üzerinde yayıldığı vakit başladığını bildiren zayıf kaviller de bulunduğu için, sabah namazını takvimde yazılı imsak vaktinden 15 dakika sonra kılmak ihtiyatlı olur. (S. Ebediyye)

Namaz kılarken vakit çıksa
Sual: Bir kimse, vaktin içinde olduğunu zannederek vaktin namazını, kılmaya başlasa, fakat vakit çıkmış olsa, bu kimsenin kıldığı namaz kabul olur mu veya namaz kılarken vaktinde kıldığını bilmesi şart mıdır?
Cevap: Bir kimse, vaktin içinde olduğunu bilerek, vaktin farzı diye namaza başlasa, başlanan namazı kılarken, vakit çıksa ve vaktin çıktığını bilmese, bu namaz sahih olmaz. Eğer bu kimse, bu günün farzı deseydi, o zaman sahih olur ve kıldığı farz namaz, kaza yerine geçerdi.

Vakti girmeden kılınan farz, nafile, vakti çıktıktan sonra kılınmış ise, kaza olur. Yani “Bu günün öğle namazını eda etmeye” diye niyet eden kimse, vakit çıkmış ise, öğleyi kaza etmiş olur. Bunun gibi, öğle vakti çıktı sanarak, “Bugünkü öğleyi kaza etmeye” niyeti ile kılınca, vakit çıkmadığı anlaşılınca, öğleyi eda etmiş olur. Her ikisinde de aynı namaza niyet etmiş, yalnız vaktin çıkmasında yanılmıştır. Fakat, geçmiş öğle namazını kazaya diye niyet ederek kıldığı namaz, o günün öğle namazının yerine geçmez. Çünkü, bugünün namazına diye niyet etmemiştir. Böylece, eda niyeti ile kılınan öğle namazı geçmişte kılınmamış bir öğle namazının yerine geçmez.

Bunun gibi, bir kimse, hazır olan imama uymaya niyet etse ve bunun Zeyd olduğunu sansa, halbuki imam başkası ise, bu kimsenin namazı kabul olur. Fakat, Zeyd'e uymaya niyet etse, imam başka birisi ise, bununla kıldığı namaz kabul olmaz.

Sual: Bir kimse, namaz kılarken, o namazın vaktinin girdiğini bilmese ve o vaktin farzını kılmaya diye de niyet etmese, kıldığı namazlar boşa mı gider?
Cevap: Bir kimse, senelerce, öğleyi vaktinden önce kılmış olsa ve hepsine de; “Üzerime farz olan öğleyi kılmaya” diye niyet etse, o günkü öğleyi düşünmese, her gün bir evvelki öğleyi kaza etmiş olur. Yalnız son öğleyi ayrıca kaza etmesi lazım olur. O günkü öğleyi niyet etse, eda dese de, demese de, her gün o günkü öğleyi eda etmiş olup, vaktinden önce oldukları için, hiçbiri öğlenin farzı olmaz, nafile olurlar. Hepsini kaza etmesi lazım olur. Görülüyor ki, namazların vakitlerini bilmekle beraber, o vaktin içinde kılmış olduğunu da bilmek lazımdır.

Sual: Sabah namazını kılarken, güneş doğarsa, bu namaz kazaya mı kalmış olur ve bu hüküm sadece sabah namazına mı mahsustur?
Cevap: Sabah namazını kılarken, güneş doğmaya başlarsa, bu namaz sahih olmaz, kazaya kalmış olur. Bu hüküm sadece sabah namazına mahsustur, diğer vakit namazları için hüküm böyle değildir. Mesela öğlenin farzını kılarken ikindi girse ikindinin farzını kılarken güneş batsa, bu namazlar sahih olur, kazaya kalmış olmaz.

Sual: Beş vakit namazı, yalnız kılan kimse, son vaktini beklemeyip hep ilk vaktinde mi kılmalıdır?
Cevap: Her namazı evvel vaktinde kılmalı, ikindiyi ve yatsıyı İmâm-ı a'zamın kavline göre kılmalıdır. Namaz ne kadar geç kılınırsa sevabı o kadar azalır. Müstehab olan vakitler, cemaat ile kılmak, mescide gitmek içindir. Namazı kılmadan vakti çıkarsa, büyük günah olur. Kaza etmekle, bu günahın affolmadığı, ayrıca tövbe etmenin lazım olduğu. İbn-i Âbidînde yazılıdır.

İftarı geciktirmek caiz mi?

Sual: Bir iş sebebiyle iftarı ne kadar geciktirmek caiz olur?
CEVAP
Akşam vaktinin girdiği kesin olarak biliniyorsa, önce hurma, su gibi bir şey ile oruç açılır sonra namaz kılınır. Yemeği tezce yiyip sonra namaz kılmak da caizdir. Ancak iftar sofrasında çeşitli yemekler olduğu için, akşam namazı gecikebilir. Namaz mekruh vakte kalabilir. Bu bakımdan önce namazı kılmak ve sonra yavaş yavaş yemeği yemek daha uygun olur. Vaktin girdiği kesin belli değilse, önce namazı kılmak gerekir. Daha sonra vaktin girmediği anlaşılırsa, namazı iade etmek mümkündür. Fakat vakit girmeden oruç açılırsa, oruç bozulmuş olur. Telafisi de mümkün olmaz. Vaktin girdiği kesin biliniyorsa, önce orucu açıp, namaz kıldıktan sonra yemeği yemelidir.

Hadis-i şerifte, (İftarda acele edin) buyuruldu. (Hakim) Acelenin son vaktinin, muteber kitaplarda, yıldızlar görününceye kadar olduğu bildiriliyor. Bu da takriben akşam vakti girdikten yarım saat sonradır. Hadis-i şerifte, (Yıldızlar görünmeden iftar eden, sünnetimle amel etmiş olur) buyuruldu. (İbni Hibban)

İftar duaları
Sual: İftar açarken hangi dua okunur?
CEVAP
İftardan önce, Euzü ve Besmele çekilip, (Allahümme yâ vâsi'al-mağfireh iğfirlî ve li-vâlideyye ve li-üstâziyye ve lil-müminîne vel müminât yevme yekûmülhisâb) denir. Mânâsı şöyledir: (Ey mağfireti çok geniş olan Allah'ım! Kıyamet günü hesaba çekilirken, beni, ana babamı, hocamı, erkek ve kadın bütün müminleri affet!)

Bir iki lokma yedikten sonra, (Zehebezzama' vebtelletil urûk ve sebe-tel-ecr inşâallahü teâlâ) denir ve yemeğe başlanır. Bu iftar duasının mânâsı ise şöyledir: (Açlık bitti. Damarlarımızın suya kavuşma vakti geldi. İnşallah sevab hâsıl oldu.)

Ramazanda, şöyle dua da edilir:
Ya Rabbi, Ramazan-ı şerifin şefaatine nail eyle! Ramazan-ı şerifte af ve mağfiret eylediğin ve Cehennemden azat eylediğin kulların arasına bizleri de dahil eyle!

Akşam namazını geciktirmemeli
Sual: Önemli bir iftar davetine gidince, akşamın farzını veya sünnetini, yemekten sonra kılmak caiz olur mu?
CEVAP
Vaktin girdiği kesin belliyse, önce orucu açıp, sonra akşam namazını kılmalı, sonra yemek yemeli. Namazı mekruh vakte bırakmamalıdır. Akşam namazını, yıldızlar görününceye kadar, [yaklaşık yarım saat] geciktirmemeli. Son sünneti olan namazlarda, farzdan sonra son sünneti hemen kılmamak da mekruhtur. İftarı bahane ederek, bir mecburiyet olmadan akşamın sünnetini terk etmek caiz olmaz.

Sual: İftarda acele etmeli deniyor. Bu aceleden maksat nedir, ne yapılır ve nasıl hareket edilirse acele edilmiş olur?
Cevap: İftarı acele etmek ve sahuru, fecrin ağarmasından önce olmak şartı ile geciktirmek sünnettir. Resulullah efendimiz, bu iki sünneti yapmaya çok dikkat ederdi. Dürer’de deniyor ki:
“Seher vaktinde yenilen yemeğe sahur denir. Seher vakti, gecenin son altıda biridir.”

Sahuru geciktirmek ve iftarı çabuk yapmak, insanın aczini gösterdiği için sünnet olmuştur. İbadet, acz ve ihtiyacı göstermek demektir. Nûr-ül-îzâh kitabında;
“Bulutsuz gecelerde iftarı çabuk yapmak müstehabdır” deniyor. Bu kitabın şerhinde de;
“Bulutlu gecelerde orucun bozulmasından korunmak için, ihtiyatlı davranmalı yani iftarı biraz geciktirmelidir. Yıldızlar görünmeden önce iftar eden, acele etmiş olur” denilmektedir. Tahtâvîde ise;
“Orucu namazdan önce bozmak müstehabdır. Bahr kitabında ve ibni Âbidînde denildiği gibi, iftarda acele etmek, yıldızlar görülmeden önce, iftar etmek demektir” denilmektedir. Akşam namazını da, bu vakitte, yani erken kılmak müstehabdır. Güneşin battığı iyi anlaşılınca, önce Euzü ve Besmele okuyup;
(Allahümme yâ vâsi'al-magfireh igfirlî ve li-vâlideyye ve li-üstâziyye ve lil-müminîne vel müminât yevme yekûmülhisâb) denir. Bir iki lokma iftarlık yiyip;
(Zehebezzamâ vebtelletil-urûk ve sebe-tel-ecr inşâallahü teâlâ) denir ve yemeğe başlanır. Hurma veya su, zeytin yahut tuz ile iftar edilir. Sonra, camide veya evde, cemaatle akşam namazı kılınır. Bundan sonra, akşam yemeği yenir. Sofrada yemekleri yemek, bilhassa Ramazanda uzun süreceğinden, akşam namazının erken kılınması ve yemeğin, acele etmeyerek, rahat yenmesi için, az bir şeyle iftar edip, yemeği duadan ve namazdan sonra yemelidir. Böylece, oruç erken bozulmuş, namaz da erken kılınmış olur. Yukarıdaki iftar duasının manası;
“Açlık zamanı bitti. Damarlarımızın suya kavuşması vakti geldi. İnşallah sevap hasıl oldu” demektir.

Namazdan sonra iftar etmek
Sual: Orucu kurtarmak için akşam namazını önce kılıp sonra iftar edilmesinin mahzuru olur mu? Kaza, kefaret veya adak orucu tutanların, iftar vaktinde, ramazan orucunda olduğu gibi, ihtiyatlı mı hareket etmesi gerekir?
Cevap: İftarı akşam namazından önce yapmak müstehab ise de, bir ibadeti bozmak şüphesinden kurtarmak için müstehab terk edilmelidir. Önce akşam namazını kılmalı, sonra iftar etmelidir. Böylece iftar yine, yıldızlar görünmeden önce olur. Yani acele edilmiş olur ve oruç, bozulmak tehlikesinden kurtulur. Akşam namazını vakti çıkmadan, tekrar kılmak mümkündür. Takvim, saat, kandil, top ve ezan yanlış olunca, oruç kurtulmaz. İbni Âbidîn, namaz vakitlerini anlatırken buyuruyor ki:
“İftar etmek için, güneşin battığını iki adil Müslümanın haber vermesi lazımdır. Haber veren bir kişi olursa da, beis yoktur.”

Görülüyor ki, takvimi hazırlayanın ve iftar topu atanın, ezan okuyanın adil olmaları lazımdır. Adil demek, büyük günah işlemeyen ve küçük günaha alışık olmayan demektir. Bunun için, ramazanın, bayramın ve hac zamanının gelmesini, iftar ve namaz vakitlerini anlamakta ve bütün din işlerinde, itikadı ve ameli bozuk olanların sözlerine uymak caiz değildir.

Namaz beş vakittir

Sual: Namaz beş vakit değil mi? Niye üç veya altı vakit diyenler çıkıyor?
CEVAP
Peygamber efendimiz bize namazın beş vakit olduğunu bildirdi. Senelerce beş vakit kıldı. Artık başka delil aramak gerekmez. Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Namaz, müminlere belli vakitlerde farz kılındı.) [Nisa 103]

Nisa suresinin 103. âyetinde, (Namaz, belli vakitlerde farz kılındı) buyurulup, ayrıca, beş vaktin hepsi de diğer âyetlerde bildirildiği halde, “Beş vakit namaz” ifadesinin geçmeyişi, kutuplarda ve buralara yakın yerlerde, beş vaktin tamamının teayyün etmemesindendir. (Nimet-i İslam)

İsra suresinin, (Güneşin kayması anından, gecenin kararmasına kadar ve sabah vakti namaz kıl) mealindeki 78. âyet-i kerimenin aslında geçen, (Dülûk-üş şems) öğle ve ikindi, (Gasak-ıl leyl) akşam ve yatsı namazı, (Fecr) de sabah namazıdır. (Beydavi) 

Kaf suresinin, (Güneşin doğuşundan ve batışından önce ve gece Rabbini tesbih et) mealindeki 39. ve 40. âyet-i kerimesindeki, güneşin doğuşundan önceki sabah namazı, güneşin batışından önceki öğle ve ikindi namazı, geceki de akşam ve yatsı namazıdır. (Beydavi)

İbni Abbas hazretleri, (Kur’an-ı kerimde beş vakit namazı bildiren âyet hangisi) diye sual edildiğinde, şu mealdeki âyet-i kerimeyi okudu:
(Akşama girerken, sabaha ererken, gündüzün sonunda ve öğle vaktinde Allah’ı tenzih edin!) [Rum 17,18]

(Akşama girerken)den maksat, akşam ve yatsı namazı, (sabaha ererken)deki sabah namazı, gündüzün sonundaki, ikindi namazı, öğledeki de, öğle namazıdır. (Celaleyn)

Nur suresinin 58. âyet-i kerimesinde, (salât-ı fecr = sabah namazı) ve (salât-ı işâ = yatsı namazı) ifadesi açıkça geçmektedir.

Peygamber efendimiz, Bekara suresindeki, (Namazları ve vusta namazını kılın) mealindeki 238. âyet-i kerimeyi açıklarken, (Vusta namazı ikindi namazıdır) buyurdu. (İ. Ahmed) 

Bu âyet-i kerimede, (Namazları ve orta namazı [ikindi namazını] kılın) buyuruluyor. Arabi gramere göre, namazlar [salevat] denince, ikiden fazla namaz anlaşılır. Çünkü iki namaz demek için, salevat [namazlar] değil, salâteyn [iki namaz] denilir. Vusta [orta] namaz ikindi namazı olduğuna göre, ikindi hariç, öteki namazların sayısı iki olamaz, ikiden fazla olması gerekir. Üç de olamaz; çünkü VUSTA NAMAZI hariç 4,6 gibi çift sayılı olmalı ki, orta namaz [ikindi namazı] tam ortada olabilsin. Yani ortadaki namaz ikindi olduğuna göre, ondan önce iki namaz, ondan sonra da iki namaz bulunduğu meydana çıkar. Diğer âyetlerdeki namaz vakitleri de dikkate alınınca, namaz vakitlerinin beş olduğunda hiç şüphe kalmaz. 

(Gündüzün iki tarafında, gecenin de yakın saatlerinde namaz kıl. Çünkü güzellikler kötülükleri [günahları] giderir. Bu, iyi düşünenlere bir öğüttür.) [Hud 114]

Gündüzün iki tarafındaki namazlar sabah, öğle, ikindi; gecenin yakın saatlerindeki namazlar da akşam ve yatsı namazlarıdır. (Medârik)

Burada Hasenat = Güzelliklerden murat beş vakit namazdır. (Medârik, Beydavi) 

Kitap ve Sünnet’ten sonraki delil İcma’dır. Peygamber efendimiz, Eshab-ı kiram ve onlardan sonra bugüne kadar gelen bütün âlimler, beş vakit namaz kılmış, bu hususta kesin bir icma hâsıl olmuştur. 

İslam âlimleri de, beş vakit namazın nasıl kılınacağını kitaplara yazmışlar, böylece Kıyas-ı fukaha ile de namazın beş vakit olduğu sabit olmuştur. 

İki vakit yeter mi?
Sual: Bir yerde şöyle bir hadis okudum: 
(Meşhur İslam âlimlerinden İmam Ahmed b. Hanbel ve Ebu Davud’un rivayetlerine göre beş vakit namaz kılmaya vakit olmadığını söyleyip “Bana öyle bir şey emret ki yaptığım zaman yeterli olsun” diyen Fudale’ye Hazret-i Muhammed sabah ve ikindi namazlarına devam etmesini, iki vakti kılmasının ona yeterli olacağını söylemiştir.)
Yukarıda bildirilen hadis doğru mu?
CEVAP
Böyle bir ifadeye rastlamadık. Uydurma olma ihtimali vardır; çünkü İslam âlimleri Hazret-i Muhammed demez. Bunu genelde yabancılar söyler. Ayrıca bu ifade, aşağıda bildirilen sahih hadislerin hepsine aykırıdır. Bir vakit namazı kasten terk etmek çok büyük günahtır. Böyle bir hadis varsa eğer, bu olay beş vakit namaz farz olmadan önce vuku bulmuş olabilir; çünkü Miracdan önce, yalnız sabah ve ikindi namazı vardı. Hac, namazdan on yıl sonra farz oldu. Yahut sırf o söylenen şahsa ait özel bir durumdur, namaza alışana kadar ona öyle denmiş olabilir; çünkü o zaman din yeni geldiği için, özel olaylar olabiliyordu. Mesela buna benzer bir olay şöyle idi: Bir genç, (Ya Resulallah, yalan, zina ve içkiyi bırakamıyorum. Ne buyurursunuz?) dedi. Resulullah efendimiz, (Yalanı benim için bırak) buyurdu. O genç, kabul edip gitti. Daha sonra, diğer iki günahı işlemek isteyince, (Bu günahları işleyip Resulullahın karşısına çıkınca, "işlemedim" desem yalan olur. Eğer “işledim” dersem, beni cezalandırır) diye düşündü. Diğer iki günahtan da vazgeçti. 

Namazın beş vakit olduğuna dair hadis-i şeriflerden bazıları şöyledir:
(İslam beş şey [temel] üzerine kuruldu:
1- Allah’a ve Muhammed aleyhisselamın Onun resulü olduğuna inanmak,
2- Her gün beş vakit namaz kılmak,
3- Senede bir kere malının kırkta birini Müslüman olan fakirlere zekât vermek, 
4- Ramazan-ı şerif ayında her gün oruç tutmak, 
5- Mekke’ye giderek, ömründe bir kere hac etmek.) [Buhari, Müslim, Tirmizi, Nesai]

(Beş vakit namaz kılanın hâli, evinin önünden akan suda beş defa yıkanan kimse gibidir. Nasıl böyle bir kimse kirden temizlenirse namaz kılan da küçük günahlardan öyle temizlenir.) [Buhari, Müslim, İ.Ahmed, Beyheki, Darimi, Taberani]

(Hazret-i Cebrail inip, bana imamlık yaptı ve kendisi ile birlikte beş vakit namazı kıldım ve beş vakit namazla emrolundum.) [Buhari, Müslim, Ebu Davud, Nesai]

(Farz olduğuna inanıp, rükû, sücud, abdest ve vakitlerine riayet ederek beş vakit farz namaza devam edene Cennet vacib, Cehennem haram olur.) [Taberani]

(Beş vakit namazı, ilk tekbire yetişerek kırk gün cemaatle kılana Cennet vacibdir.) [Ebu Ya’la]

(Allah’tan korkun, beş vakit namazı kılın, [Ramazan ayında] oruç tutun, mallarınızın zekâtını, isteyerek verin, âmirinize itaat edin, böylece Rabbinizin Cennetine girin.) [Tirmizi]

(Allah için ibadetinizi ihlâslı yapın. Beş vakit namazı kılın, gönül hoşluğu ile malınızın zekâtını verin, Ramazan orucunu tutun, Hacca gidin, böylece Rabbinizin Cennetine girersiniz.) [Taberani]

(Allahü teâlânın ilk farz kıldığı şey beş vakit namazdır. İlk ortadan kalkacak olan da yine beş vakit namazdır. İlk sorgu da beş vakit namazdan olacaktır.) [Hâkim]

(Kıyamette herkes korku içinde iken korkmayan üç grup insandan biri, sırf Allah rızası için, her gün beş vakit namaza çağıran müezzindir.) [Taberani]

(Allahü teâlâ beş vakit namazı emretti. Güzel abdest alıp, bunları vaktinde kılanı, rükû ve huşularını tamam yapanı affedeceğine söz verdi. Bunları yapmayan için söz vermedi. Onu dilerse affeder, dilerse azap eder.) [Ebu Davud, İbni Mace, Nesai, İ.Malik, İ.Ahmed]

(Beş vakit namaz, güzelce kılan için kıyamette nur, delil ve kurtuluş olur.) [İbni Nasr]

(Allahü teâlâ buyurdu ki: “Beş vakit namazı farz kıldım. Şartlarına uyarak, vaktinde kılanı Cennete koyacağıma söz verdim. Kılmayana verilmiş bir sözüm yoktur.”) [İbni Mace, Ebu Davud]

(Beş vakit namaz ve Cuma namazı, gelecek Cumaya kadar ve Ramazan orucu, gelecek Ramazana kadar yapılan günahlara kefarettir. Büyük günah işlemekten sakınanların küçük günahlarının affına sebep olur.) [Müslim, İ.Ahmed]

(Mirac gecesi, 50 vakit namaz farz oldu. Sonra beş vakte indirildi.) [Buhari, Müslim, İ.Ahmed]

(Allahü teâlâ buyurdu ki: Bende söz ve hüküm asla değiştirilmez. Bu beş vakit namaz karşılığında elli vakit namaz sevabı vardır.) [Buhari, Müslim, Tirmizi, Nesai]

(Bir kadın, beş vakit namazı kılar, orucunu tutar, kendini yabancılardan korur ve kocasına itaat ederse, Cennete istediği kapıdan girer.) [İbni Hibban]

(Beş vakit namazı terk eden, Allahü teâlânın hıfz ve emanından mahrum olur.) [İbni Mace]

(Herkes bozulunca, beş vakit namazı cemaatle kılana her gün yüz şehit sevabı yazılır.) [İ.Nasr]

(Beş vakit namazı cemaatle kılan, Sırat köprüsünü şimşek gibi geçer.) [Taberani] 

(Beş vakit namazı kılan, Ramazan orucunu tutan, zekât veren ve büyük günahlardan sakınan herkese, kıyamette, Cennetin sekiz kapısı açılır. Dilediği kapıdan girer.) [Hâkim]

(Beş vakit namaza devam edin, çünkü küçük günahlara kefaret olur.) [Taberani]

(Kitab ehli olan bir kavme vazifeli olarak gittiğin zaman, önce, Allah’tan başka ilah olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Resulü olduğuna şehadet etmeye davet et. Bunu kabul ederlerse, Allah’ın günde beş vakit namazı farz kıldığını haber ver. Bunu da kabul ederlerse, Allah’ın kendilerine zenginlerinden alınıp fakirlerine verilen bir sadakayı [zekâtı] farz kıldığını söyle.) [Buhari, Müslim, Ebu Davud] 

(Beş vakit namazı kılan, Ramazan orucunu tutan, zekâtını veren ve yedi büyük günahtan kaçan kimseye, Cennetin bütün kapıları açılıp, “Selamet ve emniyet içinde gir” denilir.) [Nesai]

Üç vakit kılmak
Sual: Abduhçu biri, (Kur’anda beş vakit ifadesi geçmez, ama Peygamber, hayatı boyunca beş vakit namaz kılmıştır. Bu bakımdan 5 vakit namaz kılmak suç sayılmadığı gibi üç vakit kılmak da caizdir) diyor. Bu kimse, Resulullahın Kur’ana aykırı olarak mı beş vakit kıldığını söylemek istiyor?
CEVAP
Kur’an-ı kerimde 5 vakit namaz bildirilmemiş de, Resulullah efendimiz kendiliğinden mi 5 vakit kıldı? Bir hadis-i şerifte şöyle buyuruyor:
(Miraca çıktığım gece, beş vakit namazla emrolundum.) [Buhari, Müslim] 

Hâşâ Resulullah efendimiz, (Beş vakit namazla emrolundum) diye yalan mı söylüyor?

Din düşmanı istediğini söyleyebilir, zaten maksadı dini bozmak ve yıkmak; ama bir Müslümana, bunlarla dostluk kurmak, sözlerine itibar etmek hiç yakışır mı? Dinini, din düşmanlarının şu veya bu maske altında yazdığı kitaplardan öğrenmek, hiç uygun olur mu?

Elli vakit namaz
Sual: Mirac’da elli vakit namaz farz kılınınca, Hazret-i Musa’nın, Peygamberimize, (Rabbinden vakit sayısını azaltmasını iste) demesi üzerine pazarlıkla, elli vakit beş vakte indiriliyor. Allah, insanlara neyin zor geleceğini bilmiyor mu da, Hazret-i Musa’nın teklifinden sonra, namaz beş vakte indiriliyor?
CEVAP
Pazarlık lafı çok çirkindir. Allahü teâlâ elbette olmuş ve olacak her şeyi bilir. Mesela biri hastalansa, iyileşmek için dua etse, Allahü teâlâ da duasını kabul edip şifa verse, (Allahü teâlâ iyileşmek istediğini bilmiyor mu, duaya ne lüzum var?) denmez. Dua, iyileşmesi için bir sebeptir. Her şeyi bir sebeple yaratmak Allahü teâlânın âdetidir. Burada da, beş vakit namazı farz kılmasına, Musa aleyhisselamın bildirmesini sebep kılmıştır. Böylece, ezeldeki takdir yerini bulmuş ve beş vakit namaz farz kılınmıştır.

Orta namaz hangisidir?
Sual: Kur’an-ı kerimde, (Orta namaza devam edin!) buyuruluyor. Beş vakit içinde, bu namaz niçin gizlenmiştir? Orta namaz hangisidir?
CEVAP
Kesin belli değildir. Orta namazın hangi namaz olduğunun açıkça bildirilmemesi, insanların, her namazın orta namaz olma ihtimalini düşünerek her namaza önem vermeleri içindir. Orta namaz hakkında âlimlerimiz 23 farklı kavil bildirmiştir. Bunlardan bazıları şöyledir:
İmam-ı Mâlik, (Meşhur olan kavil, orta namaz sabah namazıdır) buyuruyor. Eshâb-ı kiramdan ve Tâbiîn’den bazı zatların kavilleri böyledir.

Yine Eshâb-ı kiramdan ve Tâbiîn’den bazı zatlar da, orta namazın öğle namazı olduğunu bildirmişlerdir.

İslam âlimlerinin çoğuna ve Hanefî mezhebine göre orta namaz ikindi namazıdır. Bir hadis-i şerifte, (Orta namaz, ikindi namazıdır) buyurulmuştur. (Ebu Davud, Tirmizî)

Orta namaz için aşağıdaki şekilde söyleyen âlimler de olmuştur:
1- Akşam namazıdır.
2- Yatsı namazıdır.
3- Beş vakit namazdan biridir.
4- Namazların vakitleri, şartları, rükünleridir. Bunlara riayet eden, namazı tamamlamış ve onu muhafaza etmiş, böylece orta namaza riayet etmiş olur.
5- Cuma günü cuma namazı, diğer günler öğle namazıdır.
6- Sabah namazı ile yatsı namazıdır.
7- İkindi ile sabah namazıdır.
8- Ramazan ve Kurban bayramı namazıdır.
9- Bütün namazları cemaatle kılmaktır.

Düzenleyen:  - SPOR
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...