Araştırmacı yazar Bulut: Sultan Abdülhamid Cizvitlere tek başına direndi

Düzenleyen:
Araştırmacı yazar Bulut: Sultan Abdülhamid Cizvitlere tek başına direndi

KÜLTÜR - SANAT Haberleri

Türkleri Arap topraklarından atmak ve İslam’da reform yapmak isteyen Cizvit casusu Wilfrid Blunt’ın hayatını yazan Bulut “Sultan Abdülhamid, güçlü örgüt Cizvitlerle satranç oynar gibi oynadı. Fakat yalnız kaldığı için buna ancak otuz üç sene direnebildi” diyor.

Haber: Murat ÖZTEKİN - Fotoğraf: Ahmet Münir EREN

İngiliz Derviş ve Yeni Dünya’nın Kurtları gibi kitaplarıyla yabancı casusların faaliyetleri üzerinden Türkiye’nin yakın tarihine ışık tutan araştırmacı yazar Mehmet Hasan Bulut, yine çok konuşulacak bir kitapla karşımızda... Bulut’un “Siyah Papa’nın Casusu Wilfrid S. Blunt” isimli yeni eseri, hayatını İslam’da reform yapmaya adayan bir İngiliz ajanının hayatını mevzu ediniyor. Kitapta, Wilfrid S. Blunt’ın biyografisi üzerinden; şimdiki Papa Franciscus’un da mensubu olduğu Cizvitlerin gizli faaliyetleri, Osmanlı İmparatorluğu’nun dağılışı ve Sultan II. Abdülhamid’in tahttan indirilişi gibi mevzular değişik bağlantılarla aydınlatılıyor. “Siyah Papa’nın Casusu”, İslam dünyasındaki reform kaosunun sırlarını da aralıyor. Biz de yazar Bulut’la şimdiden “bestselller” listelerine giren yeni eseri üzerinden Blunt’ı konuştuk...

HER ŞEYİ ANLAMAK İÇİN...

İngiliz Derviş kitabınızda Aubrey Herbert üzerinden Yeni Türkiye’nin doğuşunu anlatmıştınız. Şimdi de Wilfrid Blunt’ın hayatını yazdınız. Neden Blunt’ı seçtiniz?

Blunt, bugün İslam dünyasına hâkim olan Modernistlerin önderi sayılır. Bazı kişiler vardır; bilseniz iyi olur, bilmezseniz zararı olmaz. Blunt ise, günümüzde olup bitenleri anlamak için mutlaka bilinmesi gereken modernist bir şahsiyet. 

Modernistleri ne olarak izah ediyorsunuz?

Müslüman, zamanı ve aklı dine tabi kılmaya çalışır. Kendine “İslamcı” diyen modernistler ise dini zamana ve akla uydurma uğraşındalar. “Dinin akla uyması iyi bir şey değil mi?” diyebilirsiniz. Elbette iyi bir şey. İslamiyet zaten akla uygun bir dindir. Ancak İslam âlimlerinin “aklıselim” dediği, yanılmayan akla sahip kişi, İslam’ın büyüklüğünü kavrayabilir. Yoksa İslamiyet bilgileri, aklın üstündedir. Normal akıl bu bilginin bazılarını anlayabilir. Sadece akıl yeterli olsaydı, peygamberler gönderilmezdi. Böylece akıl sayısı kadar din meydana çıkardı. Sonra, akılla kurulan iman, başka bir akılla yıkılır. İşte Blunt, bunu bildiği için İslam’da aklı ön plana çıkarmaya çalıştı. Klasik İslam âlimlerini aşağılayarak, onların yerine dini sorgulayan “entelektüelleri” parlattı. 

ŞAİR KİSVELİ AJAN

Siyah Papa’nın Casusu, yani Wilfrid Scawen Blunt nasıl bir şahsiyetti?

Blunt, aslen bir İngiliz. Hakkında biraz malumat sahibi olanlar, onu anti-emperyalist bir şair zannediyor. İşin aslı böyle değil elbette. Kendisi, Cizvit tarikatına mensup İngiliz bir casustu. Vazifesi, Türkleri Arap topraklarından atmak ve İslam’da reform yapmaktı. Mısır’ı karıştırıp, İngilizlerce işgal edilmesini sağladı. Ülke, İngiliz işgali altına girince, Blunt’ın arkadaşı Muhammed Abduh, Mısır başmüftüsü yapıldı. Abduh, böylece “Modernist Müslümanlar” yetiştirdi. 

ŞİMDİKİ PAPA DA BİR CİZVİT

Peki, Blunt’ın mensubu olduğu Cizvit tarikatı neden İslam’da reform yapılmasını istiyor?

XVI. yüzyılda kurulan Cizvit tarikatı yani İsa Cemiyeti, dünyanın her yerinde mektepler açarak, gençler yetiştirdiler. Bunlar iyi tahsil aldığı için mühim makamlara geldiler. Ayrıca ticaretle meşgul olarak, dünyanın ilk global şirketini kurdular. Maksatları, dinleri, imparatorlukları ve aileyi yok ederek, her şeyi ile “yeni” bir dünya kurmak; hümanist bir tek dünya dini ortaya çıkarmak ve farklı din ve fırka mensuplarını birbirleriyle kardeş yapmak. Çünkü dünyada nihai sulhu böyle sağlayacaklarına inanıyorlar. Cizvitler, sadece İslam’ı değil; bütün dinleri reforme ediyorlar. Malum, Cizvit tarikatından olan şimdiki Papa, Katolik Kilisesi’nde görülmemiş reformlar yapıyor.  

Araştırmacı yazar Bulut: Sultan Abdülhamid Cizvitlere tek başına direndi

Cizvitler’in, halifeliğe bakışı nasıldı?

Önce Papalıkta olduğu gibi, halifeliği kullanarak İslam’ı reforme etmek arzusundaydılar. Hatta Blunt, İslam’da reform projesinin başına geçmesi için Sultan Abdülhamid’e teklif götürdü. Ancak Sultan bunu reddedince Arap bir halife çıkarmayı düşündüler. Neden bilmiyorum bundan da vazgeçtiler ve halifeliğin kaldırılması için uğraştılar. 

Blunt, bu yüzden mi Sultan Abdülhamid’i en büyük düşmanı olarak görüyordu?

Evet. Ona göre Sultan Abdülhamid, İslam’da reformun önünde dikilen en büyük mâniydi. Çünkü O, inancında samimi ve ehlisünnet itikadında bir Müslüman’dı. Blunt, bunu kitabında söylüyor. Bu yüzden Blunt ve dostları hep onun aleyhinde çalıştılar. Sultan Abdülhamid’e karşı yapılan 1908 İhtilalinde, Cemaleddin Efgani ve Muhammed Abduh’un izinden giden isimlerin bulunmasının sebebi budur.

DİYALOGCULAR BLUNT'IN YOLUNDA

Blunt’ın faaliyetleri, Osmanlı istihbaratına takılmadı mı?

Sultan Abdülhamid, onunla birlikte Efgani ve Abduh’un her adımından haberdardı. Blunt, kendisiyle görüşmek istedi ama huzura kabul edilmedi. Sultan, Efgani’yi de kontrol altında tutmak için İstanbul’a getirip, ömrünün sonuna kadar şehirden çıkmasına müsaade etmedi. Yine Sultan Abdülhamid; Abduh, Ezher’in başına geçince, ehlisünnet ulema yoluyla üzerinde baskı kurdu. Onu istifa etmek mecburiyetinde bıraktı. Blunt; Efgani ve Abduh’u, Sultan Abdülhamid’in öldürdüğünden şüpheleniyordu. Fakat ben öyle düşünmüyorum. Sultan, düşmanlarına karşı bu yolu tercih eden biri değildi. Sultan Abdülhamid Han, Cizvitlerle ve onların kontrolündeki devletlerle satranç oynar gibi oynadı. Fakat otuz üç sene direnebildi bunlara. Sonunda şah mat oldu. Zira İngilizleri ve Cizvitleri yenebilmek için elinde ne para vardı, ne de adam... 

Ömrünü İslam’da reform projesine adadığını yazdığınız Blunt, İslam coğrafyasında kimleri tesiri altına aldı?

Ajan Blunt, ‘Müslüman Kardeşler’in doğduğu Mısır başta olmak üzere, Hindistan ve Türkiye’ye yaptığı ziyaretlerde Efgani’nin talebeleri ile tanıştı. Onları kullanarak İslam’ı reforme etmeye çalıştı. Tek tek isim saymama lüzum yok; dinler arası diyalogcular; günümüze uymuyor diye hadislerin bir kısmını ayıklayanlar; mezheplere uymayı reddedenler “Bize sadece Kur’ân yeter” diyenler, Blunt’ın açtığı yoldan gidiyor diyebiliriz.

 

Düzenleyen:  - KÜLTÜR - SANAT
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...