Hilye-i Şeriflerle Hazreti Peygamber anlatılıyor... Eşsiz güzelliği yazıyla resmettik!

Düzenleyen: / Kaynak: Türkiye Gazetesi
- Güncelleme:
Hilye-i Şeriflerle Hazreti Peygamber anlatılıyor... Eşsiz güzelliği yazıyla resmettik!

Kültür - Sanat Haberleri  / Türkiye Gazetesi

Hazreti Peygamber’in tasviri yapılamadığı için hat sanatçıları harflerle O’nu “resmetmek” istediler ve Osmanlıda hilye-i şerif formu ortaya çıktı. Dört asırlık bu sanat geleneğini devam ettiren isimler “Hilye-i şerif yazarken kalpte meydana gelen duyguları anlatmaya imkân yok” diyorlar.

MURAT ÖZTEKİN'İN HABERİ - Başta hat olmak üzere Türk İslam sanatları, aralarında Picasso’nun da yer aldığı birçok Batılı ressam ve sanat tarihçisine göre soyut resmin zirvesi. Yani pekâlâ yazıyla “resim” yapmak mümkün! Hat sanatçıları da İslam kültüründe Hazreti Peygamber’in resmi yapılmadığı için harflerin estetiğiyle O’nu anlatmak istediler. Böylece Muhammed aleyhisselamın fiziki özelliklerinin yer aldığı hilye-i şerifler bir sanat formu olarak doğdu. Enteresandır bu, başka İslam ülkelerinde değil, Osmanlı İstanbul’unda ortaya çıktı. Hilyelerde Sahabelerin naklettikleri malumatlar ışığında, Hazreti Peygamber’in saç şekli, ten rengi, sakalının türü gibi farklı hususiyetleri anlatıldı.

HAFIZ OSMAN ORTAYA KOYDU

İlk hilyeyi Osmanlının usta hat sanatçılarından Hafız Osman’ın 1600’lü yılların ikinci yarsında levha olarak düzenlediği düşünülüyor. O tarihten beri, yani 400 senedir hat sanatçıları hilye-i şerifl er kaleme alıyor. Gelenek olduğu üzere hattatlardan birçoğu gerçekten “usta” olduklarını hilye yazarak ispatlıyor ve icazet alıyor. Artık Hafız Osman’ın dizayn ettiğinden farklı olarak yeni hilye formları da ortaya konuyor.

Hilye-i Şeriflerle Hazreti Peygamber anlatılıyor... Eşsiz güzelliği yazıyla resmettik! - 1. Resim

Fotoğraftaki Hasan Çelebi

O DUYGULARI ANLATMAYA İMKÂN YOK

Biz de günümüzde hilye-i şerif geleneğini devam ettiren sanatçılarla konuştuk… Hat sanatının yaşayan en büyük isimlerinden olan Hasan Çelebi, bugüne kadar yaklaşık 300 hilye kaleme aldığını kaydederek “Hat sanatçıları Resulullah’a olan sevgilerinden ötürü hat yaptılar. Resmini çizmedikleri için resmi tarif olarak hilyeler yazdılar. Hilye-i şerifi n bir evde bulunması berekettir” diyor. Çelebi, hat meşk ederken hissettiklerini ise şu sözlerle ifade ediyor: “Hilye yazarken kalpte meydana gelen duyguları anlatmaya imkân yok. Hilye-i şerifi ilk düzenleyenler de güzel bir tertip yapmışlar. İnsanın içine bir ferahlık veriyor. Peygamber Efendimizi bütün evsafıyla anlattığı için insan doyamıyor; yaza yaza o metni ezberliyor.”

Hilye-i Şeriflerle Hazreti Peygamber anlatılıyor... Eşsiz güzelliği yazıyla resmettik! - 2. Resim

Fotoğraftaki Mahmut Şahin

BAŞKA BİR HİSLE KALEME ALIYORUZ

Aynı zamanda dünyanın en büyük hilye-i şerifi ne imza atmış bir isim olan sanatçı Mahmut Şahin ise “İnsan sevdiğini yanında ister ya… İnananlar da resmine cevaz verilmediği için Peygamberimizin vasıflarının içinde olduğu bir metni duvara asıyorlar. Biz sanatçılar da hilyeyi başka bir hisle kaleme alıyoruz. Çalışırken âdeta Peygamberimiz yanımızdaymış gibi hissediyoruz. Zaten hat sanatçılarına defalarca hilye-i şerif yazdırılarak icazet verilir. En büyük hilyeyi yazmak da bize nasip oldu. 6,5-3,5 metrelik eserimiz şimdi Amasya’daki Sultan II. Bayezid Külliyesi’nde teşhir ediliyor” ifadelerini kullanıyor. Ancak Şahin, günümüzde hilyelerin modernleştirilmesinde bazı hatalar yapıldığını savunarak “Günümüzde modern hilyeler de kaleme alınıyor. Olabilir ama bunlarda anlamı olmayan şeyler de yer alabiliyor” diyor.

Hilye-i Şeriflerle Hazreti Peygamber anlatılıyor... Eşsiz güzelliği yazıyla resmettik! - 3. Resim

Fotoğraftaki Mustafa Cemil Efe 

EN ÇOK HİLYE İSTENİYOR

Usta sanatçı Mustafa Cemil Efe de “Bizim ecdadımız bunu çok yazmış, sefere çıkarken kavuklarının içine bile koymuş. Hilye-i şerifl ere bu kadar alaka duyulmasında tasvir yasağının çok etkisi olmuş. Öte yandan bizim kültürümüzde görme ve dokuma durumu fazla. Sanırım Hilye-i şerifl er Peygamber Efendimizi görme ve ona dokunma arzusundan da doğmuşlar” diye konuşuyor. Osmanlı devrinde olduğu gibi günümüzde de hat sanatçılarından en çok talep edilen eserlerin hilye-i şerifl er olduğunu kaydeden Efe “Bazen o kadar çok koleksiyoncu hilye-i şerif istiyor ki, sanatçı başka bir şey yapmaya fırsat bulamıyor. Uzun bölümler olduğu için hilye-i şerifl er sanatçının ustalığını ortaya çıkarıyor. Hilye yazmak maneviyat açısından her seferinde bir salevat getirmeye vesile oluyor. Ancak iş gibi görmeye başladığınızda üzerinizden maneviyat kalkıyor” şeklinde konuşuyor. Hilyedeki modernleşme hakkında “Hafız Osman’ın geleneksel formunu koruyalım ama yeni tasarımlar da yapalım” diyen Cemil Efe sözlerine şöyle devam ediyor: “Sanatçının manevi hislerini canlı tutmasının yolu yeni hilyeler tasarlamasından geçiyor. Yeni bir formda hilye-i şerif yazmaya ‘kalplere dokunsun ve gelecek nesiller de benzerini yapsın’ düşüncesiyle başlanıyor.”

Hilye-i şerif sergilerinden biri ise bugünlerde Üsküdar’daki Bağlarbaşı Kongre ve Kültür Merkezi’nde görülebiliyor. Nakkaş Tezyini Sanatlar Merkezi destekleriyle Erkan Doğanay’ın küratörlüğünde hayata geçirilen “Hilye-i Saadet” adlı sergi, 5 Mayıs’a kadar açık kalacak.

Düzenleyen:  - Kültür - Sanat
Kaynak: Türkiye Gazetesi
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...