Türk titredi ve kendine geldi

Düzenleyen:
Türk  titredi  ve kendine geldi

KÜLTÜR - SANAT Haberleri

Kılıç, kalkan, börk, tirkeş, bileklik, sadak… Eskiden yapan yoktu şimdi kıran kırana bir rekabet sürüyor…

İrfan Özfatura
irfan.ozfatura@tg.com.tr

Küçükçekmece Bezirgânbahçe Parkı’nda yapılan Etnospor festivali beklenenin de üzerinde alaka gördü. Kadın olsun erkek olsun, genç ihtiyar her yaştan insanlar kendilerini ilgilendirecek bir şeyler buldular. Keçeciler, halıcılar, kilimciler tezgâhlarını da getirdiler, sanatları anlatma fırsatı yakaladılar. Misafirler mahallî lezzetleri tattılar, ustalarla tanıştılar. 
Festival alanında her Türk boyu için çadırlar verilmişti, soydaşlarımız takılarını, kıyafetlerini yemeklerini sergilediler burada. 
Gaziantepli bakırcılar, yemeniciler, sedef kakmacılar, Buldanlı dokumacılar, Kahramanmaraşlı ceviz oymacılar kendilerini anlatma fırsatı buldular. Konyalılar, Bursalılar, Dadaşlar misafirlerini güzel  ağırladılar. 
Atlı okçular, ciritçiler, Kırgız süvariler, gökbörü (oğlak tartu) oynayan Kazaklar, aba ve şalvar güreşçileri, namlı başpehlivanlar seyircileri spora doyurdular. 
İp atlayanlar, halat çekenler, seksek oynayanlar, çuval yarışı yapanlar çocukluklarına döndüler,  kahkahalara boğuldular.  
Bu sene ilkti, bir aksaklık göremedik. Şüphesiz seneye daha şaşaalı olacak. 
AMAAN HALI DEĞİL Mİ?
“Halı değil mi” der geçeriz ama ustası kök boyaları anlatınca bakıyorsunuz bambaşka bir dünya. O çarpıldığınız kırmızıların yapışık otu (rubiye) sarıların papatya, mavilerin indigo bitkisi, yeşillerin muhabbet çiçeği olduğunu öğrenince hayretiniz hayranlığa dönüşüyor. Kırkılmış yünün nasıl yıkandığını, tarandığını, nasıl kirmanla eğrildiğini, çıkrıkla çekildiğini ve nasıl ilmek ilmek dokunduğunu öğrenince saygı duyuyorsunuz hanım kızlara. Kolay değil ayların emeği var bir halıda. 

Türk  titredi  ve kendine geldi

ASLINA SADIK KALMALI 

Samsunlu Cengiz Çetin Usta tirkeş ve sadaklarını ecdadın motifleri ile süslüyor. Aslına sadık kalmayı yeğ tutuyor yeni desenler aramıyor. Vaktiniz varsa oturun size Osmanlı işi söğüt kalkanları anlatsın, heyecandan nefesiniz tutuluyor. O da işini kültüre hizmet olarak görenlerden, severek çalışıyor. 

Türk  titredi  ve kendine geldi

ÖNCE KENDİME YAPMIŞTIM 

Kayserili Yılmaz Akpınar eski bir köseleci. “Deri işlemek kolay değildir, güç kuvvet ister. Ben bu işe çocuk yaşlarda başladım, köseleleri eğip bükerken bileklerim kopardı âdeta. Destek olsun diye kendime bir bileklik yapmıştım, arkadaşlar da isteyince araştırmaya başladım. Börk, zırh, sadak, tirkeş, çizme derken düştüm ecdadın ocağına… Deri işi sabır işi, yoruluyoruz ama eserlerimi okçuların üzerinde görünce kuşlarım uçuyor. Sanatın mayası muhabbet, tabii para da kazanıyoruz bu arada. 

AT SEVGİSİ NALBANT YAPTI

Bilâl Gökdere nalbant. Nalbant deyince küçümsemeyin sakın bu işin yüksek tahsilini yapmış, hem hayvanın anatomisine hâkim hem de metal işleme üzerine çok şey biliyor. Onu bu işe çeken at sevgisi olmuş, nalları çeşit çeşit hangi ata ne yakışacaksa onu çakıyor.

KEMANKEŞ OLMAK KOLAY MI?

Ali Uğur Aydoğan Ankaralı bir ok antrenörü. Hem talebe yetiştiriyor, hem de atıyor. “Sen kemankeş misin” diye soruyorum. Estağfirullah ne haddimize diyor. Osmanlıda 550 metrenin altına atan kemankeş olamazdı, biz emekliyoruz daha. Onlar büyük insanlardı, zikirle antrenmanı meczetmişler, oklarını havale ediyorlar Allahü teâlâya. Biz okçuluğu sünnet-i seniyye olduğu için seviyor, Sa’d bin Ebi Vakkas hazretlerinin Tozkoparan İskender’in yolunda gitmeye çalışıyoruz. Bakın ben profesyonel okçuyum, okçuluk federasyonu yarışmalarda yol parası bile veremiyor ama bu tür organizasyonlarda cebimizden kuruş çıkmıyor. Kaliteli yerlerde ağırlanıyoruz, herkes hürmet ediyor. Ödül olmasa da olur, gördüğümüz itibar yetiyor. Beş sene evvel Osmanlı yayı bilinmezdi, şimdi talep çığ gibi büyüyor. Yay ustaları da okuyor, araştırıyor icabında manda boynuzu geyik tendonu kullanıyor aslına daha yakın oklar ve yaylar yapmaya çalışıyor. 

Türk  titredi  ve kendine geldi

DAMATLIĞIMI BEĞENDİNİZ Mİ?

 Murad Ümid Han kardeşimiz Manisa Akhisarlı bir genç. Kültigin ve Bilgekağan zamanına ait kıyafetler yapıyor. Bana kimse düğünümde smokin giydiremez, inşallah Göktürk kaftanı ile damat olacağım diyor. Hanımım da o Avrupai beyaz gelinliklerden giymeyecek diye ekliyor, bindallılarımız, üç eteklerimiz ne güne duruyor? 

 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...