Kemal Kılıçdaroğlu'ndan 'online toplantı' tepkisi: Rahatsız ediciydi

CHP’de ‘değişim’ tartışmaları devam ederken, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu, Habertürk canlı yayınında gündeme dair dikkat çeken açıklamalarda bulundu. İşte  Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından öne çıkan satır başları;

"ELBETTE YENİLENECEĞİZ"

Partinin yenilenmeye ihtiyacı var. Elbette yenileneceğiz. Kurultay için düğmeye basıldı. Şu anda delege seçimleri yapılıyor. Hiçbir partide bu kadar büyük bir delege seçimi göremezsiniz. 1 milyonu aşkın üye mahallelerde delege seçiyor.

"GENEL BAŞKAN DEĞİŞİR NİYE DEĞİŞMESİN"

- Genel Başkan’ın değişmesi için neye ihtiyaç var?

Kurultay yapıyoruz. Hiçkimse ben genel başkan olacağım diye özel bir çaba içine girmez. Ben hiçbir delegeye telefon açıp bana oy ver demem. Bunu dediğiniz andan itibaren genel başkanlık yapamazsınız. Biz 100 yıllık, gelenekleri olan bir partiyiz. Genel başkan değişir, niye değişmesin? Benim dönemimde de adaylar çıktı. Kimse bir şey demedi.

‘TÜRKİYE NÜFUSUNUN YARISINDAN FAZLASI CHP TARAFINDAN YÖNETİLİYOR’

- Yerel seçimlerde de CHP başarı elde edemezse?

Geçen yerel seçimlerde başarı elde ettik. Niye ‘her seçimde yenilgi ‘deniyor? 11 büyükşehir belediye başkanlığı, Türkiye nüfusunun yarısından fazlası CHP tarafından yönetiliyor. Taban, genel başkan değişimi istediği andan itibaren kurultay olur. Kaptan gemiyi limana sağlam yanaştırır, terk etmez. Liman, kurultay. Kurultay’ın ne zaman olacağına Parti Meclisi karar verecek. Benim yaklaşımım yerel seçimden önce kurultayın yapılması.

‘SÜRECE HİÇ KİMSE GÖLGE DÜŞÜREMEZ’ 

- Kılıçdaroğlu istemediği sürece kimse onu genel başkanlıkta geçemez deniyor…

Ben hiçbir delegeyi seçmem. Hiçbir il başkanına talimat vermem. Kimin delege olup olmadığını da bilmiyorum ben. Nasılsa ben seçiyorsam delegeyi, Kurultayı şimdi yaparım. Nasılsa bana oy verecekler. Bu konuda hiç kimse sürecin üstüne gölge düşüremez.

- İl başkanlarını neden görevden aldınız?

Delege seçimleri devam ederken olması, bir şeyi etkilemez. Büyük merkezleri atsak olabilir ama diğerleri küçük yerler. Biz bütün illere 2’şer milletvekili gönderdik. Raporlar değerlendirildi.

"SEÇİM SONUÇLARINI YENİLGİ OLARAK GÖRMÜYORUM"

- Seçim sonuçları bir yenilgi miydi?

Yenilgi olarak görmüyorum. Seçim sonuçlarını kazanamadık. Kazanamamamızın birden fazla nedeni var. Bir sandıklı, iki sandıklı yerler, köylerde kasabalarda oyumuz düşük. Biz buralara yeteri kadar gitmemişiz. Kusur bize ait. Buradaki yurttaşlar enflasyonu kentte yaşayana göre yeterinde hissedememiş. Büyük kentlerin büyük kısmında zaten biz birinci partiyiz. Artı, biz sıradan bir seçim yapmadık. Makul, demokratik ölçüde bir seçim yapmadık. Bütün bakanlar devletin bütün imkanlarını kullanarak vatandaşa gidiyordu. Bir seçim ahlaki temeller üzerinde olur. Havuz medyası, başta Yeni Şafak, 3 milyon lira sadece Facebook hesaplarına ayırdı beni karalamak için. Erdoğan sahte videolar hazırladı. Seçim meydanlarında gösterdi. TRT bunu defalarca gösterdi. Seçim sonucu 60-40 olsaydı yenilgi derdik. Biz bütün sahtekarlıklara rağmen 25 milyon insandan oy aldık. Buna yenilgi algılayamazsınız. Herkes diyebilir bu yenilgidir diye, ben demiyorum. Başarı değil, başarı iktidar olmaktır. Otoriter yönetimde 25 milyon kişi demokrasiden yana oy kullanırsa buna yenilgi diyebilir misiniz?

"ETİK OLARAK RAHATSIZ EDİCİ"

- CHP’deki gizli toplantı konusunda nasıl haber aldınız?

Sabahleyin cep telefonuma gelen mesajla gördüm. Doğrusunu isterseniz tamamını seyretmedim. Gerek duymadım. Sadece beni değil partiyi ilgilendiren konu. Sonuçta partiye uzun yıllar emek veren arkadaşların yaptıkları bir toplantı olarak düşünebiliriz. Etik olarak rahatsız edici bazı uygulamalar var. Parti içi konuları televizyonlarda konuşmayı doğru bulmam. Parti içinde bir kişi genel başkanlığa aday ise gelir başımın üstünde yeri vardır. Kendisini destekleyen arkadaşlarıyla hareket edebilir. Bu bizim geleneğimizde var. Herkes AK Parti’yi gördüğü için orası gibi zannediyorlar biz öyle değiliz. Bu AK Parti’de olsa suç. Adamı linç bile edebilirler. İhraç bile edebilirler. Çünkü orada demokrasi yok. Biz demokrasiyi içselleştirebilen bir partiyiz. Parti meclisi üyeleri genel başkanı eleştirebilirler. Bizim partide hiç kimse eleştirilmez diye bir kural yok. Sağlıklı bir eleştiri siyasetçinin en çok ihtiyaç duyduğu şey. O çerçevede eleştirilere bakarım. Eleştirilerin haklı yönü de olabilir, haksız yönü de olabilir. Konuyu disiplin kuruluna sevketmeyi düşünmüyorum.

‘YENİDEN ADAY OLMASINI İSTERİM’

Ekrem İmamoğlu Bey’in İstanbul Büyükşehir Belediyesi başkanlığına yeniden aday olmasını isterim.

‘TEKRARLANDIĞINDA GEREĞİNİ YAPARIM’

Zaman zaman bu tür olaylar olur; kriz olarak görmeyiz. Su mecrasını bulur. Buradaki temel sorun şu; Ülkenin bu kadar ciddi sorunu varken, insanlar perişan halde iken, ekonomi bu halde iken, zamlar almış başını gidiyorken CHP’nin iç sorunlarının tartışma konusu olması beni rahatsız ediyor. Bu konuda bütün arkadaşlarımı uyardım. Elbette eleştirilerini dile getirebilirler. Ama hepsinin ortak hedefi; bu ülkede çok dar bir grup hariç zamlardan perişan oldu. Parti içi tartışmaları toplumun önüne getirme kadar yanlış bir şey yok. Kurallar içinde mücadele edersiniz. Tekrarlandığında, kuralın dışına çıkıldığında gereğini yaparım. Her toplantının etik kurallar içinde yapılması lazım. Söylediğim odur.”