6-7 Ekim mağdurları bayramı buruk geçirdiler

Diyarbakır ve Bingöl'de 6-7 Ekim'de DAEŞ bahanesiyle düzenlenen izinsiz gösteriler ve sonrasında uğradıkları saldırılarda hayatlarını kaybeden 5 kişinin ailesi, Ramazan Bayramı'nı hüzünlü geçirdi.
Diyarbakır'da geçen yıl Kurban Bayramı'nda ihtiyaç sahiplerine yardım dağıtırken vahşice öldürülen Yasin Börü ve arkadaşlarının ailelerinin evinde bayram sevinci yerine acı yaşanıyor.
DAEŞ'in Kobani'ye (Ayn el Arap) yönelik saldırıları bahane edilerek düzenlenen izinsiz gösterilerde Yasin Börü ile yaşamını yitiren Hasan Gökgöz, Riyad Güneş ve Hüseyin Dakak'ın yakınları çocuklarından ayrı geçirdikleri ilk bayramın burukluğunu yaşadı.
Hasan Gökgöz'ün babası Mehmet Gökgöz, AA muhabirine, bayram namazından sonra cemaatle bayramlaşmadan mezarlığa gittiğini ve gün boyunca gözyaşlarına hakim olamadığını anlattı.
Bayramlarda evinin kapısını çalan, ilk ziyarete gelen oğlunu bu bayramda da gözü kapıda beklediğini anlatan Gökgöz, daha çok üzülecekleri için bayramın gelmesini de istemediklerini aktardı.
"Bu bayram gelip elimizi öpen yoktu, çok üzüldük" diyen baba Gökgöz, "Yetimlerine bakıyorum, gelen misafirler çocuklarını kucağına alıyor, seviyor o çocuklar babasız. Büyük oğlu 'hani babam nerede' diye soruyordu. Bayramın gelmesini istemiyorduk, üzüntülüydük daha çok üzülecektik. Allah böyle acıyı kimseye vermesin evlat acısı çok zor. Vahşice katledilmeleri acımızı daha da arttırdı" ifadesini kullandı.
Bayramın kendilerine zehir edildiğini ifade eden Gökgöz, "Bayram ziyareti için gelen akrabalarımızla birlikte ben, annesi, hanımı ağladık. Babaları hayatta olsaydı çocuklarını çocuklarını kucağına alıp severdi. Küçük torunum beni babası zannediyor. Bana her 'baba' dediğinde ben kendimden geçiyorum" diye konuştu.
Gökgöz, HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'a da seslenerek "Senin de annen, baban var. Sen de çoluk çocuk sahibisin senin çocuğuna bir diken batsa 20 tane hastane dolaşırsın o gece yatamazsın sabaha kadar, ciğerimiz yanmış çocuklarımız öldü. Yarası olan biliyor yarasının ağırlığını. Bayramı bize zehir ettiler. Bu suçu işleyen herkesten davacıyız ve davamızdan vazgeçmeyeceğiz" diye konuştu.
Riyad Güneş'in annesi Kıymet Güneş ise "Herkes bayram yaparken biz ne yaptığımızı bilmiyoruz. Biz ancak hakkımızı Allah'a bırakıp O'nun rahmetini bekleyeceğiz" dedi.
Riyad Güneş'in kardeşi Nihat Güneş de bayram namazından sonra öğle vaktine kadar kardeşinin mezarının başından ayrılamadıklarını söyledi.
Güneş, "Ramazan orucundan sonra Allahuteala'nın bize verdiği bu bayram sevincini gözyaşı içerisinde kabrinin başında geçirdik. Annemle beraber oturup ağlıyoruz" diye konuştu.
Hüseyin Dakak'ın babası Öztekin Dakak ise geçen yıl Ramazan Bayramı'nı ailece hep beraber mutlu geçirirken, bu yıl oğlunun yokluğunda hüzünlü bir bayram yaşadıklarını anlattı.
Dakak, şöyle konuştu:
"Bu bayram hüzünlü geçti, benim çocuğumu öldürdüler. Öldüren kişi de şu an vicdan azabı çekiyor. O kadar insan öldürüldü, öldürten kişi şimdi keyif içindedir. Mezarının başında o kadar insanın orada olması dua etmesi benim için bir şerefti. Şehit edildi bana bir şeref bıraktı. Allah'a hamdolsun. Allah herkese böyle bir evlat nasip etsin."
- Bingöl'de de hüzün vardı
Bingöl'ün Karlıova ilçesinde uğradıkları silahlı saldırı sonucu hayatlarını kaybeden Cengiz Tiryaki ve Fethi Yalçın'ı da sevenleri kabirleri başında yalnız bırakmadı.
Sertmekaya köyüne gelen Tiryaki'nin yakınları, ailesine başsağlığı dileyerek, mezarı başında Yasin-i Şerif okudu.
Hüda Par İlçe Başkanı Yavuz Bingöl, Tiryaki'nin oğlu Muhammed Taha Tiryaki'yi teselli etti.
Grup daha sonra Fethi Yalçın'ın Kale Mahallesi'ndeki mezarı başında dua etti. Yalçın'ın evine giden yakınları, ailesine de başsağlığı dileğinde bulundu.
9 Ekim'de ilçeye bağlı Alpiran köyünde evi bir grup tarafından silahla taranan Cengiz Tiryaki ağır yaralanmış, daha sonra tedavi gördüğü Malatya Araştırma Hastanesinde hayatını kaybetmişti. Hüda-Par üyesi Tiryaki'nin terör örgütü PKK mensuplarınca köyü terk etmesi için daha önce tehdit edildiği belirtilmişti.
Hüda Par üyesi Fethi Yalçın (35) da 22 Ekim'de Kale Mahallesi'ndeki evinden çıkarken kendisini takip eden bir otomobilden açılan ateş sonucu ağır yaralanmış, Karlıova Devlet Hastanesinde yapılan müdahaleye rağmen kurtarılamamıştı.