Mona Rosa tuvalde göründü!

Düzenleyen: / Kaynak: Türkiye Gazetesi
- Güncelleme:
Mona Rosa tuvalde göründü!

KÜLTÜR - SANAT Haberleri  / Türkiye Gazetesi

Sezai Karakoç’un eserleri dünyanın farklı coğrafyalarından sanatçılara ilham oldu. O isimlerden biri olan Filistinli Alaa Allagta “Kardeşlik, din, kültür ve tarih bağlarının bizi tek millet olarak birleştirdiğine inanıyorum” dedi.

MURAT ÖZTEKİN'İN HABERİ - Türk şiirinin unutulmaz isimlerinden Sezai Karakoç’un mısraları ve hikâyeleri boyalara pigment oldu, tuvallerde edebiyat açtı… Türkiye’den ve dünyadan 19 sanatçı Karakoç’un yazdıklarından ilhamla eserler meydana getirdi. Çin’den Bosna Hersek’e, Filistin’den Almanya’ya, Suriye’den Özbekistan’a uzanan coğrafyalardan sanatçılar İsmail Erdoğan’ın küratörlüğünde Karakoç’un eserlerinden ilhamla resim, minyatür, enstalasyon gibi farklı türde 40’tan fazla eser meydana getirdi. 

“Ötesini Söylemeyeceğim” adlı sergide bir araya gelecek eserler, ilk olarak Kocaeli Büyükşehir Belediyesi tarafından yazarın ikinci vefat yıl dönümüne has düzenlenecek Uluslararası Sezai Karakoç Günleri çerçevesinde 16-19 Kasım tarihleri arasında sanatseverlerle buluşmaya başlayacak. 

Sergide Türkiye’den Cemal Toy, Hasan Ayçın, Hikmet Barutçugil, Dağıstan Çetinkaya ve Levent Karaduman gibi isimlerin yanında yurt dışı kökenli sanatçıların çalışmaları da yer alıyor. 

Mona Rosa tuvalde göründü!

UYANIŞA KATKI 

Onlardan biri olan Filistinli sanatçı Alaa Allagta “Şiir yazılı resimdir, resim ise çizilen şiir... Dolayısıyla bir ressam olarak Karakoç’un hatırasını dokunaklı şekilde ifade etmek benim için kolay oldu. Şair, geçmişin mirasını yeni ile birleştirerek diriliş ve uyanış sürecine katkıda bulunmuş. Türkiye’yi, halkını ve liderliğini seven Filistinli bir sanatçı olarak sergiye katılmaktan mutluluk duydum. Kardeşlik, din, kültür ve tarih bağlarının bizi tek millet olarak birleştirdiğine inanıyorum” diyor. Karakoç’un da uğruna şiirler yazdığı ülkesi Filistin’deki drama da değinen Allagta “Ailemin ve Gazze’deki insanların başına gelenler bana acı veriyor. İsrail’in sivillere yönelik acımasız saldırganlığı sebebiyle ailemden on kişiyi kaybettim. Batı’nın demokrasi ve insan hakları iddiasında bulunarak İsrail işgalini destekleyen ve onun halkıma karşı gerçekleştirdiği katliamları kutsayan global ikiyüzlülüğünden de acı duyuyorum. Umarım Müslüman kardeşlerimin eliyle adaletin tecelli edeceği ve Mescid-i Aksa’da hep birlikte namaz kılacağımız gün gelir” ifadelerini kullanıyor. 

KUDÜS’Ü RESMETTİ

Ebru üslubuyla Karakoç’a dair biri portre olmak üzere iki eser üreten Rus kökenli sanatçı Aygül Okutan ise “Onun portesini yapmak Everest Dağı’na çıkmak gibiydi. Çünkü Karakoç’un yüzünde hayatı boyunca yaşadıkları ve bütün hisleri yer alıyordu. Ben de şairin ruhunu göstermek istedim” şeklinde konuşuyor. Diğer eserinde ise “Ve Kudüs Şehri. Gökte yapılıp yere indirilen şehir” diye başlayan “Alınyazısı Saati” şiirini resmeden Okutan “Rusya’da yaşarken de şiir akşamları yapardım. Karakaoç’un şiirlerini okumak benim için oksijen almak gibi oldu. Kendisinin güçlü bir ruhu var” ifadelerini kullanıyor. 

HEM OKUDUM HEM RESMETTİM

Suriye kökenli sanatçı Ubada Muti ise Sezai Karakoç’u bu sergi projesi vesilesiyle tanımış. Muti “Her siyasi görüşten insanın ona karşı saygılı olması beni etkiledi” diyor ve sözlerine şöyle devam ediyor: Şiirlerini hem okudum hem de çizdim. ‘Mona Rosa’yı okuduğumda aklımda meydana gelen görüntüyü figürsüz şekilde tasvir etmeye çalıştım. Karakoç’un eserlerinde beni en çok etkileyen şey, öze dönüş manasına gelen değişimdi. O değişmek derken samimi şekilde kendine dönmeyi kastediyordu. 

MONA ROSA’DAN İLHAMLA…

Sanat çalışması yapmadan evvel Karakoç’un eserlerini okuduğunu söyleyen Çinli Said Chuanyi Lei, onun “Sürgün Ülkeden Başkentler Başkentine” ile “Mona Rosa” şiirlerinden ilhamla iki eser meydana getirmiş. Kedi figürlerini kullanan Lei “Onun şiirleri bana çok yabancı gelmedi. Anlattığı şeyler benim için çok vurucuydu. Karakoç kalabalıklar arasında yalnız bir hayat yaşamış. Ben de eserlerimde bu hisleri tasvir etmeye çalıştım” ifadelerini kullanıyor.

Özbekistanlı minyatür sanatçısı Jahongır Ashurov ise Karakoç’un şiirlerindeki hicran duygusu ile irtibat kuran bir çalışma yaptığını söylüyor.

Düzenleyen:  - KÜLTÜR - SANAT
Kaynak: Türkiye Gazetesi
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...