Sinemada bu hafta | 3 Aralık

Sinemada bu hafta | 3 Aralık

KÜLTüR - SANAT Haberleri

Türkiye’nin Oscar adayı olan Semih Kaplanoğlu’nun “Bağlılık Hasan” filmi, hacca gitmeye hazırlanan bir adamın yaşadığı sorgulamayı, çevreci vurgularla beyazperdeye taşıyor.

MURAT ÖZTEKİN

BAĞLILIK HASAN: ANADOLU’DAN BİR HELALLEŞME HİKÂYESİ
TABİAT GİDERSE İNSALIK DA BİTER

Sinemada kendine has yolculuğuna devam eden Semih Kaplanoğlu, bu defa bir helalleşme ve vicdan hikâyesiyle karşımızda… Türkiye’nin Oscar adayı olan ve dünya prömiyerini 75. Cannes Film Festivali’nde yapan “Bağlılık Hasan”, Kaplanoğlu’nun iki sene evvel başlattığı “Bağlılık” üçlemesinin ikinci filmi… İlk filmde modern hayatta yalpalayan bir kadının dünyasına seyirciyi dâhil eden yönetmen, bu defa hacca gitmeye hazırlanan bir adamın yaşadığı sorgulamayı beyazperdeye getiriyor. Tabiattaki bozulmayla insan ruhundaki yıkımı cem eden filmin oyuncu kadrosunda; Umut Karadağ, Filiz Bozok, Gökhan Azlağ, Ayşe Günyüz Demirci ve Mahir Günşiray gibi isimler yer alıyor. Bugünlerde politikanın gündemine “helalleşme”nin yerleşmesi de film için enteresan bir tesadüf oluyor. 

HEM TOPRAĞI HEM RUHU…
Günümüzde geçen hikâyede; Anadolu’nun bir kasabasında eşi Emine ile birlikte yaşayan Hasan, ağabeyinden mahkeme yoluyla kazandığı arazide ziraat yapmaktadır. Ancak suni ziraat ilaçlarıyla tabiatı zehirlediği gibi hırsla ruhunu da mahvetmiştir. Mesela tarlasına dikilecek yüksek gerilim hattı direğini rüşvetle ağabeyinin tarlasına taşıtır, insanların zaaflarını kullanır, iftira atar… Aslında dindar bir şekilde resmedilmeyen Hasan ve eşine, bekledikleri hac kurası çıkar. Hazırlıklara başladıklarında ise müftülükteki din görevlisi, etrafındakilerle helalleşmelerinin iyi olacağını söyler. Bu yüzden kendini hesaba çekmeye başlayan Hasan, daha evvel ticari hesaplarını tuttuğu not defterine, bu defa kul borçlarını işler. Hesap da oldukça kabarıktır! İnsanların karşısına “Hakkınızı helal edin” diye çıktığında ise beklemediği manzaralarla karşılaşır…

Sinemada bu hafta | 3 Aralık

YEŞİLÇAM GİBİ DEĞİL
Kaplanoğlu “Bağlılık Hasan”da Anadolu insanından ilham alarak, sahici tipolojiler meydana getiriyor. Hacca gitmeye çalışan ama o dünyaya uzak bir adamın hayatındaki dilemmalara vurgu yapıyor ama Yeşilçam’ın dindarların samimiyetini sorgulayarak ötekileştirdiği yapımlardan ayrı bir yerde duruyor. Yine de eserin “ahlak” ve “din” mefhumlarını birbirinden ayrı şeylermiş gibi okumaya müsait anlatımı, bana doğru gelmiyor.
Öte yandan yine sembollerle dolu bir Kaplanoğlu filmi var karşımızda. Eserde yerinde kullanılan “ağaç”, “kuyu” gibi metaforlarla anlatım derinleştiriliyor. Fakat iki buçuk saate yayılan eser, felsefi tarafı kuvvetli olsa da, “diri” hikâyesiyle seyirciyi peşinden sürüklemeyi başarıyor.

DİDAKTİK TEKRARLAR
Kaplanoğlu’nun üzerine basa basa yaptığı çevre vurguları ise doğrusu biraz aşırıya kaçıp didaktik tekrarlara dönüşebiliyor. Ama Hasan’ın ilaçlı domateslerini, “Avrupa kabul etmez” diye almayan kabzımala “Ama tarım ilacını bana satan onlar…” mealinden yakınması dikkate değer bir diyalog oluyor.
Hasılı usta işi dokunuşlara sahip eser, bu sene vizyona gelen yerli yapımların zirvesine çıkıyor.

Sinemada bu hafta | 3 Aralık

OSCAR’I ALABİLİR Mİ?
Peki, “Bağlılık Hasan”, Türkiye’nin adayı olarak “Oscar” yani Akademi Ödüllerinde kısa listeye kalabilir veya heykelciğe uzanabilir mi? Doğrusu, Hollywood gündemiyle örtüşen “iklim” vurgularının Akademi’nin gözünden kaçmayacağını düşünüyorum ama gerek üslubu gerekse mutat ideolojik tutumları göz önünde bulundurduğumuzda filmin Oscar heykelciğine uzanmasının zor olduğu kanaatindeyim.

‘FRANSIZ POSTASI’
KARIŞIK MENÜ MİDE BOZAR!

Hollywood’un “komedi auteur”u Wes Anderson, katmanlı, kompleks ve aykırı hikâyeler anlatmayı seven bir yönetmen... Onun Fransız kültürüne yazılmış aşk mektubu mahiyetindeki son filmi “Fransız Postası” (The French Dispatch) da böylesine bir eser… Amerikalı sinemacı, New Yorker dergisinden ilhamla hayalî bir derginin son sayısının hazırlığını filmin başlangıcı yapıyor. Frances McDormand, Tilda Swinton, Bill Murray, Elisabeth Moss, Timothée Chalamet, Owen Wilson, Benicio Del Toro, Adrien Brody, Jeffrey Wright, Léa Seydoux ve daha birçok yıldız oyuncunun rol aldığı filmde bazı isimler sırf görünmek için bulunmuş gibi duruyor.

Sinemada bu hafta | 3 Aralık

ÜÇ MAKALE, ÜÇ HİKÂYE
Derginin son sayısında yer alan üç hikâyenin üç ayrı kısımda işlendiği filmde; hapishanedeki bir dâhi ressam, bir polis komiserinin garip mutfağı ve bir gençlik hareketi odağa alınıyor. Anderson’ın filmi kâh Fransızcadan İngilizceye dönüyor kâh siyah beyazdan renkliye… Araya animasyonlar, aşırı sekanslar ve uçuk mizah giriyor. Yine detaycılığıyla çarpıcı bir sinematografi meydana getiren yönetmen Andreson; buna rağmen seyirciyi duygusal olarak yakalamaktan mahrum, karmaşık bir hikâye anlatıyor. Bu, bir lokantadaki bütün yemeklerin bir tabağa sığdırılması gibi bir şey! Dolayısıyla gerçekten yönetmenin hayranı değilseniz tat vermiyor!

HAFTANIN DİĞER FİLMLERİ
> ‘Aykut Enişte 2’

> ‘Resident Evil: Raccoon Şehri’

> ‘Clifford Büyük Kırmızı Köpek’

> ‘İşsiz Adam’

EN ÇOK SEYREDİLENLER
> ‘Enkanto: Sihirli Dünya’ 61 bin 396

> ‘İntikam Vakti’ 33 bin 965

> ‘Eternals’ 21 bin 239

> ‘Dune: Çöl Gezegeni’ 20 bin 438

> ‘Hayalet Avcıları: Öteki Dünya’ 19 bin 335


 

 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...