Atalay: Dağları temizliyoruz

Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, Şemdinli'de devam eden operasyonlara ilişkin, "Şemdinli'de, Çukurca'da veya o dağlarda Kuzey Irak'tan sızan, gelen terörist unsurlar var. Türk Silahlı Kuvvetlerimiz onlara yönelik operasyonlar yürütüyor. Şemdinli'deki bundan ibaret" diye konuştu.
Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, "Suriye'de tabii dileğimiz vatandaşların inşallah kısa sürede başarıya ulaşması ve bu zulmü ortadan kaldırmasıdır" dedi.
Atalay, Erzurum'da uydudan yayın yapan Kardelen TV'de katıldığı programda, Şemdinli'de devam eden operasyonlara ilişkin, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın bu konuda geniş kapsamlı bir açıklamasının olduğunu anımsatarak, Şemdinli'nin neticede sınır ilçesi olduğunu ve bu civardaki terörist varlığının tespit edilerek, onlar üzerinde çok yoğun bir operasyon yürütüldüğünü söyledi.
Bölgede çok sayıda teröristin etkisiz hale getirildiğini ifade eden Atalay, "O dağları temizleyen bir operasyondur. Yoksa onun ötesindeki yorumlara pek katılmıyorum ben. Onlar tamamen bilgiye dayanmayan yorumlardır. Şemdinli'de, Çukurca'da veya o dağlarda Kuzey Irak'tan sızan, gelen terörist unsurlar var. Türk Silahlı Kuvvetlerimiz de onlara yönelik operasyonlar yürütüyor. Şemdinli'deki bundan ibaret" diye konuştu.
Suriye'den gelen bazı vatandaşların kamplarda, provokasyona yönelik, Türkiye aleyhine birtakım girişimleri olduğu yönündeki soru üzerine Başbakan Yardımcısı Atalay, Suriye'de büyük bir zulüm olduğunu, devletin vatandaşıyla kavgası olduğunu ve devlete karşı bu yönetime karşı vatandaşın ciddi bir direni şi olduğunu söyledi.
Atalay, şöyle devam etti:
"Biz doğrusu genel olarak bakarsak, sadece Suriye değil Türkiye olarak Arap Baharı'nda bir taraf olduk, vatandaştan yana, hak ve hukuktan yana taraf olduk. Suriye'de de tabii dileğimiz vatandaşların inşallah kısa sürede başarı ya ulaşması ve bu zulmü ortadan kaldırmasıdır. Tabii Suriye'deki olayların bize bir yansıması da sınırımız var, bin kilometrelik bir sınır ortağıyız. Suriye'de o iç savaş sürerken, Türkiye'ye sığınmacı olarak gelen büyük bir nüfus var. Şu anda sayısı 50 bini buldu bunun. Ve bizim Hatay, Kilis, Gaziantep, Urfa gibi illerimizde bu sığınmacıları, göçmenleri, Suriyeli kardeşleri barındırdığımız yerler var. Bunlardan en büyüğü de şu anda Kilis'te.
Bunların içinde tabii gelen nüfusun tamamını her zaman en iyi şekilde kontrol edemiyorsunuz. Değişik unsurlar olabilir. Bir iki olay oldu, doğru. Yani bir kısım provokatif haberlerde yayılıyor, yanlış şekilde. Ama biz şu anda iyi denetliyoruz, kampların yönetimi de iyi. Orada büyük bir sorunumuz yok. Orada titizlikle, doğrusu Türkiye'nin yaptığı büyük bir fedakarlıktır. Yaklaşık 50 bin kişinin iskanı sağlanıyor. Bunu da bir görev olarak yürütüyoruz."
-"PKK ve PYD, çok küçük bir azınlık"-
Sınırda bayrak çekme olaylarında PYD-PKK işbirliğinden bahsedildiğine ilişkin Atalay, şunları kaydetti:
"Şimdi bu konularda gerçekçi olmak lazım. Türkiye'de bir kısım basın maksatlı olarak bunu abarttı. Yani adeta Suriye politikasından dolayı hükümeti eleştirmek için bunu bir fırsat olarak kolladı ve küçük olayları büyü ttü. Şunu herkes biliyor, bizim sınırımıza yakın yerlerde nasıl sınırımı zın bu tarafında Kürk kökenli vatandaşlarımız yaşıyorsa, sınırımızın öbür tarafında da öyledir. Diyelim Nusaybin ile Kamışlı aslında bir şehir. Arasından bir sınır geçirmişler, ikiye bölmüşler. Bunun yarısı Suriye'dedir, yarısı Türkiye'dedir. Bizdeki Nusaybin olmuş, onlardaki Kamışlı olmuş. Akrabalar var. Oradakiler de Kürk kökenli vatandaşlar, buradakiler de Kürk kökenli vatandaşlar.
Yani oralarda PKK'nın veya PYD'nin bazı küçük yerleşim yerlerinde bu boşluktan faydalanması, bunu istismar etmesi ve oralarda bazı görüntüler meydana getirmesi söz konusu, doğrudur. Ama bunların hepsi takip ediliyor. Yoksa Suriye'deki Kürt kökenli vatandaşların da büyük kısmı şu anda oradaki muhalefet cephesinin içinde. Biz onu da biliyoruz. Sadece PKK ve PYD, çok küçük bir azınlık ve Suriye'deki bu boşluktan faydalanıyor. Ama yarın bu kargaşa bitip, Suriye'de inşallah tekrar devlet sistemi işlemeye başladığında, fırsatçıların hepsi bunun bedelini çok büyük görürler. Yani orada bunlara, onlar da müsaade etmezler. Türkiye olarak biz de sınırımızda o tür oluşumlara asla müsaade etmeyiz. Yani bunları çok fazla büyütmemek lazım."
-Sivil anayasa-
Yeni anayasayla ilgili, uzlaşma komisyonundan bir partinin çekilmesi halinde bunun anayasayı sıkıntıya sokacağına ilişkin soruyu Atalay, "Şimdilik çekilme yok ama uzlaşamadıkları maddeler var, onları sonraya bırakıyorlar. Uzlaşılan maddeler geçiyor. Sonra bakılacak hangi maddeler üzerinde uzlaşılmamış. Belki o değiniz çekilme veya katılmama o maddelerde gündeme gelebilir. Ama biz AK Parti olarak şunu düşüyoruz. Yani bir b planı. Azami mutabakatla bu anayasa yapılsın istiyoruz. O olmazsa meclis içinde çoğunluğu sağlayacak bir mutabakatla da bu anayasa yapılabilir."
-Sağlık Bakanı Akdağ-
Sağlık Bakanı Recep Akdağ da Türkiye'de tarih boyunca insanların kardeşçe yaşadığını ve inançlarının bir olduğunu belirterek, şöyle konuştu: "Biz burayı yurt tutmuşuz, geleceğimiz de bir. Şimdi çıkıp bir zaman Diyarbakır Belediye Başkanı özerk, dört ayrı Kürdistan'dan falan bahsediyor. Bunu gerçekmiş gibi, Kürk kimliğini daha baskın olarak hisseden insanlara önemli bir politika olarak takdim ediyorlar. Biz bir elin beş parmakları gibiyiz, bunları ayıramazsınız. Türkiye'nin her yerinde birlikte yaşıyoruz. Dolayısıyla ırka dayalı özerk bir bölgeden bahsetmek aslında bu millete, Kürtlere, Türklere, Araplara kim derseniz birlikte kardeşçe yaşayan insanlara yapılacak en büyük düşmanlıktır."