Ünal Bolat

“On bir yıl geçti aradan… Fakat şu yüreğimdeki acı bir an olsun dinmedi…”

“Bir saniye içinde her şey siliniyor gözünüzden… Can derdine düşüyorsunuz…”

“Artık eniştemi yormaya gerek yoktu. Eşyaları İsmail’in arabaya taşıdık. Ben ön koltuğa geçtim...”

“Şıhbarak köyünde bugün de ekili dikili arazinin büyük bir kısmı tahıl tarımına ayrılmıştır.”

“Bir duamız yetecek belki onlara, belki bir terlik, belki de sadece bir tebessüm…”

“İlk gördüğüm terlikçiye heyecanla soruyorum: “37 numara erkek terliğiniz var mı?”

“Elimdeki beyaz tel parçalarını aldı, evirip çevirdi… Baktı… Sonra bana çevirdi gözlerini”

“Hemen karakola gitmek yerine önce bir kuyumcuya gidip durumu öğrenmek istedik”

“Ben şok… Ağzımdan çıkan çığlık üzerine babam “ne oldu?” diye bana döndü”

“Sizi zorla alıkoymak istemem ama gel ne olursun çoluk çocuğunu tehlikeye atma!”

“Vedalaşıp çıkarken Kütahyalı halk ozanı Hisarlı Ahmet’in sözünü duyar gibi oldum”

“Yaşım kafa kâğıdına göre doksan beş. Aslı bu mu, rahmetli babamdan başka bilen yok!”

​“Çoğu kez bu sedirlerde oturacak yer bulamaz dışarıda hanın boşalmasını beklerdik…”

“Okuyamaz” diye bir belge verilerek okulla ilişiği kesilen arkadaşları için üzülür hâlâ...

​“İneğim doğum yapamıyor; ölmek üzere. Hoca yetiş! Hoca ne olur, yetiş!”

​“Ömründe bir kere îsâr edene, îsâr ahlakıyla bana kavuşana hesap sormaktan hayâ ederim."

​“Beni affet Fahrettin!.. Seni çok sevdim… Ama sana layık bir eş olamadım...”

​“Bu kadın nereye gitti?” diye düşünürken kilerin odasını hafif aralayınca çığlık attı!..

​“Ortalık buz kesti… Firdevs, suskunluk sonrası pirinç tepsisini bırakıp ayağa kalktı...”

“Öğleye kadar bekledim, sıra gelmedi. Öğleden sonra saat 14.30 gibi sıra bana geldi...”