Ünal Bolat

“Her ne olursa olsun bütün riskleri göze alarak, asker arkadaşım Abuzer’e telefon ettim...”

“Yoksa rüya mı görüyordum? Şaşkınlıktan ağzım açık kalmış küçük dilimi yutacak olmuştum...”

“Bizi kurtlar yese bile, yerimizi tutacak kardeşlerimiz vardı. Fakat sığırların yenisini alacak paramız yoktu!..”

“Ortada tek bir yemek tabağı ki o da bugünün servis tabaklarından büyük bir sahan...”

“Beyefendi yere çöktü, duygulandı iki gözü iki çeşme ağlamaya başladı...”

“Merak etmeyin buluruz, taksi duraklarını biliyorum, beraber dolaşacağız, dedim”

“Şehitler üzerine neler söylenmiş neler yazılmıştır. İki farklı zamanda iki şehit ailesi tanıdım...”

“Koskoca adam bir yumrukta boş bir çuval gibi yere yuvarlanmasın mı? Hayret!..”

“Keresteyi depoya indirdikten sonra verecektim parasını bitecekti bu kâbus yolculuk...”

“Kahveden çıkıp, kamyona gittim; bütün cesaretimi toplayıp şoförü ikaz ettim...”

“Tırsmıştım ama geri dönüşü de yoktu. Kamyon gelmişti. Şoför kaba bir sesle sordu...”

​“Makbule Abla'yı kardeşi kandırmış mıydı? Zor mu kullanmıştı? Ne olmuştu bilemiyorum...”

Her genç kız gibi ben de gezip eğlenmekle birlikte nihayetinde evlilik hayalleri kuruyordum...

“Nice ana baba çocuğunu yetiştiriyor ama ergenlik döneminde elinden kayıp gidiyordu...”

​"Yanlış yere montaj ve yanlış kullanım yüzünden nice gençler, banyoda sessizce ölüme gitti..."

​ “Arabayı Hacı Amca için o cuma saati çalıştırmasaydım, iki saat sonra okula gitme vakti geldiğinde çalıştıracaktım...”

​“Beni şu yukarıdaki camiye kadar arabanla bırakabilir misin? Dizlerim artık tutmuyor...”

“Günümüzde telefon dolandırıcılığı deniyor ama eskiden de telefonsuz dolandırıyorlardı!..”

“Hiç beklenmedik bir zamanda akşamüzeri gelen meçhul misafir ne kadar da kibardı”

​“O anda evlat acısından başka insanın hatırına bir şey gelir mi? Gelmez elbette..."