Dünya Sanat Günü’nde eleştirmen ve ressamlara sorduk: Çağdaş sanatta balon patlıyor mu?

Düzenleyen: / Kaynak: Türkiye Gazetesi
- Güncelleme:

Kültür - Sanat Haberleri  / Türkiye Gazetesi

Hemen her şeyin esere dönüşebildiği çok tartışılan çağdaş sanatta satışlar da düşüyor. Ressam Utku Varlık, çağdaş sanatın hep empoze edilen bir şey olduğunu savunuyor. Küratör İsmail Erdoğan ise temellerin ortadan kalktığını söylüyor. Ressam İlhami Atalay da çağdaş sanatın kalıcı olamayacağını iddia ediyor.

MURAT ÖZTEKİN'İN HABERİ - Geçtiğimiz yıllarda büyük bir çağdaş sanat sergisinin açılışında herkes yerde duran birkaç çantanın etrafına toplanmış seyrediyordu. Kısa bir müddet sonra onların sergiyi haberleştirmeye gelen kameramanların ekipman çantaları olduğu anlaşıldı ve herkes utançla uzaklaştı. İnsanlar sonra hâllerine güldüler ama o çantaları “diğerlerinden” görünüşte ayıran çok az şey vardı!  

Evet, hemen her şeyin sanat eserine dönüşebildiği, estetikten ziyade kavramın öne çıktığı contemporary art yani çağdaş sanatta artık bu tarz olaylarla daha sık karşılaşıyoruz. 

Tereyağına atılan “sanatsal” darbeler, “estetik şekilde” dökülen kum kovaları…  Ancak çağdaş sanata dair çalışmalar ve özellikle bu tarz performanslar, son yıllarda hiç olmadığı kadar çok tartışılıyor ve gündeme geliyor. 

Bir şey daha var: Çağdaş sanat eserleri, son aylarda yeterince alıcı bulamıyor. Batı basınında geçen haftalarda çıkan haberlerde çağdaş sanat eserlerinin ya hiç satılamadığı ya da eski fiyatlarının çok altında alıcı bulduğu ifade edildi. Şimdi ise çağdaş sanat galerilerine “fiyatları düşürün!” çağrısında bulunuluyor. 

Sanatta ipin ucu kaçıp bir kandırmaca mı oluştu? Her şeyin sanat eserine dönüşebildiği “çağdaş sanat” dünyasında büyük bir balon mu patlıyor? 

Dünya Sanat Günü’nde eleştirmen ve ressamlara sorduk: Çağdaş sanatta balon patlıyor mu? - 1. Resim

Roman Singer’in “kum kovalı” performansı gibi çağdaş sanat işleri, sosyal medyada da çok paylaşılıp tartışılıyor. 

Mevzuyu Dünya Sanat Günü’nde ressam ve eleştirmenlere sorduk… 

Dünya Sanat Günü’nde eleştirmen ve ressamlara sorduk: Çağdaş sanatta balon patlıyor mu? - 1. Resim

CAN SIKINTISI OLARAK DOĞDU

Paris’te yaşayan tanınmış Türk ressam Utku Varlık “Kanımca ‘çağdaş sanat’ bir can sıkıntısı; jeopolitik ve ekonomik bir kurguydu. Çağdaş sanat empoze edilen bir şey ve ne düşünüyorsunuz diye kimseye sorulmaz!” diyor ve kalıcılığının olamayacağını söylüyor. 
Varlık, çağdaş sanatın mazisini ise şu sözlerle anlatıyor: II. Dünya Harbi’nden sonra dünya, iki bloka ayrılmıştı: Kapitalizm ve komünizm yani bu yeni dünyayı yönetecek başka bir güç! Bu kez kavga kültür ve sanat, adı da “Soğuk Harp” olacaktı. Bu kurgu Amerika’dan doğdu. ABD harpten çok zengin çıkmıştı. Hemen CIA’in yönetiminde ülkenin en ünlü milyarderlerinin sanat vakıflarını buna seferber ettiler. O zamana kadar bilinmeyen Jackson Pollock, Willem de Kooning, Rothko vs. isimler bu harbin başlangıcında yer aldı. Tüm bu sapmaların ideoloğu olarak tanımlayabileceğimiz en önemli isim de CIA ajanı olarak tanınan Michael Sonnabend’di. Kendisi Paris’e yerleşerek bu yeni akımları ilk defa Avrupa’ya aktardı. 1990’lı yıllarda ise çağdaş sanat bir virüs misali Avrupa’nın geleneksel sanatı “pentürü” vurdu, hemen hemen tüm önemli galeriler kapandı. “Modern” etiketiyle açılan müzeler ve milyarderlerin bunu destekleyen vakıfları çok önemli bir güç oldu. 

Dünya Sanat Günü’nde eleştirmen ve ressamlara sorduk: Çağdaş sanatta balon patlıyor mu? - 2. Resim

ARTIK TEMELLER YOK

Küratör ve sanat eleştirmeni İsmail Erdoğan ise çağdaş sanatın aldatmaca değil, bir fikirden doğduğunu ancak zamanla her şeyin değiştiğini savunuyor. Erdoğan “Çağdaş sanatın başlangıcına gittiğiniz zaman böyle bir durumun söz konusu olmadığını görürsünüz. Duchamp ve Rothko’nun yaptıkları, Batı sanatının kendi içerisinde tutarlı görünüyordu. Ancak geldiğimiz noktada işin rengi değişti. Özellikle dijital teknolojilerin sanatla ilişkisi sonrasında kişilerin sanat eğitimi alıp almaması bile önemsiz hâle geldi. Çağdaş sanatla beraber her şeyin sanat olabileceği ve temel hiçbir kıstasın kalmaması gerektiği fikriyle açılan kulvarda yürüyen insanlar, artık istediği her şeyi dayatabiliyor. Ana sebep, sanatın ayaklarının yere bastığı temellerinin olmaması” diye konuşuyor. 
Ancak Erdoğan “Çağdaş sanatın doyuma ulaştığını düşünmüyorum. Çünkü zaten sınırlı bir çevreye hitap ediyor. Ancak insanın güzelliği arama huyu vardır. İnsana o kadar çok çirkin şey sanat adı altında dayatılıyor ki bunlar bir yere kadar devam edebilir. Her şey aslına rücu eder. Sanatta da böyle olacaktır ve gerçek güzellik aranacaktır” diyor. 

Dünya Sanat Günü’nde eleştirmen ve ressamlara sorduk: Çağdaş sanatta balon patlıyor mu? - 3. Resim

SANAT BUNALIMDA

Usta ressam İlhami Atalay ise sanatın “bunalımda” olduğuna vurgu yaparak “Çağdaş sanat bunalımda. Şu anda yeni bir akım çıkmıyor, herkes eskilerin tekrarını yapıyor. Çünkü yeni bir felsefe ortaya konamıyor” şeklinde konuşuyor. 
Atalay sözlerine şöyle devam ediyor: Her şey âdeta şov hâline getirildi. Sanatla ilgisi olmayan işler yapılıyor. Mesela çamura yüz sürerek performans yapılıyor ve sanat diye sunuluyor. Hâlbuki sanatın kalıcı şeylere odaklanması ve gelecek nesillere ışık tutması lazım. Çağdaş sanatta bunlar yok. Zaten yapılan işler müze dışında sergilenemiyor. Bunlar kalıcı şeyler değil. Ancak yapan kişilerin kimliklerinden ötürü bazı kesimlerce destekleniyor. Güzelliğin bir ölçüsü olan estetik ortadan kaldırılırsa sanat diye bir şey kalmaz!

Düzenleyen:  - Kültür - Sanat
Kaynak: Türkiye Gazetesi
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...