Ankara hamle üstüne hamle yapıyor: Egmont raporu hangi gerçeği ortaya koydu?

Kaynak: Dış Haberler
- Güncelleme:
Ankara hamle üstüne hamle yapıyor: Egmont raporu hangi gerçeği ortaya koydu?
Dünya Haberleri  / Dış Haberler

Türkiye'nin son yıllarda Afrika’nın batısındaki Sahel bölgesinde artan etkisi, uluslararası analizlerin merkezine yerleşti. Belçika merkezli Egmont Kraliyet Uluslararası İlişkiler Enstitüsü’nün Mayıs 2025 tarihli raporu, Ankara’nın Mali, Nijer ve Burkina Faso gibi ülkelerde diplomatik, ekonomik ve askeri adımlarla kurduğu yeni düzeni mercek altına aldı.

Belçika merkezli Egmont Kraliyet Uluslararası İlişkiler Enstitüsü’nün Mayıs 2025 tarihli analizine göre, Türkiye son yıllarda Sahel bölgesinde etkisini derinleştiren önemli aktörlerden biri haline geldi. Analizde, Mali, Nijer ve Burkina Faso gibi ülkelerde Türkiye’nin ekonomik, diplomatik ve askeri varlığını artırdığı vurgulandı.

Enstitü, Türkiye’nin bölgeye yönelik yaklaşımını "çok yönlü, siyasi açıdan daha az hassas ve esnek" olarak tanımlarken, bu tutumun Türkiye'yi Batı ile Rusya-Çin ekseni arasında alternatif bir ortak olarak öne çıkardığını ifade etti.

Ankara hamle üstüne hamle yapıyor: Egmont raporu hangi gerçeği ortaya koydu? - 1. Resim

İNSANSIZ HAVA ARAÇLARI VE SAVUNMA ANLAŞMALARI ÖNE ÇIKIYOR

Türkiye, Sahel ülkeleriyle savunma ve güvenlik alanında da kapsamlı işbirlikleri geliştiriyor. Özellikle Bayraktar TB2 tipi insansız hava araçlarının tedariki, Nijer başta olmak üzere bölgedeki askeri rejimlerin dikkatini çekti.

Analize göre, Türkiye bugüne kadar Afrika genelinde 32 insansız hava aracı anlaşması imzaladı; bu anlaşmaların 28’i 2021 sonrası döneme ait. Bayraktar TB2’lerin, ABD üretimi Reaper modellerine göre daha düşük maliyetli olması ve siyasi açıdan tarafsız bir alternatif sunması, Türkiye'yi cazip bir tedarikçi konumuna getirdi.

"ALTYAPI VE YUMUŞAK GÜÇ UNSURLARIYLA ETKİ ARTIŞI"

Türkiye’nin etkisi sadece savunma alanıyla sınırlı değil. Egmont Enstitüsü, Türkiye'nin cami, hastane, havaalanı gibi altyapı projeleriyle bölgedeki görünürlüğünü artırdığını belirtti. Nijer’in başkenti Niamey’deki uluslararası havalimanı ve Radisson Blu Presidential Hotel projeleri buna örnek olarak gösterildi.

Türk Hava Yolları'nın Bamako, Ouagadougou ve Niamey’e direkt uçuşlarının da bölgeyle bağlantıyı kolaylaştırdığına dikkat çekildi.

SAHEL'DE TÜRKİYE-ÇİN YARIŞI!

Analiz, Türkiye ve Körfez ülkeleri gibi "orta güçlerin", Rusya ve Çin’in ardından Sahel’de hızlı bir nüfuz artışı yaşadığını ortaya koydu. Egmont Enstitüsü, bu ülkelerin Batı karşıtı söylemlere rağmen çok taraflı ve pragmatik ittifaklar kurduklarını belirtti. Türkiye’nin NATO üyesi olmasına rağmen bölgede Rusya ile bazı alanlarda kesiştiği; buna karşın NATO içindeki konumu nedeniyle Batılı ülkeler için de potansiyel bir yeniden işbirliği kanalı sunduğu not edildi.

DOĞAL KAYNAKLARDA ORTAKLIK MODELİ

Türkiye’nin Sahel bölgesindeki angajmanında doğal kaynaklar önemli bir yer tutuyor. Egmont Enstitüsü’nün analizine göre, özellikle Nijer’in zengin uranyum rezervleri, Türkiye’nin nükleer enerji alanındaki çeşitlendirme hedeflerinde öne çıkabilecek potansiyele sahip. Bu kapsamda, 2024 yılında Türkiye ile Nijer arasında madencilik alanında bir iş birliği mutabakatı imzalandı.

Öte yandan Mali ile de altın madenciliği üzerine yürütülen temasların, her ne kadar şu aşamada durmuş görünse de, iki ülke arasındaki ticaret hacminin istikrarlı biçimde artmaya devam ettiği kaydedildi.

Ankara’nın bölgedeki bu hamleleri, sömürgecilik geçmişine sahip aktörlerden farklı olarak, eşit ortaklık ve karşılıklı kalkınma prensiplerine dayanan, kardeşlik temelli bir dış politika anlayışı çerçevesinde yürütülüyor. Türkiye, altyapı yatırımları, sağlık projeleri ve savunma iş birliklerinin yanında doğal kaynaklar alanında da yerel ekonomileri güçlendirmeyi ve uzun vadeli iş birlikleri kurmayı hedefliyor. 

TÜRKİYE VE ORTA GÜÇLERİN YARIŞI: AFRİKA BOYNUZU

Analiz, Türkiye ve Körfez ülkeleri gibi "orta güçlerin", Rusya ve Çin’in ardından Sahel’de hızlı bir nüfuz artışı yaşadığını ortaya koydu. Egmont Enstitüsü, bu ülkelerin Batı karşıtı söylemlere rağmen çok taraflı ve pragmatik ittifaklar kurduklarını belirtti. Türkiye’nin NATO üyesi olmasına rağmen bölgede Rusya ile bazı alanlarda kesiştiği; buna karşın NATO içindeki konumu nedeniyle Batılı ülkeler için de potansiyel bir yeniden işbirliği kanalı sunduğu not edildi.

ÇİN RUSYA TÜRKİYE'YE KARŞI NASIL KAYBETTİ?

Türkiye'nin Etiyopya-Somali anlaşmasındaki rolü daha geniş jeopolitik değişimleri de yansıtıyor. Yazara göre Afrika Boynuzu, Türkiye'nin yanı sıra Çin, BAE ve Suudi Arabistan gibi ülkelerin nüfuz mücadelesi verdiği küresel rekabetin odak noktası haline geldi. Ankara, bölgedeki anlaşmalarla birlikte, diplomasi, ekonomik yatırım ve kültürel erişimi harmanlayan bir angajman modeli sergileyerek bu oyuncularla rekabet edebilme yeteneğini gösterdi. Bölgedeki Rusya ve Çin'in stratejik kazanımlarını geride bıraktı.

Türkiye kazandı, Mısır kaybetti: Afrika Boynuzu'nda yeni dönem! - 2. Resim

AFRİKA'DAKİ DİPLOMATİK DENGE SAĞLANABİLİR Mİ?

Türkiye için Afrika Boynuzu'ndaki başarılı arabuluculuk önemli bir diplomatik kazanım olsa da, bu gelişme beraberinde çeşitli riskler de getiriyor. Analizde, Türkiye'nin bölgedeki hedeflerini, küresel ve bölgesel oyuncuların hassasiyetleriyle dengelemek hiç de kolay olmayacağı vurgulandı. Yazara göre, Mısır, BAE ve Suudi Arabistan gibi güçlü ülkeler, Ankara'nın artan rolüne tedirginlikle bakabilir ve bu ilişkileri yönetmek, beraberinde başka krizleri de getirebilir. Türkiye, Afrika Boynuzu’ndaki diplomatik etkisini sürdürürken, bu dengeyi sağlamak ve muhtemel gerilimleri önlemek için dikkatli bir strateji izlemek zorunda kalacak.

Kaynak: Dış Haberler

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...