İTO Başkanı Avdagiç: Önce dış ticaret açığını kapatalım

- Güncelleme:
İTO Başkanı Avdagiç: Önce dış ticaret açığını kapatalım

Ekonomi Haberleri

Yeni hükûmetle birlikte ekonomi yönetiminin hem dış hem iç piyasada olumlu bir algı oluşturduğunu belirten İTO Başkanı Şekib Avdagiç “Bugün, öncelikle bundan sonrasını kurgulayalım. Net projeksiyon şart. TCMB, gerçekçi politika setini dikkate alarak, gerçekçi enflasyon hedeflemesi yapmalı” dedi.

CANAN ERASLAN'IN HABERİ - İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, gazetemizin Yazı İşleri Toplantı Masası’na konuk oldu. 700 binden fazla İstanbullu işletmeyi temsil eden İTO’nun Yönetim Kurulu Başkanlığını yapan Avdagiç, iş dünyasının gündemine dair gelişmeleri değerlendirdi. Özellikle son dönemde iş dünyasının bakışına yönelik açıklamaları ve önerileriyle dikkat çeken Avdagiç, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı ve parlamentoya seçilen tüm milletvekillerini kutladı,  bundan sonraki dönemin hızla kurgulanması gerektiğini ifade ederek sorularımıza şu cevapları verdi:

> Siz İTO’da seçim yaşadınız ardından genel seçimler gerçekleşti. Bu dönemi nasıl değerlendirirsiniz?

Biliyorsunuz, kasım ayında odamızın seçimlerini gerçekleştirdik. Ardından yeni dönemin kurgusunu yaparken, deprem felaketi bütün ülkeyi olduğu gibi bizim de önceliklerimizi değiştirdi. Yardım toplamayla ilgili ciddi bir koordinasyon merkezi kurduk. Çok yoğun bir şekilde sürece dahil olduk. Takip eden süreçte genel seçimler gerçekleştirildi. Seçimler çok kaliteli bir şekilde tamamlandı ve hem Cumhurbaşkanımızın seçilmiş olması hem de parlamento üyelerinin seçimlerle göreve başlamış olması Türkiye için büyük bir avantaj olarak ortaya çıktı. 

Cumhurbaşkanı Yardımcılığına atanan Cevdet Yılmaz’ın kalkınma bakanlığı geçmişi, ekonomik konudaki birikimini önemli bir avantaj olarak görüyoruz. O makamda nahif ve zarif biri olması, bu konuda dinleyici olması, açık olması önemli bir konu. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ve Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan’ın atama süreçleri beklentilere uygun oldu. Kaynak ihtiyacı olan bir dönemdeyiz. O anlamda da bu kadro, bizim gördüğümüz kadarıyla içeride de dışarıda da olumlu bir algı oluşturdu.

İTO Başkanı Avdagiç: Önce dış ticaret açığını kapatalım
İTO Başkanı Avdagiç, Genel Yayın Koordinatörümüz Yücel Koç, Yazı İşleri Müdürümüz Sadık Söztutan, Haber Müdürümüz Fatih Selek, Ekonomi Müdürümüz Canan Eraslan ve Sağlık Editörümüz Ziyneti Kocabıyık’ın da bulunduğu Yazı İşleri Masası’nın konuğu oldu.

> Önceki ekonomi modelinde ana gaye, sıcak paraya bağımlı bir Türkiye’den çıkıp daha çok üretime dayalı bir ekonomi kurmaktı. Bu modelden vazgeçilecek diye bir endişeniz var mı?

Türkiye’deki kredi hacminin, ekonominin daha stabil seyrettiği senelerde toplam Gayrisafi Millî Hasıla’ya oranı yüzde 6 ila 8 arasında seyreder. Bu oran 2022’de yüzde 12’ye, bu yılın ilk çeyreğinde yüzde 14’e çıktı. Ciddi bir artış yaşandı. Buna bağlı olarak tüketici kredilerinden müthiş bir artış oldu. Bu gözden geçirilmesi gereken bir konu. Bir diğer konu ise enflasyonla kredi maliyeti arasındaki korelasyon koptu. Diyelim 1 milyon lira tasarrufunuz var. Mevduata koysanız aldığınız faiz veya kâr payı, enflasyonu karşılamıyor. Bu sefer insanlar yatırım aracı olarak otomobili gördü, arsayı gördü, konutu gördü. Tüketime kaydı. Önümüzdeki yıllarda ihtiyaç duyduğu tüketimi öne çekti. Bunlar dış ticaret dengemize olumsuz etki yaptı.

Kendi sektörümden bir örnek vereyim. 2022-2023 rakamlarına baktığımız zaman otomotiv sektörünün ithalatı döviz bazında yüzde 122 arttı. Herkes diyor ki; piyasada araç bulunmuyor. Hâlbuki araç satışları ilk 5 ayda yüzde 67 arttı. Küçük ticari araç satışları yüzde 74 arttı. Yani yuvarlak hesap, arzda yüzde 70’in üzerinde artış var. Türk otomotiv sanayinde tarihinde en fazla araç satılan 5 ayını yaşadık. O kadar kontrolsüz bir kaynağı bu piyasaya akıtmak durumunda olduk ki, yüzde 70 müthiş bir artış. Otomotivde yüzde 70 artış olurken, şu anda talebi karşılayamıyor. Çünkü insanlar ne yapıyor, otomobil alayım, bilgisayar alayım paramı koruyayım diyor.

> Tersine nasıl dönecek?

Burada konuşmamız gereken, bizim tasarruflarımızı efektif bir şekilde değerlendireceğimiz bir platform olması lazım. Tasarrufla, getirinin dengelenmesi lazım. Buna bağlı olarak, belki iş dünyası için kredi maliyetlerinde bir artış olacak ama şu anda zaten kredi maliyetlerinde geniş bir aralık var. Bir tarafta Merkez Bankası’nın referans faizi dikkate alınarak verilen krediler var. Diğer taraftan dışarıda bankacılık sisteminden ve/veya bulamazsanız faktoring şirketlerinden yüzde 60’a varan oranlarda kullandığınız finansman var. Bütün bu tedbirlerin, yatırım, istihdam ve ihracatla ilgili süreçleri de dikkate alan bir pakette olması lazım.

GERÇEKÇİ OLMAYAN TALEBİN NEDENİ NE?

> Çok konuştuğumuz bir şey daha var: Otomobil stokçuları, gıdada yapılan etiket artışları... Burada bir köpük var mı?

Piyasada regülasyonlar ve dengeler ne kadar daha makul noktaya gelirse ve piyasa orta ve uzun vadede bu dengelerin sıhhatle işleyeceğini satın alırsa, o zaman risk puanı sıfıra doğru gelir. Mesela otomobille ilgili stokçuluk söyleniyor. Arzı yüzde 70 artırdığınız bir yerde talebi karşılamıyorsanız, bence burada otomotivcileri dövmenin anlamı yok. Otomotiv gibi çok komplike ciddi bir pazarın arzını yüzde 70 artırmışsınız. Bu Türkiye’nin gücünü de ortaya koyuyor. Tabii burada ithalatın ciddi bir payı var. Yurt içindeki üreticilerin de payı var. Ama talebe yetişemiyorsunuz. O zaman bence hatayı otomotivcilerin stokçuluğunda aramak yerine, bu gerçekçi olmayan talebin nedenlerini araştırıp, normal seviyeye çekecek önlemleri almak gerek.

> İstanbul Finans Merkezi’nden beklentiniz nedir bu noktada?

İstanbul Finans Merkezi önemli bir adım. Tabii, önemli bir konu mevzuat uygulaması. Uluslararası kaynak bekliyorsak, gerekli hukuki regülasyonları da hızlı uygulamamız gerekiyor. Finans merkezine ilişkin en hızlı geliştirilmesi gereken konunun bu olduğunu düşünüyorum. Yani en yumuşak karnı şu anda bu. Doğru kurgulanırsa, doğru politikalarla sürdürülürse, İstanbul Finans Merkezi’nin birkaç sene içinde Türk ekonomisine ciddi bir katkı yapacağını görüyorum. Dikkatle takip edilmesi gerekiyor.

> Enflasyon öngörünüz nedir?

TCMB’nin enflasyon hedeflemesini gözden geçirmesi gerektiğini düşünüyorum. En önemli konulardan biri, TCMB’nin politika setini dikkate alarak gerçekçi bir enflasyon hedeflemesi yapması ve bunu piyasalarla paylaşması. İkinci olarak, kurlar bir baskı altındaydı ve sonra bir düzeltme hareketi oldu. Bir miktar daha düzeltme hareketinin devam etmesinin makul olacağını düşünüyorum. Ondan sonrasında da enflasyonla paralel bir süreç izlemesi doğru olur. Bugün 17 Haziran 2023. Sonraya bakalım, sonrasını kurgulayalım.

DOLARLA ENFLASYON YAKIN SEYRETMELİ

> Dolarda bir seviye konuşuluyor. En efektif, en öngörülebilir, en ihracatçıyı destekleyebilen rakam gibi... 

Son 20 yıla, 30 yıla bakın ne zaman döviz, yani kur artışı ile enflasyon arasındaki korelasyon bozuldu ise arkasından sert bir düzeltme yaşadık. Yani son 1 yıla yakındır kur yataya yakın bir seyir izlerken, enflasyon yukarı devam etti. Dış ticaret açığının önce dengelenmesi, sonra artıya geçilmesi lazım. Türkiye’nin tarihî problemi dış ticaret açığını kapatmak. Dolayısıyla bizim dış ticaret açığımızı kapatacak politikaları önceleyen bir yaklaşım içinde süreçleri yürütmemiz lazım. Bunu da hayalî bir şey olarak görmüyoruz. Birkaç yıllık politikalarla turizm gelirimizi yurt dışı müteahhitlik gelirlerimizi de eklediğimiz zaman, hızlıca dengeyi yakalayabileceğimizi düşünüyorum.

Bu düzeltme hareketini yaptıktan sonra, yüzde 100 birbirini takip etmese bile enflasyonla kur artışının birbirine yakın seviyeyi takip etmesinin sıhhatli çalışmasının önünü açacağını düşünüyorum.

DEPREMDE YA EVDE DEĞİLSEK?

Beklenen İstanbul depremi için hazırlıkların yeterli olup olmadığı yönündeki sorumuza, İTO Başkanı Avdagiç, şu cevabı verdi: Bu bizim çok önemli bir gündem maddemiz. Sanki mutlaka deprem gece olacak ve biz evde olacağız, hiç kimse iş yerinde olmayacak gibi bir bakış var. Ticaret merkezleri, sanayi merkezleri, küçük sanayi siteleri, fabrikalar, OSB’lerdeki yerleşimlerden sıkıntılı olanların yıkılıp yapılması için, aynı konuta verildiği gibi bir destek paketinin devreye girmesi lazım. Vergi teşvikleri, harç muafiyetleri, KDV muafiyetleri gibi. İstanbul’da ciddi sayıda iş yerinin, küçük sanayi sitesinin, fabrikanın, ticaret merkezinin yıkılıp depreme dayanıklı şekilde tekrar yapılması gerekiyor.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...