Poşet ve kâğıda ‘mermer tozu’ alternatif olacak

Poşet ve kâğıda ‘mermer tozu’  alternatif olacak

EKONOMİ Haberleri

TİM Sektörler Konseyi Maden Sektörü Başkanı Rüstem Çetinkaya, tamamen çöpe giden mermer tozundan Çin, Tayvan ve Japonya’da olduğu gibi kâğıt ve poşet gibi katma değerli ürünler üretilmesi önerisinde bulundu. Bir ton kâğıt için 20 ağaç kesildiğini, 100 ton da su kullanıldığını kaydeden Çetinkaya, ‘mermer tozu’ndan üretimle ağaçların kesilmeyeceğini su da kullanılmayacağını söyledi.

ÖNDER ÇELİK

Son yıllarda ‘tabiat dostu’ üretim ve tüketim her alanda yayılırken, devlet ‘sıfır atık’ politikasıyla poşetleri paralı yaparak plastik kullanımının büyük oranda azalmasını sağladı. Bu konuda çevre duyarlılıklarını dikkate alarak çalışma yürüten mermer üreticileri de ‘mermer tozu’ndan yüzde 100 geri dönüştürülebilir poşet ve kâğıt üretilmesi önerisini getirdi. Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Sektörler Konseyi Maden Sektörü Başkanı Rüstem Çetinkaya, tamamen çöpe giden mermer tozundan katma değerli ürünler üretilebileceğini ifade ederek, 400 milyar dolarlık kâğıt endüstrisinde 1 milyar dolarlık pay alan bu teknolojinin Çin, Tayvan ve Japonya’da başarıyla uygulandığını söyledi. Türkiye’de henüz bu konuda bir üretim olmadığını kaydeden Çetinkaya, 50 ila 100 milyon dolarlık bir fabrika yatırımıyla bu alana girilebileceğini söyledi.

AĞAÇ DA SU DA KULLANILMIYOR
Klasik kâğıt üretiminde 1 ton kâğıt için 20 ağaç kesildiğini, 100 ton da su kullanıldığını kaydeden Çetinkaya, “Mermer kâğıt üretiminde su kullanılmıyor, ağaç kesilmez. Mermer kâğıtların kolay yırtılmayan, sudan etkilenmeyen özelliklere sahip olduğu gibi karbon ayak izlerinin de klasik kâğıtlardan yüzde 70 daha az olduğunu söyleyebiliriz. Geri dönüştürülebilir. Plastik poşet ve plastik paketlerde de kullanılabiliyor” dedi.

MEB KİTAPLARI ‘MERMER’ OLSUN
Devletin bu konuda alım garantisi vermesinin önemine dikkat çeken Çetinkaya, ağaçtan üretilen kâğıda göre daha ağır ve üretim maliyeti biraz daha pahalı olan ‘mermer tozu’ndan kâğıdın kitap baskısı için ideal olduğunu ve çürümediğini söyledi. Çetinkaya, “Millî Eğitim Bakanlığı (MEB) öğrencilere dağıttığı kitapları bunlardan basarsa bizim için yeterli bir alım garantisi olur” diye konuştu.

90 MADENDEN 77’Sİ BİZDE
Rüstem Çetinkaya, dünyada 90 maden türünün 77’sinin Türkiye’den çıktığını belirterek yıllık altın ihtiyacı 200 ton olan Türkiye’nin dünyada Hindistan’dan sonra en fazla altın kullanan ülke olduğunu söyledi. Çetinkaya, “Hâlbuki ülkemizde 18 altın madeninde yıllık 42 ton üretim gerçekleşiyor. Kalan 160 ton altın Türkiye’de üretilse 6 milyar dolarlık ekonomik değer ülkemizde kalır” dedi.

YATIRIM GÜVENCESİ MEMNUN ETTİ
Pandemi yılını 4,27 milyar dolar ihracatla kapatan, bu yılın ilk iki ayında ise 768 milyon dolar ihracat gerçekleştiren maden sektörünün algısının yurt içinde yeniden yapılandırılması gerektiğini anlatan Rüstem Çetinkaya, “Bugün yeni bir maden ruhsatı alabilmek için en az iki yıl gerekiyor. Her şeyden önce dört ayrı bakanlıktan izin almanız gerekiyor. Bir madeni hizmete alabilmek için 16 farklı kurumun görüşü ve izni gerekiyor. Bütün bu hassasiyete karşın sektörümüz ‘vahşi’ ve ‘çevre karşıtı’ olarak görülüyor. Büyük sermaye grupları negatif algı sebebiyle sektörümüze yatırıma mesafeli bakıyor. Hâl böyle olunca sektörümüz potansiyelinin çok altında büyüme ivmesi sergiliyor. Diğer yandan Sayın Cumhurbaşkanı’mızın kısa süre önce açıkladığı Yeni Ekonomik Reform Paketi’nde cari açık başlığı altında maden sektörüne ilişkin yatırım güvencesi ve yatırım ortamının iyileştirilmesi konuları bizleri son derece memnun etti. Bu adımlar sonrasında madenciler yatırım planlarını somutlaştıracaktır” dedi.

 

MADENLER YURT DIŞINDA TURİZM ÇEKİM MERKEZİ
Madenciliğin dünyada, Türkiye’deki algısından çok farklı bir noktada olduğunu vurgulayan Çetinkaya, şu ifadeleri kullandı: Almanya’da bazı maden sahaları neredeyse şehrin içine konumlandırılmış durumda ve aktif bir şekilde çalışıyor. Her ülke kendi ekonomisine ciddi katma değer sağlayan bu gerçekliği dışlamak yerine sahipleniyor. Diğer yandan bazı ülkelerde maden sahalarına özel geziler düzenlendiğini görüyoruz. Bu madenler söz konusu ülkelerin turizmde çekim merkezleri hâline gelmiş durumda. Cari açığın kapanmasına yönelik ciddi çalışmalar yürüten sektörümüzün algısal anlamda da dünyadaki emsalleri ile aynı seviyeye kavuşmasını temenni ediyorum.
 

 

 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...