Yem zorbalığına soruşturma! 39 süt sanayicisi hakkında inceleme başlatıldı

‘Süt karşılığı yem’ uygulamasını mercek altına alan Rekabet Kurulu, ‘çiğ sütü ancak kendi sattıkları yemleri alan çiftçilerden’ satın alan, yüksek fiyattan yem satarak ödemeleri çiftçilerin aleyhine geciktirdiğini tespit ettiği 39 süt sanayicisi firma hakkında soruşturma başlattı.
KAAN ZENGİNLİ - Türkiye’de süt sektöründe yıllardır dillendirilen ‘süt karşılığı yem’ uygulaması yeniden gündeme oturdu. Rekabet Kurulunun başlattığı soruşturma, çiğ süt üreticilerinin karşı karşıya kaldığı büyük sıkıntıları bir defa daha gözler önüne serdi.
Çiftçiler, sanayicilerin dayatmaları nedeniyle hem pahalı yeme mahkûm olduklarını hem de süt paralarını zamanında alamadıklarını söylüyor. Üreticiler “Sütünü bize satmak istiyorsan yemini bizden alacaksın” şartı ile ekonomik olarak sıkıştırıldıklarını ifade ediyor. Serbest piyasadan daha uygun fiyatlarla yem alabileceklerini belirten üreticiler, bu sistem yüzünden maliyetlerinin arttığını anlatıyor. Çiğ süt üretimi yapan üreticiler uzun yıllardır uygulamadan şikâyet ediyor.
Konya’da süt üretimi yaparak sanayiciler ile çalışan çiftçi Ramazan Akbulut konuyla ilgili “1 litre süt satıyoruz ama kazancımız yem parasına yetmiyor. Hem yemi pahalıya alıyoruz hem de süt parasını zamanında alamıyoruz. Çiftçi olarak nefes alamaz hâle geldik. Böyle giderse hayvancılığı bırakmaktan başka çaremiz kalmayacak. Serbest piyasadan yem alsak çok daha uyguna buluyoruz ama sanayiciye süt satabilmek için onların yemini almak zorunda kalıyoruz. Bu da bizi borca sürüklüyor. Ödemeler de aylar sonra yapılıyor. Çiftçi kazanamıyor, sadece ayakta kalmaya çalışıyor” ifadeleri kulandı.
ÇİFTÇİ YEMİ SERBEST PİYASADAN ALABİLMELİ
Uzmanlara göre, bu tür dayatmaların devam etmesi hâlinde Türkiye’de süt üretiminde ciddi bir düşüş yaşanabilir. Çünkü çiftçi, artan maliyetler ve düşük gelir sebebiyle üretimden çekilmek zorunda kalıyor. Ziraat Mühendisleri Odasından yapılan değerlendirmede şu uyarıya yer verildi: Çiftçi yemini serbest piyasadan alabilmeli. Eğer yem dayatması sürerse hem üretici kaybeder hem de tüketici. Süt üretimi azalırsa fiyatlar daha da yükselecek, bu da toplumun her kesimini olumsuz etkileyecek.
DAYATMA REKABET KURULUNDA
Rekabet Kurulu, yaptığı incelemenin ardından 39 süt firması hakkında soruşturma açtı. Kurul’un açıklamasında, üreticilerin yem almaya zorlanamayacağı özellikle vurgulandı. Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
Çiğ Süt Üretim Sözleşmesi’nde yer alan vade, taban fiyat, prim, parite ve gönüllülük maddelerine uyulacak. Aksi durumda sanayicilere idari para cezaları uygulanacak. Firmalar, üreticilerin haklarını içeren bilgilendirme metnini bütün çiğ süt üreticilerine iletmek zorunda olacak.
Kurul, bu adımla birlikte üreticilerin pazarlık gücünü artırmayı ve haksız şartlara maruz kalmalarını önlemeyi hedefliyor.
PAZARIN BÜYÜKLÜĞÜ 5 MİLYAR DOLARI GEÇİYOR
Ülkemizde irili ufaklı 160’tan fazla yem üreticisi bulunuyor. Bu firmalar toplam tüketimin yüzde 85’ini karşılıyor. Ülkemizdeki yem sektörünün pazar büyüklüğü 5 milyar doları geçiyor. Türkiye, Avrupa’nın en büyük karma yem üreticilerinden biri; dünyada da ilk 15 içinde yer alıyor. Sektör ağırlıklı olarak yerli firmalardan oluşuyor. Ancak piyasada ABD’li Cargill gibi firmalar da etkin...
Besicilikte girdi maliyetlerinin yüzde 60-80’i yem harcamalarından oluşuyor. Özellikle küçük aile işletmelerinde bu oran daha da yüksek. Yani yem fiyatındaki en ufak artış, doğrudan üretim kararını etkiliyor. Yem maliyeti artınca, üretici hayvanını beslemekte zorlanıyor. Bu da kesime erken sevk veya hayvan varlığında azalma ile sonuçlanıyor. Uzmanlara göre, bu durum uzun vadede hem et hem de süt arzını daraltarak fiyatları tüketici için artırıyor.
ÖNEMLİ OLAN SANAYİCİNİN NE AMAÇLA BU İŞİ YAPTIĞI
Tarım ve hayvancılık sektörünün uzman isimlerinden Eşref Şekerli konuyla ilgili gazetemize yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:
“Bu kötü bir alışkanlık ve maalesef ülkemizde yaygınlaştı. Bazı üreticilerimiz kendi yemlerini kendileri üretiyor. Kendi yemeğini kendisi yapmak bir kültürdür ve hayvancılıkta bağımlılıktan kurtuluştur. Yem süt takası yapılması durumunda bu kültür yok olacak insanlar hayvanlara yem yapmayı öğrenemeyecekler. Tümüyle sanayiye ve endüstriyel bağımlı hâle gelecekler. Ardından sanayiciler hem sütten para kazanmış olacaklar hem de sattıkları yemden para kazanmış olacaklar bu da ticari ahlaka sığmaz. Fakat bazı hayvancılar ise hayvanlarını nasıl besleyeceklerini bilmiyorlar eksik ya da kötü besliyorlar.
Bu kötü beslenme sonucunda hayvanlardan elde edilen sütte istenilen değerlere ulaşılamıyor. Bu da işin farklı bir boyutu. Hayvanlar düzgün beslenmediği için ihtiyaçları önlerine tam olarak konulmadığı için gebe kalmama sorunu yaşıyorlar, yetersiz beslenme kaynaklı randıman düşüklüğü yaşıyorlar, eğer süt fabrikası iyi niyetli ise amacı üretilen sütün kalitesini artırmak ise bunda sorun yok. Diğer tarafta ise kendine bağımlı hâle getiriyor.”