Türkiye'nin dış borcu kasten yüksek gösterildi! Dezenformasyon yanlış veriye takıldı

CHP’nin ekonomi sunumunun gerçek verilerle çeliştiği ortaya çıktı. Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati “İthal ekonomi komiserlerine bel bağlayanlar, makyajlı sunumların perde arkasında yüksek faiz politikaları vadediyor” derken, ekonomist Prof. Dr. Seyfettin Erdoğan “Veriler üzerinden çarpıtma yaparak piyasaları manipüle etmeye çalışıyorlar. Türkiye’nin dünya markası olmasını önlemek adına yapılmış bir operasyon” dedi.
Türkiye’nin dış borcu 2021 yılı sonunda, 235 milyar doları özel sektöre, 179,8 milyar doları kamuya, 26 milyar doları da Merkez Bankasına ait olmak üzere 441,1 milyar dolar olarak gerçekleşti. Ancak Meclis’te, iktidardan sonra en fazla sandalyeye sahip olan CHP’nin önceki gün kamuoyu ile paylaştığı programda, mevcut veriler hatalı olarak paylaşıldı. Ekonomi çevreleri bu paylaşımı ‘kasıtlı’ buldu.
Özel sektörün borcunun yüksek olmasının problem olmadığını, aksine yatırımların arttığını göstermesi açısından pozitif bir gelişme olduğunu ifade eden ekonomistler “Hiçbir özel sektör kuruluşu kasasına koymak için borçlanmaz. Zaten borç veren de yatırım taahhüdü olmadan bu borca imza atmaz. CHP’nin programındaki ekonomistler ise bunu ‘felaket’ olarak ifade etmişlerdir. Bu, yanlış yönlendirmedir” ifadesini kullandı.
GSYH’YE ORANINA BAKILMALI
Ekonomistler ayrıca borcun tutar olarak ifadesinin değil, borcun gayrisafi yurt içi hasılaya oranının gerçek ve bakılması gereken veri olduğunu ifade ederken “Bu veriye bakıldığında Türkiye’nin, dünya devlerinin üçte biri kadar borçlulağa sahip olduğu görülecektir” dedi. Bu veri dikkate alındığında, Japonya, borçlular arasında ilk sırada yer alıyor. Bu ülkenin borcunun GSYH’sine oranı yüz de 245 seviyesinde bulunuyor. Hazine Bakanlığı verilerine göre ABD’nin borcunun GSYH’ye oranı yüzde 121, Yunanistan’ınki yüzde 237 seviyesindeyken, Türkiye’nin borcunun GSYH’ye oranı sadece yüzde 42 seviyesinde. Borç/GSYH oranının yüksek olması, ekonomik durumun en önemli göstergeleri arasında bulunuyor. Millî gelirinin 2 katından fazla borcu olan ülkelerin riskinin arttığı göz önünde tutuluyor. Yani, bu oran bir ülkede ne kadar yüksekse, o ülkenin borç ödeyememe riski de o kadar yüksek oluyor. Bu durum piyasalardda ise finansal paniğe sebep oluyor. Amerika, İngiltere, Almanya gibi ülkelerin kredibilitesi sebebiyle bu etki bertaraf edilse dahi, Yunanistan gibi ekonomisi zayıf ülkeler için risk daha fazla yükselebiliyor.
PİYASALARI MANİPÜLE ÇABASI
CHP’nin toplantısında Türkiye ekonomisine ilişkin yapılan sunumları değerlendiren Ekonomist Prof. Dr. Seyfettin Erdoğan, ülke dışından ekonomistlerin sunum yapmasına tepki gösterdi. Erdoğan “Ülkemizde bütün siyasi partilerle yakınlığı olan çok kaliteli ekonomistler var. Bu ekonomistler varken, dışarıdan ithal ekonomistler getirip bunlar üzerinden Türkiye ekonomisinin iktisadi sorunlarına çözüm aramak, en hafif ifadeyle kendi bilim insanlarımıza hakarettir. Bu, kendi akademisyenlerini ikinci sınıf olarak görüp Batı’dan medet ummaya çalışmaktır” dedi.
Erdoğan “Resmin tamamına bakmak gerekiyor. Veriler üzerinden çarpıtma yaparak piyasayı manipüle etmeye çalışıyorlar. Sadece Türkiye’de değil, küresel bazda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a büyük bir teveccüh ve saygınlık var. Kendilerince Cumhurbaşkanı Erdoğan’a olan bu güveni ve saygınlığı zedelemek istiyorlar. Türkiye’nin savunma sanayi konusunda ‘kendi kendine yeten bir ülke’ konumuna gelmesi, küresel sermayeyi rahatsız etmeye başladı. Avrupa’dan, ABD’den ve Almanya’dan gelen bu ekonomistler, önce oralardaki sorunları çözmeli” diye konuştu.
TÜRKİYE’YE KARŞI BİR OPERASYON
Bu ekonomistlerin Türkiye gibi ülkelere politikalar önerip, ekonomilerinin küresel sermayeye bağlılığını sürdürmeye çalıştığını ifaden eden Seyfettin Erdoğan şunları söyledi: Bu iş, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘Dünya beşten büyüktür’ diyerek savunma sanayi konusunda çok güçlü bir irade ortaya koyması ile savunma sanayisinde dünya markası olmaya doğru hızla gittiğimiz bir ortamda, bunu önlemek adına yapılmış bir operasyondur. Bu, Türkiye’nin 30-40 yıldır ortaya koyduğu büyük savunma sanayi başarısını çarpıtmaya ve manipüle etmeye çalışmaktır. Birkaç veriyi çarpıtarak hükümetin kredibilitesini sarsmaya çalışmak kesinlikle iyi niyetle ifade edilemez. Türkiye, mali disiplin ve borçların çevrilebilirliği konusunda birçok gelişmiş ülkeden çok daha ileride. CHP’nin yaptığı bu atraksiyon, onların aleyhine olacaktır. Kesinlikle doğru bir tercih değil.
İTHAL EKONOMİ KOMİSERİNE BEL BAĞLAMAYIZ
Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, geçtiğimiz gün ekonomi vizyonunu açıklayan CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na yönelik bir açıklama yaptı. Sosyal medya hesabından Bakan Nebati, şu paylaşımda bulundu: Bizler, ilim neredeyse alırız ancak ithal ekonomi komiserlerine asla bel bağlamayız. İthal ekonomi komiserlerine bel bağlayanlar, makyajlı sunumların perde arkasında yüksek faiz politikaları vaat ediyor. Milletimizin, defalarca yaşadığı bu senaryoya artık karnı tok. Son 20 yılda mega altyapı yatırımlarını büyük oranda tamamlayan ülkemiz, yüksek faizle sıcak para peşinde koşarak değil, üreterek, istihdam oluşturarak ve ihracat yaparak zenginleşecektir.