Türk dizilerin ticari başarısı dünya gündeminde, fakat diğer bir yüzü var!

Düzenleyen: / Kaynak: Türkiye Gazetesi
- Güncelleme:
Türk dizilerin ticari başarısı dünya gündeminde, fakat diğer bir yüzü var!

Kültür - Sanat Haberleri  / Türkiye Gazetesi

Türk dizilerinin ticari başarısı dünyanın dilinde. Ancak madalyonun öbür yüzünde yani sanat ve kültür tarafında nasıl bir tablo var? Yönetmen Ahmet Sönmez, sadece hazza odaklı senaryolar üretildiğini söylüyor. Yapımcı-yönetmen Nazif Tunç, hızlı üretimle estetikten, sinemasal dilden, görsel kaliteden kaçınıldığını ifade ediyor. Türk dizilerinin kültürel kodlarını değerlendiren Prof. Dr. Rıdvan Şentürk ise “Büyük bölümünde seküler hayat tarzı ortaya konuyor ve bu, Batılı çevrelerce müspet karşılanıyor” diyor.

MURAT ÖZTEKİN HABERİ-Türkiye’de çekilen dizilerin ticari başarısı dünyanın gündeminden düşmüyor… Malum en son meşhur İngiliz ekonomi dergisi “The Economist”, Türk dizilerinden övgüyle söz etti. 170’ten fazla ülkede 750 milyon kişiye sunulan Türk dizilerinin ihracat getirisinin yakında 1 milyar doları yakalaması bekleniyor.

Peki, ticari başarının öteki yüzünde yani sanat ve kültür cephesinde nasıl bir tablo var? Başka bir ifadeyle dünyada popülerleşen Türkiye meşeli diziler bizim neyimiz oluyor?

Yurt dışına en çok ihraç edilen yerli dizilerin türlerinde Yeşilçam tarzı dram ilk sırada. İTO’nun Türk dizileri raporuna göre 2020’de yüzde 30’a yaklaşan oranla en çok dram türü tercih ediliyor.

Yerli dizilerin konuları arasında ise aile içinde geçen acıklı olaylar, lüks hayatlar ve ihanet ilişkileri ile suç hikâyeleri öne çıkıyor. Bakış açıları tartışmalı ve sayıları az olmakla birlikte bazı tarihî dizileri de bu hikâyeleri takip ediyor.

Dizilerin temalarında yapımcıların ideolojik tercihleri ile dizi fuarlarındaki trendlerin tesirli olduğu düşünülüyor. 

Türk dizilerin ticari başarısı dünya gündeminde, fakat diğer bir yüzü var!

ADAPTASYON KISIRLIĞI

Dizileri değerlendiren yönetmen Ahmet Sönmez “Dijital platformların hayatımıza girmesiyle seyircinin dizi kalite beklentisi yükseldi. Türk dizilerinde de teknik olarak bir gelişme var. Yönetmenler kendilerini geliştiriyor ama bizim temel problemimiz hikâye ve senaryo. Bu hususta büyük bir kısırlık söz konusu. Şu an yüksek reyting alan birçok dizi uyarlama. Bunların ciddi bir kısmı yabancı ülkelerden adaptasyon. Mesela ‘Ömer’ aslında Yahudi ailenin hikâyesinin anlatıldığı bir dizinin Türkiye uyarlamasıdır” diye konuşuyor.

Türkiye’deki senaristlerin, sadece haz duygusuna hitap eden ve hızlı tüketilecek senaryolar kaleme aldığını kaydeden Sönmez “Yapımcılar da bunu teşvik ediyor. Hâlbuki haz dediğiniz şey, bir anı bırakmaz. Dizilerin kalıcı olması için iyi bir drama kurmak lazım. Türkiye’deki temel değerler üzerine iyi bir eser yapılırsa hatıralarda kalacaktır” şeklinde konuşuyor.

Türk dizilerin ticari başarısı dünya gündeminde, fakat diğer bir yüzü var! 

NOSTALJİK AÇLIĞI DOYURUYORUZ

Türk dizileri üzerine akademik çalışmalarda bulunan İstanbul Ticaret Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Rıdvan Şentürk ise “Dünya dizi sektörü alışılmış kalıplardan uzaklaşmıştı. Bizim en iyi yaptığımız şey ise bu kalıplar içindeki dramlar. Dolayısıyla dizilerimizle dünyadaki nostaljik açlığı doyuruyoruz. Şimdilik dizilerin piyasada bir karşılığı var ama ileride sektör doyuma ulaşabilir. Dizi sektörünün bu tehlikeyi görüp kendini yenilemesi gerekiyor” diyor.

SEKÜLER KÜLTÜR TAŞIYICISI

Türk dizilerinin kültürel kodlarını da değerlendiren Prof. Dr. Şentürk “Batı’daki dizi sektörünü izleyen kuruluşlara göre Türkiye seyirci ve satılan dizi bakımından sektörün yüzde 25’ine hâkim. Ancak bu durum yurt dışında farklı şekilde değerlendiriliyor.

Türk dizilerinin kültürel aktarımı dönemlere göre değişiyor. Bazı dönemlerde Türk kültürüne yönelik, tarihe sadık kalan örnekler çıkıyor. Özellikle tarih dizilerinde tam layıkıyla olmasa da birtakım kültürel kodlara dramatik kalıplar içerisinde yöneliş var. Bu tür diziler Batı’da olumlu karşılanmıyor. Ancak Türk dizilerinin büyük bölümünde seküler bir hayat tarzı ortaya konuyor. Bu da Batılı çevrelerce müspet karşılanıyor.

Batı’daki bazı çevreler bunu ‘Türkler aslında yakın coğrafyalarına ve Latin ülkelerine seküler bir hayatı taşıyıp Müslüman bir ülkenin nasıl modernleşebileceğini gösteriyorlar’ diye yorumluyor, Batı’nın propagandası çerçevesinde değerlendiriyor. Fakat ‘Bütün bu kendi kültürünü değiştirmesi bakımından müspet görülürse görülsün, yine de bunlar Türk’ diye düşünenler de var” diye konuşuyor.

Türk dizilerin ticari başarısı dünya gündeminde, fakat diğer bir yüzü var!

HIZLI ÜRETİM

Yönetmen ve yapımcı Nazif Tunç yerli dizilerin son yirmi senede gelişme kaydettiği ifade ederek “Türk dizileri, her ne kadar ‘tefrika’ olurlarsa olsun yine de Türk kimliğini dünyaya taşıyorlar. Bu, ümit ettiğimiz bir yerde mi? Değil.

Öte yandan diziler yirmi sene öncesinin basitliği içerisinde değiller. Senaryo ve oyunculuk noktasında ilerlemeler oldu. Fakat bizim işi özenle gerçekleştirmek gibi bir sabrımız yok. İstiyoruz ki dizilerimiz, hemen çok para getirsin ve bizi dolarla abat etsin. Bunun için estetikten, sinemasal dilden, görsel kaliteden kaçınabiliyoruz” şeklinde konuşuyor.

Türk dizilerin ticari başarısı dünya gündeminde, fakat diğer bir yüzü var!

BREZİLYA DİZİLERİ SAVRULUP GİTTİ

“Dizilerde kendimize has bir anlatım dili oluşturamadık” diyen Tunç sözlerine şöyle devam ediyor: Yani Yunus Emre’nin şiirde yaptığını biz ekranda yapmadıkça tefrika anlatmaya devam edeceğiz. Doldur boşalt gibi diziler çekiliyor. Bu, bir müddet sonra duvara çarpmamıza yol açar. Bir zamanlar Brezilya dizileri vardı. İçleri boş olduğu için savrulup gittiler.

ABD DİZİLERİ BİLE BU KADAR BİLE BU KADAR MARJİNAL DEĞİL 

En çok ihraç edilen Türk dizileri arasında dramlar ve aile içi çarpık ilişkilerin işlendiği hikâyeler öne çıkıyor. Global Agency verilerine göre 2020’de dünyaya en fazla satılan diziler şöyle: “Muhteşem Yüzyıl”, “Binbir Gece”, “Paramparça”, “Kaderimin Yazıldığı Gün”, “İffet”, “Aşk ve Ceza”. Ancak Amerikan dizilerinde %27 ile en popüler tür dram olmasına rağmen, marjinal aile içi ilişkilerin bu kadar öne çıkmadığı görülüyor.

 

 

Düzenleyen:  - Kültür - Sanat
Kaynak: Türkiye Gazetesi
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...