Türkistan’dan İstanbul’a uzanan irfan köprüsü

Türkistan’dan İstanbul’a uzanan irfan köprüsü

KÜLTüR - SANAT Haberleri

Eyüpsultan’daki Kâşgari Dergâhı’nın tarihini yazan Nuran Çetin “Tasavvufla birlikte Türk kültür ve gelenekleri de bu tekkede yaşatıldı. ‘Kâşgari’yi Batılı yazarlar da ziyaret ederdi” diyor.

MURAT ÖZTEKİN

Bundan yaklaşık 3 asır evvel Abdullah Nidai Kâşgari adlı bir zat, doğduğu yer olan Doğu Türkistan’ın Kâşgar şehrinden yollara düştü... Tek maksadı vardı: Hakk’a ulaşan yolu bulmak… Tam 45 sene boyunca şehir şehir gezdi; farklı iklimlerde yüzlerce âlim ve mutasavvıftan feyzaldı... Abdullah Nidai Efendi’nin son durağı ise memleketine 4 bin kilometre uzaklıktaki İstanbul oldu. Murtaza Efendi’nin o sıralarda Eyüp sırtlarına yeni yaptırdığı dergâha postnişin seçilen Abdullah Nidai Efendi, asırlarca devam edecek olan bir irfan geleneğini başlatmış oldu…
Osmanlı’da tekke ananesinin yaşatıldığı son mekânlardan bir olan Kâşgari Dergâhı’nda tasavvufla birlikte Orta Asya Türk kültürü de yaşatıldı. İsa Geylani Efendi’den Abdülhakim Arvasi Efendi’ye Hüseyin Hilmi Işık Efendi’den şair Necip Fazıl Kısakürek’e kadar tefekkür dünyamıza ışık tutan zatlar gelip geçti tekkeden…
Geçtiğimiz aylarda restore edilen Kâşgari Dergâhı’nın tarihi ise Nuran Çetin tarafından kaleme alındı. Eyüpsultan Belediyesi Yayınlarından çıkan “Gönül Sultanlarının Ağırlandığı Tekke: Kâşgarî Dergâhı” isimli eserde, tarihî mekân çok az bilinen fotoğraf ve arşiv vesikalarıyla tanıtıldı. Biz de Dr. Nuran Çetin’den dergâhın hikâyesini dinledik…
Kâşgari Dergâhı’nın 1745 yılında inşa ettirildiğini söyleyen Çetin “Kâşgar şehrinden 62 yaşında İstanbul’a gelen Abdullah Efendi, Murtaza Efendi’nin yaptırdığı dergâhının postnişini oldu. Yüksek bir ilme sahip olan  Abdullah Nidai Efendi sayesinde tasavvufla birlikte Türk kültür ve gelenekleri de bu tekkede yaşatıldı. Abdullah Nidai’nin soyundan gelenler de bunu devam ettirdi” diyor.
Abdülhakim Arvasi’nin tekkeye şeyh tayin edilmesinin de mekân için mühim olduğunu kaydeden yazar şöyle konuşuyor: “Abdülhakim Efendi çilelerle yoğrulmuş bir zat. Van’da üç bin kitaplık kütüphanesi ve medresesi Ermeniler tarafından yakılınca yakınlarıyla hicret edip İstanbul’a geldi. Abdülhakim Arvasi, Kâşgari Tekkesi’nde postnişin olduktan sonra bir taraftan Süleymaniye Medresesi’nde bir taraftan da camilerde insanları irşat etti.  Tekkede ise Hüseyin Hilmi Işık ve Necip Fazıl gibi zatlar ondan feyzaldı.”

BATILI YAZARLAR GELİRDİ
“Kâşgari Dergâhı hem tabiat harikası bir yerde kurulması hem tarihiyle, çok fazla kimsenin ziyaret ettiği mekân olmuş” diyen Dr. Nuran Çetin “Kâşgari Dergâhı, Pierre Loti Kahvehanesine yakın olmasından ötürü yabancı yazarlarında da alakasını çekmişti. Başta İngiltere ve Almanya olmak üzere pek ülkeden entelektüel, tekkeyi ziyaret etmişti. Batılı entelektüeller eserlerinde de Kâşgari Tekkesi’ne yer vermişler” ifadelerini kullanıyor.

HER GEÇEN SENE BİR ŞEYLER KAYBETTİ
273 yıllık Kâşgari Dergâhı’nın yapıldığı günden bugüne bazı kısımlarını kaybettiğini söyleyen Dr. Nuran Çetin “Tekkenin yeterince muhafaza edilmiş olduğunu söyleyemeyiz. İlk başta ahşaptan yapılan tekke, sonraki yıllarda yıpranmaya uğradı ve yıkılan yerler oldu.

Türkistan’dan İstanbul’a uzanan irfan köprüsü

Misafirhane olarak tabir edilen köşk kısmı 1980’lerde yıkıldı.  Derviş hücreleri ve mektep kısımları da günümüze ulaşmadı. Camekânları olan şadırvana beton atılmış, girişteki ahşap kapılar metal yapılmış. Dergâhın her bir tadilatta pek çok mühim kısımlarının kaybolduğunu söyleyebiliriz. Yapılan son restorasyon ise daha çok modern döneme hitap ediyor” diyor.

Türkistan’dan İstanbul’a uzanan irfan köprüsü

SULTAN SELİM’İN GÖZDE YERİYDİ
Sultan III. Selim ve Sultan III. Mustafa gibi Osmanlı padişahları da Kâşgari Tekkesi’nin müdavimleri arasındaydı. Şehzadeleri için Kâşgari Dergâhı’nda bir köşk yaptıran Sultan III. Selim’in, ramazan gecelerinde tekkede kaldığı biliniyor.

Dr. Nuran Çetin’in eseri, pek çok kaynakla tarihî mekânı aydınlatıyor. Ancak 15 sene bu dergâhta ders gören Hilmi Efendi’ye sadece birkaç sayfa yer verilmesi eserin eksiklerinden. Mevzu hakkında temel eserlerden biri olan Prof. Dr. Ekrem Buğra Ekinci’nin “Hayatı ve Hatıralarıyla Seyyid Abdülhakim Arvasi” kitabı da kaynaklarda yer almıyor.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...