Siyahi kavganın beyazperdedeki izleri
KÜLTüR - SANAT Haberleri
Her daim ırkçılık tartışmalarıyla gündeme gelen ABD, günlerdir George Floyd protestolarıyla sarsılıyor. Ancak Amerika’da siyahilerle beyaz adamın kavgası kadim. Siyahi karşıtlığın Hollywood sinemasındaki yansımaları ise çok yönlü ve tartışmalı.
MURAT ÖZTEKİN
Bazı filmler sarsıcı bir geriye bakış, bazıları riyakârca bir “günah çıkarma”, bir kısmı da ajitasyon dolu... Gelin eksiklerine rağmen ABD’deki siyah beyaz kavgasını anlamamıza yarayacak son yıllarda çevrilmiş bazı filmlere göz atalım...
12 YILLIK ESARET
Irkçılığın kökleri derin
∂ İngiliz siyahi yönetmen Steve McQueen’in “12 Yıllık Esaret”i (2013) de ABD’de siyahla beyazın kadim kavgasına, kölelik üzerinden bakan bir film. 1840’larda geçen hikâyede, siyahi müzisyen Solomon’un kandırılıp köle yapılması işleniyor. Seyirciyi adalet üzerine düşünmeye iten biyografik eser, bir devrin vahşetini gayet açık seçik bir şekilde tasvir ediyor. Eser buna rağmen ırkçılığı mazide kalmış bir vakıa gibi düşünmenize yol açan mübalağalarla dolu.
‘ÖZGÜRLÜK YÜRÜYÜŞÜ’
Yollar oya çıkar
Siyahilerin oy hakkı kazanma hikâyesi ise Ava DuVernay’ın “Özgürlük Yürüyüşü” (2014) filminde mevzu ediliyor. Martin Luther King’in 1965’te başlattığı ve Başkan Johnson’ın oy vermedeki ırk ayrımını kaldırmasını sağlayan yürüyüşler, dokümanter bir usulle işleniyor. Yine bir “günah çıkarma” mahiyetinde olan filmde son günlerde ABD’de yaşanan George Floyd protestolarını hatırlatan sekanslar var.
‘KARANLIKLA KARŞI KARŞIYA’
Karikatürize karanlık
Asi yönetmen Speek Lee “Karanlıkla Karşı Karşıya”(2018) filminde 1960’larda ABD’deki ırkçı teşkilat Ku Klux Klan’la bağlantı kuran siyahi polis Ron Stallworth’ün yaşanmış hikâyesi üzerinden ilerliyor. Zaman zaman karikatürize karakterler sunarak gerçeklikten uzaklaşılan filmde, ABD Başkanı Donald Trump da yerden yere vuruluyor. Film böylelikle ABD’de bazı şeylerin değişmediğini hatırlatıyor.
"42"
Spordaki kavga
Yönetmen Brian Helgeland'ın "42" adlı 2013 yapımı filmi, ABD beyzbol liginin ilk siyahi oyuncusu Jackie Robinson'un maruz kaldığı zorbalıkları anlatan, ırkçılığa dair bir spor biyografisi. Eser, Robinson'ın "42" numaralı formasının eşitliğinin sembolü hâline gelmesini, tesirli bir şekilde anlatıyor. Chadwick Boseman ile Harrison Ford'u karşı karşıya getiren "42", zorluklara karşı mücadeleyi de telkin eden ilham verici bir eser.
"GEÇMİŞİN GÖLGESİNDE"
Mazi kalbimde yara!
Tony Kaye’in “Geçmişin Gölgesinde” (1998) filmi ise ırkçılığa hem sosyal hem de insan ruhundaki yıkımları üzerinden bakabilen sarsıcı bir eser. Film, bir siyahi tarafından ağabeyi öldürülen Derek’in Ku Klux Klan’a katılmasını, cinayet işleyip hapse düştükten sonra gerçekleri fark etmesini rahatsız edici ton ve sahnelerle anlatıyor. Edward Norton’ın unutulmaz oyunculuğuyla süslenen filmde tesadüf bu ya, nefes alamayan siyahi bir kadının olduğu enteresan bir sahne de var.
‘ZİNCİRSİZ’
Tarihi değiştir bak
Hollywood sinemasının “şiddetli” yönetmeni Quentin Tarantino ırkçılığa eğilmese olmazdı... Tarantino’nun Amerikan İç Savaşı’nın hemen öncesinde geçen filmi “Zincirsiz” (2012) Django isimli “zenci”nin bir kelle avcısı ile anlaşarak çıktığı av yolculuğunu merkezine alıyor. İtalyan Western’lerinin kokusunu taşıyan film, birçok kültürel katmanla Amerika’nın ırkçılık tarihine kölelik üzerinden bakıyor. Tarantino, çoğu filminde olduğu gibi yine tarihi eğip büküyor.
‘KAPAN’
Derin ırkçılık
Yönetmen Jordan Peele’nin 2017 yapımı “Kapan” filmi ise ABD’deki ırkçılığa korku teması üzerinden sıra dışı şekilde bakan bir sinema eseri. Siyahi genç Chris’in, arkadaşının ailesiyle tanışmak için gittiği orman evinde maruz kaldığı ırkçı şiddeti işleyen film, oldukça rahatsız edici ögelerle dolu olsa da derdini anlatmakta başarılı. İnce bir mizah sunulan “Kapan”da, Amerikan toplumunun derinlerindeki ırkçılık vurgulanıyor.
‘MISSISSIPPI YANIYOR’
Karanlığa ‘devletlü’ bakışı
Yönetmen Alan Parker’ın “Mississippi Yanıyor”u (1988), ABD’deki ırkçılığa dair en tartışmalı filmlerden... 1960’ların ırkçı eyaletinde geçen hikâyede; ortadan kaybolan siyahi hakları savunucularının akıbetini araştıran iki FBI memurunun serüvenine mercek tutuluyor. Irkçı Ku Klux Klan teşkilatının karanlığını, çarpıcı kundaklama sahneleriyle resmeden eser, bazı sinema eleştirmenlerine göre siyahi mücadelesine devletçi gözle bakıyor. Filmde ırkçılıkla din arasında bağ kurma çabası da var.